• 01/02/10 - 01:00
  • Yazar: Harun Ahmed
  • Bu sayfayı yazdır img
    YDH

    YDH- Londra’da yayımlanan el-Kudsu’l- Arabi gazetesi yazarı Harun Muhammed, Irak’taki ulusalcı laik seçim ittifaklarını değerlendirdiği yazısında İçişleri Bakanı Cevad Bolani’nin seçim ittifakının Maliki’nin ittifakını zorlayacağı değerlendirmesinde bulunuyor.




    YDH- Londra’da yayımlanan el-Kudsu’l- Arabi gazetesi yazarı Harun Muhammed, Irak’taki ulusalcı laik seçim ittifaklarını değerlendirdiği yazısında İçişleri Bakanı Cevad Bolani’nin seçim ittifakının Maliki’nin ittifakını zorlayacağı değerlendirmesinde bulunuyor.

     

    İyad Allavi’yi destekleyen siyasi, toplumsal, akademik camiadan insanlar Allavi’ye, Cevad Bolani ile seçim ittifakına gitme önerisinde bulundular. Bu kişiler, İyad Allavi ve Cevad Bolani’nin, Ammar el-Hekim’in başını çektiği Irak Ulusal İttifakı ve Nuri el-Maliki’nin başını çektiği Hukuk Devleti Koalisyonu’na karşı ittifak ederek seçimlere birlikte girmelerinin faydalı olacağını kanısında idi.

     

    Bu kişilerin İyad Allavi’ye bu işin olabilirliği için delil gösterdiği şey ise Cevad Bolani’nin tarafsız bir siyasi bir figür olması ve hakkında hiçbir yolsuzluk iddiasının bulunmaması idi.

     

    Cevad Bolani hem siyasi hem de kişisel olarak etnik ve mezhebi temelli siyasetten uzak duran bir kişi olarak biliniyor. Bolani, aynı şekilde hükümet içerisinde kötü işlere bulaşan her kim olursa olsun ve her ne siyasi guruba mensup olursa olsun, ödün vermeyen ve onların karşısında duran biri olarak biliniyor.

     

    Allavi’nin etrafında gelişen bu bakış açısı ve teklife yaklaşımına gelince; aslen bu teklif Allavi’ye yakınındaki bazı isimler tarafından söylendi. Bu kişiler içerisinden Usame Nuceyfi ve ittifak yaptığı Ulusal Birlik Cephesi Lideri Salih el-Mutlak zikredilebilir.

     

    Aynı zamanda Allavi’nin Bolani ile ittifak yapmasına karşı çıkanlar da var, bunların içinde Allavi’nin seçim listesinden bazı isimler ve Allavi’nin eski arkadaşları var.

     

    Öyle ki; duruma şöyle bir bakacak olursak sanki Allavi, Bolani ile birlikte seçime gitmekten korkuyor. Peki, Allavi’yi bu ittifak ile alakalı korkutan ne olabilir?

     

    Üç ülkeden (İkisi bölge ülkesi biri Batılı ülke) İyad Allavi’ye, Bolani ile ittifak yapması konusunda baskı var. Mesela bunlardan biri bir devletin başkan yardımcısı ve Allavi ile aralarında sıkı ilişki var. Bu zat Allavi’yi arayıp Bolani ile ittifak etmelerini desteklediklerini, seçimlere birlikte girmek istedikleri söylüyor. Böyle bir durumda seçimlerden büyük bir başarı elde edeceklerine inandıklarını belirtiyor.

     

    Batılı ülkelerin ki bunların başında Amerika ve yeni Amerikan yönetimi geliyor. Bunlar Allavi, Bolani ittifakını destekliyor. Obama Yönetimine göre; eğer böyle bir ittifak gerçekleşir ve siyasi arenaya çıkarsa, seçimlere girerse, seçimlerde baskın bir başarı kazanacak. Hatta diğer koalisyonları büyük hezimete uğratacak.

     

    Ancak el-Irakiyye Cephesi’nin bizzat kendisinin seçtiği bazı milletvekilleri var. Bu vekiller arasında Safiyye Sehil, İzzet Şanbeder, eski Komünist Mehdi Hafız, halen Komünist Müfid Cezairi, Haci el-Hüseyni, Molla Hayrullah Basri ve sarıklı Laik İyad Cemalettin zikredilebilir.

     

    İşte bu söz konusu vekillere göre dış güçlerin Allavi’yi arayarak Bolani ile ittifak etmesini tavsiye etmesinin nedeni Bolani’nin bizzat kendisi. Cevad Bolani dış güçleri arayarak onlardan Allavi’ye baskı yapmasını istiyor; çünkü onlara göre Cevad Bolani seçimler sonrasında kendini mutedil bir Şii olarak başbakan koltuğunda görmek istiyor.

     

    Ancak Cevad Bolani kendisinin böyle bir niyeti olmadığını yedi kişilik bir heyetin önünde ikrar etti. Bu şekilde İyad Allavi’yi rahatlatmak istiyordu. Bu yedi kişilik heyetin içinden el-Enbar İl Meclisi Başkanı Dr. Casim Halbusi, Dr. Gassan Atiyye zikredilebilir.

     

    Bolani, bu zevatın önünde eğer seçimlere bir ittifak ile girecek olurlar ise Allavi ile Başbakanlık konusunda yarışmayacağını kesin olarak ikrar ederken, seçimler sonrasında kendisine tevcih edilecek herhangi bir görevi de kabul edeceğini belirtti.

     

    Daha sonra Cevad’ın taahhütlerine İyad’a iletecek heyet İyad Allavi’nin yardımcılarından Rasim Avadi tarafından kabul edildi. Ancak Avadi bu heyet ile konuşurken imalı bir şekilde Bolani’ye sataşıp durdu, ayrıca heyetle de alay eder gibi konuşuyordu.

     

    Avadi, heyete hitaben: ’’Öyle aslını bilmediğiniz siyasi meselelerde konuşmayın, sizin susmanız da hikmete şayandır’’ gibi laflar etti. Tabi Gassan Atiyye bu gibi laflardan çok rahatsız oldu. Hatta o da, ’’sen daha beşikte iken ben siyaset ile uğraşıyordum’’ gibi laflar etti. O sırada Allavi de orada idi ve Rasim Avadi’nin Bolani’ye sataşmasından memnun olmuş gibi duruyordu.

     

    Dr. Gassan Atiyye bu görüşmeden çok rahatsız olarak orayı terek etti. Aslen İngiltere’den gelmişti ve ertesi gün de İngiltere’ye geri döndü. Dr. Atiyye’nin durumdan çok rahatsız olduğu belli idi, öyle ki, arkadaşlarının sabır ve sebat çağrılarına kulak vermiyordu. Londra’dan bir açıklama yaptı. Dr. Atiyye yaptığı açıklamada,’’Ben böyle şeylere ve ithamlara tahammül edemem. Ne Rasim’in ne de amcasının (İyad Allavi’yi kast ediyor.) iddialarını kaldıramam’’ dedi.

     

    Şimdi burada Atiyye’yi savunuyorum gibi düşünmeyin; ama gerçekten de Atiye hem yaş olarak büyük hem de daha tecrübeli bir siyasetçi. Atiyye altmışlarda Arap ulusalcı hareketinin içerisinde yer aldı. Bağdat Üniversitesi Filistin araştırmaları merkezinde idarecilik yaptı. Yetmişlerden seksenlerin başına kadar Arap Birliği Basın Bürosu idareciliği yaptı. Seksenlerin başında İngiltere’ye giderek orada hocalık yapmaya başladı. O zamanlar kimse Avadi diye birinin varlığından bile haberdar değildi. Avadi o zamanlar Baas Partisi’nin alt kademelerinde sıradan bir siyasetçi idi. 1979’da da Baas Parti’sinden ayrıldı.

     

    Asıl konuya dönecek olursak. Bu sırada Allavi üzerindeki ulusal ve uluslararası baskıyı kırmak için ne yaptı?

     

    Allavi arada gidip gelenlere dedi ki; tamam ben Bolani ile seçim ittifakı yapmaya hazırım; ama Bolani seçimlerden sonra başbakanlığı istemeyeceğine dair yazılı belge imzalayacak. Tabi Cevad Bolani bunu duyunca işi, ayrıntıları da dâhil toptan çöpe attı ve ’’seçim ittifakı denilen şey en başından karşılıklı güven ile olur. Ben bu gibi konularda diğerleri gibi öyle tüccar gibi davranamam. Yok, efendim yazılı belge imiş, falanmış!’’ dedi.

     

    Durum böyle olunca etrafındakiler ile de görüşerek farklı bir ittifak ile seçimlere girme kararı aldı ki bu ittifak “Irak’ın Birliği İttifakı” diye adlandırılmaktadır.

     

    Yani yukarda zikrettiğimiz hikaye Allavi’nin eline bir daha geçmeyecek bir fırsatı tepme hikayesidir ve bu minval üzere yaşanmışlığı vardır. Zira Allavi’nin bu ittifak ile elde edeceği başarıyı tek başına elde edemeyeceği doğrudur.

     

    Çünkü Bolani bir çok önemli kişi ile müttefik. Bunlar arasında Musul ve etrafında meskun olan Şemr Kabilesi Lideri Şeyh Nevvaf Suud, Enbar Uyanış Konseyleri Lideri Şeyh Ahmet Ebu Rişe zikredilebilir. Bunun yanında Cevad Bolani’ye bir çok akademisyen, aktivist ve gazeteci de destek veriyor. Yani aslen Cevad Bolani’nin, İyad Allavi’den daha çok oy alacağı aşikar gibi.

     

    Salih Mutlak gibi Irak’ın Birliği İttifakı’ndan isimler Allavi ve Bolani ittifakını sağlayabilmek için son raddeye kadar çabaladılar.

     

    Allavi’nin Bolani ile seçim ittifakına gitmemesi müttefikleri üzerinde büyük bir baskı oluşturdu. Mesela Allavi’nin Musul’daki müttefiki Usame Nuceyfi ve Abdullah Hamidi, Bolani İttifakının Musul’daki adamı Şeyh Nevvaf el-Cerya karşısında çok oy kaybedeceklerinin farkındalar. Aynı şekilde mesela Enbar bölgesinde Allavi’nin müttefiki olan Dr. Rafi el-İsevi bölgede Bolani’nin müttefiki olan Şeyh Ahmet Ebu Rişe karşısında çok oy kaybedeceğinin farkında.

     

    Peki, şimdi durum bu iken İyad Allavi ne için Cevad Bolani ile ittifaka girmemek için bu kadar direndi?

     

    Allavi, şimdiye kadar girdiği bütün seçim ittifaklarında bir Şii olarak kaldı. Bu nedenle kendi makamında olabilecek başka bir Şii’yi istemiyor. Özellikle bu Şii’nin başbakanlık koltuğuna göz dikmesini kesinlikle istemiyor.

     

    Aslında mesele şudur: Allavi bir Şii olarak kendisine Tarık Haşimi, Salih Mutlak, Usame Nuceyfi, Abdullah Hamdi el-Yaver, Rafi İsevi, Adnan Cenabi ve Adnan Paçacı gibi Sünni zevat biat etmiş durumda.

     

    Peki, bu ne demek? Bu şu demek ki Allavi’nin ittifakı ulusal bir ittifak, içerisinde Şiiler var Sünniler var ve isteyen herkes de olabilir. Yani Allavi’nin ittifakı demek Irak’ın ittifakı olabilecek bir denge ittifakı demek. Hal böyle olunca Allavi hem Maliki’nin Hukuk Devleti ittifakının hem Hekim’in ittifakının hem de Sünni Hizb-i İslami ittifakının seçmenine hitap edebiliyor.

     

    Böyle bir durumda Şii olan Cevad Bolani’nin Allavi ittifakına katılması demek Allavi ittifakının çok açık olan ulusal imajına gölge düşmesi demek olacaktır.

     

    Bunun yanında İyad Allavi’yi Cevad Bolani ile ittifak yapmamaya zorlayan kişisel nedenler de olabilir.

     

    Hukuk Devleti İttifakı Lideri Nuri el-Maliki’ye gelinde o da Cevad Bolani’nin Irak’ın Birliği İttifakı’ndan korkuyor. Geçtiğimiz günlerde Maliki’nin yardımcılarından ve Dava Partisi liderlerinden Bolani cephesine daha önce görülmemiş saldırılar oldu.

     

    Maliki Cephesi, Cevad Bolani ve ekibini İçişleri Bakanlığına Baasçı unsurları sızdırmakla itham ettiler. İşin dikkat çekici olanı Cevad Bolani de bunu reddetmediği gibi açık açık da söylemiş olması. Bunun içinde Cevad Bulani’nin AFP’ye verdiği demeç zikredilebilir.

     

    Bolani, bu demeçte 14 bin eski görevlinin İçişleri bünyesine dâhil edildiğini söylemişti. Bu kişilerin görevlerini yerine getirirken çok şeffaf davrandıklarını ispat ettiklerini belirtmişti. Bu kişilerin vatanları için ellerinden geleni yapan kişiler olduğunu dillendirmişti.

     

    Cevad Bolani’ye en ağır eleştiriler, Maliki’nin danışmanlarından Mola Ali Yezdi’den geldi. Yezdi Maliki’ye Bolani’yi İçişleri Bakanlığından azletmesi yönünde akıl verirken hatta bir de Bolani’nin seçim ittifakı oluşturmasına mani olması yönünde de onu yönlendirmeye çalıştı.

     

    Yezdi, bunu meşrulaştırmak için de, “güvenlik yetkililerinin ve askeri yetkililerin seçimlere katılma ve ittifak oluşturma hakları yoktur” gibi laflar ediyordu. Ancak Yezdi her halde bunu derken Maliki’nin ülkenin en üst rütbeli askeri ve güvenlik yetkilisi olduğunu ya unutmuştu, ya da hatırlamak istemiyordu. Zira Maliki silahlı kuvvetler genel komutanı, terörle mücadele organizasyonu müfettişi ve Bağdat acil müdahale tugayı komutanı, bunun yanında bir de yürütme yetkisinin başı durumunda.

     

    Yezdi’nin bu türden ilgi çekici bir şey öne sürmesine Bolani Cephesinden yanıt gecikmedi. Dediler ki; eğer Nuri el-Maliki başbakanlıktan ve yukarda söz konusu edilen vazifelerden istifa ederse Cevad Bolani’de içişleri bakanlığından istifa edebilir. Bu şekilde ikisi sadece iki ittifak lideri olarak seçimlere girer.

     

    8 Mart’ta yapılacak olan seçimlere çok fazla bir şey kalmadı. Bolani bu seçimlere siyasi olarak homojen, etnik ve mezhebi olarak da dengeli bir oluşumla giriyor. Ülkede siyasi ve toplumsal açıdan birçok değişiklik meydana geldi. Belki seçimlerden sonra Irak’ın siyasi yapısında bir değişiklik görebiliriz.

     

    Çeviren: Emrah Kekilli

     

    http://www.alquds.co.uk/qra/index.asp?fname=yesterday31qpt78.htm&storytitle=ffمعركة انتخابية حامية بين البولاني وعلاوي والمالكي!fff&storytitleb=هارون محمد&storytitlec=