• 01/01/70 - 02:00
  • Yazar: Admin
  • Bu sayfayı yazdır img
    YDH

    YDH-Şarku’l- Evsat gazetesi, kuzey Irak’taki Bölgesel Kürt yönetimi Güvenlik Servisi Başkanı Mesrur Barzani ile bir röportaj yaptı. Mesrur Barzani, Irak ordusunun Hanekin’e girmesini siyasi bir karar olarak değerlendiriyor.




    YDH-Şarku’l- Evsat gazetesi, kuzey Irak’taki Bölgesel Kürt yönetimi Güvenlik Servisi Başkanı Mesrur Barzani ile bir röportaj yaptı. Mesrur Barzani, Irak ordusunun Hanekin’e girmesini siyasi bir karar olarak değerlendiriyor.

     

    Genelde Bölgesel Kürdistan yönetimde özelde Kürdistan Özerk Bölgesi başkenti Erbil'de “Esrarengiz Adam” ya da “Top Secret Man” olarak adlandırılıyor. O bölgenin en yüksek siyasi oluşumu olan Kürdistan Demokrat Partisi üyesi ve Kürdistan bölgesinin en önemli güvenlik birimine başkanlık yapıyor.

     

    Kürdistan bölgesindeki birçok güvenlik birimi içeren bu yapıya bu yapıya “Kürdistan Asayiş Ajansı” deniliyor. Kürdistan Özerk Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin büyük oğlu. İşlerinin yoğunluğu nedeniyle sosyal faaliyetlere çok fazla iştirak edemiyor, bundan ziyade televizyon ekranlarında fazla görünmüyor.

     

    Mesrur Barzani üç kardeşinden de büyük. Diğer kardeşi Mansur Barzani bir Subay. Diğer iki kardeşi ise ne askeri ne de parti bünyesinde hiçbir göreve sahip değil. Evli bir oğlu ve bir kızı var. İlkokuldan bu yana peşmerge içerisinde faaliyetlerde bulunuyor. Mezuniyetinden 1991 ve 1992 yılındaki Kürt intifadasına kadar Amerika Birleşik Devletlerinde uluslar arası hukuk, siyasal bilgiler ve diplomasi örgenimi gördü.

     

    Ajans'ın faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz?

     

    -Ajans tıpkı diğer istihbarat ve güvenlik birimleri gibi Irak'taki güvenlik istikrarını sağlayabilmek amacıyla, bölgenin ve halkın güvenliğini sağlamak için uğraşıyoruz. Genel olarak güvenlik için demekle birlikte uyuşturucu madde kaçakçılığı ve istihbarat ajanları ile mücadele ile meşgul oluyoruz.

     

    Bu Ajans partiye ait bir ajans değildir ve bölgedeki hiçbir ajans da partiye ait değildir. Biz uzun zamandır bölgedeki ajansları birleştirmek için uğraşıyoruz; fakat bu güne kadar buna muvaffak olmadık. 2004 yılında parlamentodan bölgedeki güvenlik ajanslarının çerçevesini belirlemek amacıyla 46 sayılı kanunu çıkarmaya muvaffak olduk ve bölgedeki ajansları hukuki bir çerçeveye oturtmak için çalışmalarımız devam etmekte.

     

    Kürdistan Ulusal Birliği gibi bölgede benzer ajanslar var mı?

     

    -Evet, bölgede farklı yönetimler vardı. Evet, farklı bir ajans daha vardı “Kürdistan Ulusal Birliği” ve daha sonra iki yönetim birleşti. Şimdi hedefimiz güvenlik birimlerini de birleştirmek.

     

    Bölgedeki güvenlik birimleri asında bir rekabet veya çatışma var mı?

     

    -Bir çatışma yok, olumsuz yönde bir rekabet yok, hedefimiz bir ve bir birlik var.

     

    Amerikan kuvvetleri ve Bağdat güvenlik birimleri ile bir uyum söz konusu mu?

     

    -Evet, ulusal birlik hükümeti güvenlik birimleri ile bir uyum var. Bizler sadece Kürdistan bölgesinde değil bütün Irak'ta ulusal birlik hükümeti güvenlik güçleri ile iyi bir koordinasyon içindeyiz. Irak’ta ihtilaf kuvvetleri bulunması nedeniyle bizler de onlarla Kürdistan bölgesinde uyumlu hareket ediyoruz.

     

    Bölge ülkeleri güvenlik birimleri ile uyumlu ve koordineli hareket ediyor musunuz?

     

    -Bölge ülkeleri ile ilişkileri belirleyen Irak anayasası var ve biz de bu anayasaya uyuyoruz. Bu nedenle bizim Irak dışında bir ülkenin güvenlik birimleri ile bir alakamız yoktur.

     

    Bölgenin güvenliği üzerinde tehdit oluşturan terörist hareketlenmeler var mı?

     

    -Evet var; fakat bu hareketlenmeler Irak'ın geneline nazaran çok az. Biz bölgede terör gurupları ile savaşmasıydık bölge için ve çevresi için gerçek bir tehdit oluşturabilirlerdi. Son olarak Erbil'de gerçekleştirilecek olan bir intihar saldırısını engelledik.

     

    Acaba bölgede Iraklı olmayan Arap tutuklular var mı?

     

    -Bölgedeki bütün tutuklular bir şekilde terör gurupları ile bağlı olan kişilerdir ve aralarında Iraklı olmayan Arap vatandaşı bulunmamaktadır.

     

    Acaba çalışma alanınız sadece Kürdistan bölgesi ile mi sınırlı yoksa bütün Irak'ı kapsıyor mu?

     

    -Hukuki olarak biz bölgenin güvenliğine öncelik veriyoruz. Irak'ın genelindeki güvenlik boşluğu nedeniyle bizler Irak'ın genelinde güvenlik ve istikrarın sağlanması için yardımlaşıyoruz. Bizden talep edilen her türlü yardımı yapmaya hazırız.

     

    Bölge dışındaki terörist guruplar ortaya çıkarılırken ve bu guruplarla savaşılırken siz bu operasyonda birlikte mi hareket ettiniz?

     

    -Elbette, kesinlikle bizler Musul, Kerkük ve Bağdat'ta terörist guruplarla savaşırken birlikte hareket ettik. Yani biz bu hareketleri öyle kendi kafamıza göre yapmıyoruz, Bağdat ile ortaklaşa hareket ediyoruz.

     

    Ajansınızın yaptığı işlerden biri olarak da ajanlarla savaşmayı saydınız. Acaba bölgede bu türden olaylar oluyor mu?

     

    -Evet mevcut

     

    Kimin için çalışıyorlar?

     

    -Komşu devletler için çalışıyorlar

     

    Yani Bağdat için çalışmıyorlar.

     

    -Hayır, kesinlikle

     

    Ajansınızın faaliyetleri bölgedeki dünce özgürlüğüne ne derece etki ediyor?

     

    -Ajansımız tabiatıyla düşünce özgürlüğüne olumsuz etki etmiyor, aksine düşünce özgürlüğünün yaşanabileceği bir ortam yaratmak için uğraşıyor. Biz sürekli insanların siyasi ve iktisadi alanlarda düşüncelerini özgürce ifade etmesi için uğraşıyoruz.

     

    Hapishanelerinizde siyasi suçlular var mı?

     

    -Hayır kesinlikle hapishanelerimizde dünce suçluları ve siyasi suçlular yoktur. Yani siyasi inançları ve düşünceleri nedeniyle kimse hapse atılmamıştır.

     

    Ajansınızın ekonomik istikrarın sağlanması yönünde ne gibi çalışmaları var?

     

    -Bölgedeki işletmelerin çokluğu bölgenin güvenliğinin delilidir. Yani güvenlik durumu iyi olmayan hiçbir bölgede iç ve dış işletmelerin hareketlilik göstermesinden söz edilemez. Bu sadece bizim çabamızın değil, bölgede güvenlik birimleri ile ortak hareket eden halkımızın çabasının da ürünüdür.

     

    Sizinle bölge hükümeti arasında iş birliği mevcut mu?

     

    -Evet biz bölge hükümetinin bir parçasıyız.

     

    Ajansınız bölge hükümetine bağlı olarak mı çalışıyor?

     

    -Bu konuda tam olarak hukuki bir çerçeve oluşturulabilmiş değil. Fakat bölge hükümetinin başbakanın faaliyetlerimizde ve durumun istikrarında rolü büyüktür.

     

    Güvenlik ajansının ismi “Müfredül Kürdiye(Asayiş)” olarak değiştirildi. Bu değişiklik sizin faaliyetlerinizin özünde bir değişikliğe neden oldu mu?

     

    -Asayiş kelimesi Kürtçe Müfredetül Emn'in karşılığıdır. Biz bu Müfrede kelimesini Emn kelimesinin yerine önceki rejimin emniyet idaresinin bıraktığı kötü izlenimin tesirine maruz kalmamak için koyduk. Bu kötü şöhretten nasıl kurtulacağımızı bilmiyoruz. Asayiş Ajansı bir hizmet kurumudur ve biz daima halkın güvendiği bir kurum olmak için uğraşıyoruz. Vatandaşlarımız ajansın selameti için uğraşmaktalar sağ olsunlar.

     

    Bazı kaynakların, Irak'ın çeşitli yerlerinden bölgeye yerleşmek için gelenlerden, bölgeye girişlerini zorlaştırmak için, vize, oturum izni ve kefil istediğiniz yönünde verdiği haberlere ne diyorsunuz?

     

    -Biz bağımsız bir ülke değiliz ki, gelenlerden vize isteyelim. Buralar Irak'ın diğer şehirlerinden farkı olmayan şehirlerdir. Biz kimseden vize talep etmedik. Bu yönde çıkan haberler bölgenin saygınlığını zedelemek için çıkartılan şayialardır. Fakat bölgeye gelen Arap ya da Kürt herkes güvenlik önlemlerine tabi tutulmaktalar.

     

    Bu önlemler Irak'ın farklı şehirlerinden gelen Kürtlere de uygulanmaktadır. Bu Irak'ın diğer bölgelerindeki kötü güvenlik şartlarından kaynaklanmaktadır. Biz sadece bölgedeki vatandaşların güvenliği için uğraşıyoruz. Bölgenin güvenli olması nedeniyle ülkenin her yerinden binlerce Iraklı bölgeye geliyor. Fakat biz bu gelenlerle birlikte intihar saldırıları ve bomba yüklü araçların bölgeye gelmesini engellemeye çalışıyoruz.

     

    Bu önlemler tam olarak ne gibi önlemler?

     

    -Bunlar çok basit önlemler. Mesela bölgeye yerleşme niyeti olan herhangi bir kişi en yakın asayiş bürosuna gidip kimliği hakkında bilgi vermeli. Daha sonra kendisine bölgeye yerleşim izni verilir. Bunu yapıyoruz; çünkü bu sayede bölge yerleşimcilerini tanıma kolaylığı elde ediyoruz. Tavizsiz olduğunu söylemek mümkün olmayan başka güvenlik önlemleri var mesela. Mesela bölgeye gelen herhangi bir kişiye bölgede yaşayan herhangi bir kişinin referans olması isteniyor. Biz bu şartı basına yansıdığı kadar tavizsiz uygulamıyoruz. Güvenlik güçleri mensuplarından bu şartlara tavizsiz olarak bağlı kalan bazı bireyler olabilir ama biz bunları ortadan kaldırmak için uğraşıyoruz. Ve Irak'ın çeşitli bölgelerindeki güvenlik sorunu aşıldığında biz bu önlemleri kaldırmayı ümit ediyoruz.

     

    Burada önemli olan bu kişilerin bu önlemlerin onların güvenliği için olduğunu yoksa önlerine engel çıkarmak maksadıyla uygulamaya konulmadığını bilmesidir. Yoksa bölge yönetimi bölgeye gelenlerin girişlerini istikrara zarar vermeyecek şekilde kolaylandırması için sürekli talimat veriyor.

     

    Bizim komşu ülkelerle uzun sınırlarımız var. Bu nedenle buralardan bölgeye ve diğer Irak topraklarına sızmalar oluyor. Bunları önlemek çok zor. Özellikle bölge dışındaki Irak topraklarında güvenlik durumu çok kötü. Bu dedenle Irak'ın diğer bölgeleri ile güvenlik açısından bakıldığında tam bir güven havasında giriş çıkış ameliyesine girmemiz mümkün değil. Bu nedenle bölgede olanların selameti açısından bizim bu önlemleri alma sorumluluğumuz var.

     

    Biz Irak'ın çeşitli bölgelerindeki istikrarın sağlanması için diğerleri ile yardımlaşma içerisindeyiz ve biz istikrarın sağlanmasını ve kontrol noktalarını kaldırıp Arap, Kürt ve daha başka ziyaretçileri bölgede ağırlamayı ümit ediyoruz.

     

    Sokakta ve gazetelerde bölgede mali bozulma olduğu yönünde konuşmalar var. Ajansınız bunun için herhangi bir faaliyette bulunuyor mu?

     

    -Bizi ilgilendiren bazı hususlar var bazıları için hükümet ile bir araya geldik. Fakat genel olarak bu bizim sorumluluk alanımıza girmiyor.

     

    Aynı şekilde yabancı istihbarat birimlerinin elemanlarınızı eğittiği dedikodusu var. Mesela Amerikan Merkezi istihbaratı (CIA) ve İsrail İstihbarat örgütü (MOSSAD) gibi birimlerin. Bu konuda dolaysız olarak yetkili bir ağızdan, sizden açıklama bekliyoruz.

     

    -Açık olarak, eğer benden tam olarak doğruyu duymak istiyorsanız bu haberler kesinlikle yanlıştır. Bu tip şayiaları çıkartanlar bölge gerçeği hakkında hiçbir şey bilmeyen insanlar. Cevabım onlar üzerinde ne derece etkili olur bilemiyorum.

     

    Acaba tutukluları konuşturmak için işkence yöntemleri kullanıyor musunuz?

     

    -Kesinlikle hayır, böyle bir şey söz konusu değil. Bu tip şeyler bölgede kesinlikle kabul gören şeyler değil. Bizler bu ajansın sorumluluğunu aldığımızdan bu yana bu ajansın bir hizmet aracı olması için uğraşıyoruz. Bölge hükümetinin hiçbir tutuklu ya da zanlıyı konuşturmak için işkence yöntemlerinin kullanılmaması yönünde kesin talimatı var. Zaten işkence altına verilen ifadeler hukuki olarak geçersiz sayılıyor. Bu konu bizim için temel konulardandır.

     

    Bölgede en çok tehlike arz eden gurup ya da cemaat hangisi?

     

    -İlk olarak el-Kaide sonra Ensaru’l- İslam ve Ensaru’-s Sunne ve daha başka terörist gurupları sayabiliriz.

     

    Hapishanelerde ve ajans bürolarında insan haklarına riayet ediyor musunuz?

     

    -Yayınladığımız bütün bildirilerde insan haklarına riayet edilmesini vurguluyoruz ve buna çok dikkatli bir şekilde özen gösteriyoruz. Biz ajans bünyesindeki elemanlarımızın zanlı ve suçlularla ilişkisinde insan haklarına riayet etmeleri yönünde eğitim almaları için bir kültür merkezi açtık.

     

    Kerkük'te ve bölgede bazı Kürt gazeteciler ve yazarlar öldürüldü. Bazı Kürt gazeteler bu olayın sorumlusu olarak Kürt Partisi ve Güvenlik Ajansını gösterdi. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

     

    -Biz herhangi bir gazeteci yazar veya siyasetçinin öldürülmesinden son derece üzüntü duyuyoruz. Daha da önemelisi biz herhangi bir vatandaşımızın öldürülmecinden son derece üzüntü duyuyoruz. Fakat insanlar araştırma yapmadan direkt olarak bizi suçluyorlar; çünkü suçlamak kolay bir şey. Sadece gazeteciler öldürülmüyor. Bölgede ve Irak'ta askerler, siyasetçiler, tüccarlar ve sıradan vatandaşlar öldürülüyorlar. Bütün bu olayların arakasında parti veya güvenlik ajansının olduğunu ispatlayan deliller varsa, ortaya çıkarsınlar da biz de onlara teşekkür edelim ve bu olayların tahkikatında bunları kullanalım. Fakat bu suçlamaların farklı bir zemini var. Bu suçlamalar yoluyla bazı düşman unsurlar partiyi ve ajansı yıpratmaya çalışıyorlar.

     

    Kürt gazetelerinin ortaya attığı bu suçlamalarla alakalı olarak ne gibi önlemler alıyorsunuz?

     

    -Bölgedeki kültür, iktisat ve siyaset gibi konularda olduğu gibi gazetecilik konusunda da zaman gerekmekte. Zaman geçtikçe gazetecilik, gazetecilik kriterlerine uygun olarak gelişecektir. Biz Kürt gazetelerini fikir özgürlüğü noktasında destekliyoruz. Fakat gazetecilerin fikir özgürlüğü ve başkalarının haklarına tecavüzü ayırmaları gerekiyor. Fakat bazıları bu ayrımı yapamıyor ve yazdığı her şeyi, başkaları haklarını çiğnemek de olsa, fikir özgürlüğü sanıyor.

     

    Biz fikir özgürlüğünü muhafaza ile birlikte başkalarının haksız ithamlardan koruma ile de meşgulüz. Bundan başka ne kişi haklarına ne de düşünce özgürlüğüne dokunmuyoruz. Parlamentoya gazetecilerin faaliyetlerini denetleyen, vatandaşları teşhir ve suçlamalardan koruyan bir kanun tasarısı gönderildi. Fakat parlamento bu kanunu gazeteciler için çok ağır buldu ve bölge hükümetine tekrar gözden geçirmesi için tekrar geri gönderdi. Teşhirin gazetecilikle bir alakası olduğunu düşünmüyorum. Gazeteci yazdıklarının kalitesi ve bunların doğruluğu ile önem kazanır.

     

    Kürdistan silahlı kuvvetlerinin birçok farklı ismi var. Peşmerge, Bölge Koruması vb isimler. Acaba bunlardan hangisi silahlı kuvvetlerin resmi ismidir?

     

    -Anayasaya göre bu askerlerin ismi “Bölge koruma kuvvetleri”dir. Bu peşmergeleri kapsamakla birlikte bölgede, bölgeyi korumakla görevli bütün silahlı unsurları ihtiva eder.

     

    Peşmergeler veya bölge koruma kuvvetleri ile Ulusal Birlik Hükümeti ve Irak Dış İşleri bakanlığının ne gibi bir ilişkisi var?

     

    -Tıpkı Kürdistan özerk bölgesi Irak'ın bir parçası olduğu gibi Bölge Savunma Kuvvetleri Irak Savunma Kuvvetlerinin bir parçasıdır. Ve bu kuvvetler Irak topraklarının bir bölümünü Irak kuvvetlerinin bir parçası olarak muhafaza etmektedir.

     

    -Peşmergelerin veya Bölge Koruma Kuvvetlerinin Irak Dışişleri Bakanlığına bağlanması konusunda bir mutabakata vardınız mı?

     

    -Temelde bir sorun olmamakla birlikte bir takım teknik ayrıntılarda bazı ufak sorunlar var. Fakat maalesef Ulusal Birlik Hükümetini, Bölge Koruma Kuvvetlerinin, Irak Dış İşleri Bakanlığına Bağlanması ve masraflarının bakanlıkça karşılanması noktasında yardımlaşmaktan uzak duruyor. Kürdistan Irak'ın bir parçasıdır ve bizler buradan hareketle haklarımızı ve bize sunulması gereken hizmetleri talep ettiğimizde bu duymazlıktan geliniyor. Bölgeye Irak hükümetince ayrılması gereken bütçe yüzde 17 iken bunun büyük bir kısmı kesintiye uğratılarak yüzde 14 ancak ulaşıyor. Ve bu kesintiyi Irak ordusunun yönetim istihkakı olarak isimlendiriyorlar. Yani Bölge Koruma Kuvvetleri, Irak Savunma Kuvvetlerinin bir parçası olarak isimlendiriliyor. Fakat biz Ulusal Birlik Hükümetinden bu kurum için mali bütçe talep ettiğimizde hayır cevabını alıyoruz.

     

    Bu kuvvetler Kürdistan bölgesindedir ve bütçesi onları ilgilendirir. Ulusal Birlik Hükümeti bölgeye farklı uygulama yapıyor. Evet, biz Irak'ın bir parçasıyız bunu kabul ediyoruz. Fakat bu parça marjinalleştiriliyor. Bizden herhangi bir durumda katılım talep ettiklerinde bunu yapıyoruz. Fakat biz hakkımızı talep ettiğimizde bunu alamıyoruz. Yani sorumluluklarımız var fakat haklarımız yok.

     

    Peşmerge kuvvetleri Musul, Badat ve Basra'da Irak kuvvetleri ile birlikte savaştı mı?

     

    -Peşmerge kuvvetleri hükümetin talebi ile hareke geçmektedir. Bu Bağdat ve daha başka bölgelerde de olmuştur. Peşmerge kuvvetleri Federal hükümetin istekleri doğrultusunda ve Federal hükümetin başkanının teyidi ile birlikte Peşmerge kuvvetleri istikrar ve güvenlik için her türlü operasyona ortaklık edecektir.

     

    Zikredildiği gibi Peşmerge kuvvetleri Irak Savunma Kuvvetlerinin bir parçasıdır. Kim ona bu gözle bakmazsa o Yeni Irak'a inanmıyor demektir. Irak bir bütün olarak düşünülmüyor. Merkezi kararlar, biz anlıyoruz. Bu gün Irak demokratik katılım temelinde Federal bir devlettir. Bu katılım yönetim, sorumluluk ve hukuk bütün alanlarda geçerlidir. Kürtler bu katılımdaki unsurlardan biridir bir eklem unsuru ya da etkisiz eleman değildir.

     

    Siz kendi ajansınız kapsamında Bağdat'ta alınan güvenlik kararlarında kendinizi ortak olarak görüyor musunuz?

     

    -İlke olarak biz ulusal birlik hükümeti ile birlikte güvenlik kurulu üyesiyiz. Irak da bunu böyle kabul etmektedir. Eğer bu gerçek anlamda tahakkuk ederse birçok sorunu halledecek bir yardımlaşma gerçekleşecek. Fakat eğer birçok kurul olur da ortak alınan karlar uygulamaya konmazsa bu katılım olarak nitelendirilemez.

     

    Hanekin'deki olaylarda peşmerge kuvvetleri ve Irak güvenlik güçleri neredeyse karşı karşıya geliyordu. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

     

    -Hanakin’de olan olaylar talihsiz olaylardı ve Irak Güvenlik Güçlerinin bölgeye girişi terörle mücadele için değildi. Çünkü bölge çok güvenli bir bölge, Bu hareket siyasi içerikli bir hareketti. Ulusal birlik hükümetindeki bazı kişilerin mantığına göre sorunlu bölgeler hükümetin kontrolünde olmalı. Fakat bu sorunlu bölge kelimesi tam olarak tanımlanmış bir kavram değil. Mesela Hanekin bölgesi Diyala'daki en güvenli bölgedir. Saddam yönetimi bu bölgeyi bizden uzun yıllar boyunca güç kullanarak almaya çalıştı. Şimdi de buna benzer bir durum var ve biz hakkımızı savunduk.

     

    Neden basın organlarında fazla görünmüyorsunuz?

     

    -Genel olarak işim nedeniyle basın organlarında fazla görünmüyorum, zaten kişisel olarak da bundan hoşlanmıyorum.

     

    Acaba bu birimin başına Başkan Mesut Barzani'nin oğlu olduğunuz için mi seçildiniz?

     

    -Hayır, ben kişisel yeteneklerim sayesinde bu makama getirildim ve Mesut Barzani'nin oğlu olarak bu birimin başında bulunmanın da bedelini ödüyorum.

     

    Acaba siz ve amcaoğlunuz bölgesel hükümet başkanı Necirvan Barzani arasında bir çatışma var mı?

     

    -Hayır, tam aksine ben onu çok severim. Biz birlikte büyüdük. İlişkimiz kardeşçe oldu hep, tabi bir de hükümetimin başbakanı olarak ona saygı da duyuyorum. Aramızda hiçbir rekabet olmayacak. Fakat düşmanlarımızın bu yönde temennileri var. Allah'ın izniyle gerçekleşmemesini ümit ediyoruz.

     

    Şarku’l- Evsat’tan çeviren: Emrah Kekilli

    

    Makaleler

    Güncel