• 01/01/70 - 02:00
  • Yazar: Asriran
  • Bu sayfayı yazdır img
    YDH

    YDH- Suudi Arabistan’ın 86 yaşındaki Kralı Abdullah bin Abdulaziz’in hastalandığının açıklanması, dikkatleri, kralın hayatını kaybetmesi durumunda saltanatın varisinin kim olacağı sorusuna yoğunlaştırdı.




    YDH- Suudi Arabistan’ın 86 yaşındaki Kralı Abdullah bin Abdulaziz’in hastalandığının açıklanması, dikkatleri, kralın hayatını kaybetmesi durumunda saltanatın varisinin kim olacağı sorusuna yoğunlaştırdı.

     

    İran’dan yayın yapan Asriran adlı internet sitesi, Kral Abdullah’ın ölmesi durumunda Suudi yönetiminde yaşanacak muhtemel değişimlere ilişkin bir analize yer verdi.

     

    Suudi Arabistan’da neler oluyor

     

    Arabistan’ın kilit mevkilerinde birtakım önemli değişimler yaşanacağına ilişkin açık belirtiler gözlemleniyor. Bu çerçevede veliahtlık, içişleri bakanlığı, savunma bakanlığı, dışişleri bakanlığı, Riyad valiliği gibi üst düzey makamlarda değişikliklerin olacağı tahmin ediliyor.

     

    Abdullah Bin Abdulaziz (Kral ve bakanlar kurulu başkanı), Prens Sultan (Veliaht, savunma ve havacılık bakanı, bakanlar kurulu başkanı birinci yardımcısı), Prens Naif (İçişleri bakanı, bakanlar kurulu başkanı ikinci yardımcısı), Prens Selman (Riyad valisi) bugün Suudi Arabistan’daki en etkili ve güçlü dört kardeştirler.

     

    Öz kardeşler olan Kral Abdullah ile Prens Naif, Prens Sultan ile Prens Selman’ın üvey kardeşleridir.

     

    Hicaz’ın 86 yaşındaki Kralı Abdullah bin Abdulaziz Al-i Suud’un hastalanması, onun ölümünden sonra kimin kral olacağı konusunu gündeme getirdi.

     

    Suudi Arabistan’da mutlakıyete dayalı bir düzen bulunuyor ve bizzat kralın kendisi, bakanlar kuruluna başkanlık ediyor. Amerika’nın bölgedeki en önemli müttefiki olan bu ülke, günde 9 milyon varil petrol üretimiyle dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve ihracatçısı olma özelliğine sahip bulunuyor.

     

    Doktorlar, geçtiğimiz hafta hastalığı dolayısıyla –belinde disk kayması teşhisiyle- krala tam istirahat tavsiyesinde bulundu. Kral da tedavisine devam edilmesi için Amerika’ya gitti.

     

     

    Ancak kralın 82 yaşındaki kardeşi Prens Sultan’ın da sağlık durumu iyi değildi ve Prens Sultan, iki yıldır tedavi için gittiği Amerika’da veya nekahet dönemini geçirmek üzere Fas’ta bulunuyordu.

     

    Bu durum, Suudi Kralının 2009 yılının mart ayında içişleri bakanlığı görevinde bulunan diğer kardeşi Prens Naif’i, bakanlar kurulu yardımcılığına atamasına sebep oldu.

     

    76 yaşındaki Prens Naif, 35 yıldır içişleri bakanlığı görevini yürütüyor; ancak son dönemlerde ekonomi, siyaset ve hac idaresi gibi konularda sürekli görüş açıklamaya başlaması, onun yalnızca içişleri bakanlığı göreviyle yetinmediğini ortaya koyuyor.

     

    O, Batı’ya yakın ve reformcu eğilimleri bulunan ağabeyi Kral Abdullah’ın aksine dini kurumlara yakınlığıyla ve reformcu politikalarla arasının iyi olmamasıyla tanınıyor.

     

    Kral Abdullah, reformcu eğilimleri nedeniyle İran’la ve Suudi Arabistan’daki Şiilerle ilişkilerin geliştirilmesine olumlu yaklaştı ve Suudi Arabistanlı Şiiler arasında ademimerkeziyetçi adımların atılmasına zeminler yarattı.

     

    Suudi Kralı, hastalığının başlaması üzerine veliaht olan kardeşinin yurt dışında olması sebebiyle geçen hafta ülke idaresini Prens Naif’e bıraktı.

     

    Birkaç gün sonra tedavisini sürdürmek üzere Amerika’ya gitmeye karar vermesi üzerine Veliaht Prens Sultan, ülke yönetimini almak üzere Fas’tan ülkesine döndü.

     

    Bütün bunlar, dünyanın petrol devi olan Suudi Arabistan’ın, ülkenin birinci ve ikinci adamının hasta olması ve üçüncü adamın (içişleri bakanı ve bakanlar kurulu başkanı ikinci yardımcısı) konumunun da netliğe kavuşmaması sebebiyle farklı günler yaşamakta olduğunu gösteriyor.

     

    Suudi Arabistan’da prensler arasında içişleri bakanı olan üçüncü adam (Prens Naif) konusunda bir uzlaşma bulunmuyor. Kimilerine göre Kral Abdullah, ülkeyi terk etmeden önce kardeşi veliaht Prens Sultan’dan derhal ülkeye dönmesini ve kendi yokluğunda ülkeyi yönetmesini istedi.

     

    Bazı kaynaklara göre ise Veliaht Prens’in çocukları, ülke yönetiminde bir kenara itilmemek için babalarını ülkeye dönmeye mecbur ederek İçişleri Bakanı Naif’in konumunu pekiştirmesini engelledi.

     

    Kral Abdullah, ABD’ye gitmeden ve Veliaht Prens Sultan, ülkeye dönmeden birkaç saat önce bir emir yayımlayarak kendi yokluğunda ülke yönetimini Veliaht Prens Sultan’a bıraktı.

     

    Suudi Arabistan’ın diğer güçlü isimlerinden biri olan Kral Abdullah’ın diğer kardeşi ve başkent Riyad’ın Valisi Prens Selman’ın, Veliaht Prens Sultan’la birlikte ülkeye dönmesi dikkatlerin onun üzerine yoğunlaşmasına sebep oldu. Çünkü o da Veliaht Prens Sultan’la birlikte yurt dışında bulunuyordu ve Veliaht Prens Sultan’la öz kardeş olan Prens Selman, Kral Abdullah’ın üvey kardeşidir.

     

    Prens Selman’ın iki ay önce belinden ameliyat olduğu, ancak sağlık durumunun iyi olduğu bildiriliyor.

     

    Suudi Arabistan’da, Prens Selman’a yakın gazetelere bakıldığında bu gazetelerin yayımladıkları ilanlarda Prens Selman’ın fotoğraflarına, kral ve veliahttan sonra üçüncü sırada yer verdikleri görülüyor. Bu durum, Prens Selman’ın kralın ölümünden sonra veliahtlığı elde etmeye çalıştığını gösteriyor.

     

    Uzmanlar, Prens Selman’ın veliahtlığı elde edememesi durumunda savunma bakanlığını almak için adım atacağını ifade ediyorlar.

     

    Suudi Arabistan’daki etkili prensler arasında rekabet artarken bunlara bağlı grupların her biri kralın veya veliahdın ölmesi durumunda iktidar savaşında daha etkili konumlara gelmek için çaba gösteriyor.

     

    Analistler, Suudi Kralının geçen hafta doktorların hastalığını bildirmesi ve kendisine istirahat vermesi üzerine birkaç önemli adım attığını belirtiyorlar. Bunlardan en önemlisi de Kralın 57 yaşındaki oğlu Mut’ab’ı, Ulusal Muhafız Ordusu komutanlığına ve Müşavir Bakanlığa tayin etmesidir.

     

    Prens Mut’ab, bundan önce Milli Muhafız Ordusu Komutanlığında icrası muavin olarak görev yapıyordu. Milli Muhafız Ordusunun Komutanlığını 49 yıldır elinde bulunduran Kral Abdullah, geçtiğimiz çarşamba günü kendisinin yokluğunda bu makamı oğluna bırakma kararı aldı.

     

    Kral Abdullah ayrıca Müşavir bakanlığa atadığı oğlunun bakanlar kurulu toplantılarına katılması yönünde de emir çıkardı.

     

    Suudi Arabistan Milli Muhafız Ordusu, muhtelif görevlerinin yanı sıra içişleri bakanlığına yardımcı olarak iç güvenliği sağlama yetkisine de sahip bulunuyor. Savunma Bakanlığı bünyesinde olmayan bu ordu, gönüllü güçleri de içinde barındırıyor.

     

    Prens Mut’ab’ın Milli Muhafız Ordusu komutanlığına atanmasıyla iktidar makamlarının Kral Abdulaziz’in ikinci nesilden çocuklarına intikal süreci de başlamış bulunuyor. Bu durumda Prens Muhammed’in de babası Prens Naif’in yerine içişleri bakanlığına geçmesi uzak bir ihtimal değil.

     

    Modern Suudi Arabistan devletinin kurucusu olan Kral Abdulaziz (1873-1953) şimdiye kadarki tüm Suudi krallarının babasıdır.

     

    Şu an üçüncü adam konumunda olan Prens Naif’in veliaht olması durumunda oğlu Muhammed de ondan boşalacak içişleri bakanlığı koltuğuna oturacaktır.

     

    Bu süreçte savunma bakanlığını elinde bulunduran veliahdın da bu görevi oğlu Halid’e (halen savunma bakanı yardımcısı) bırakması beklenmektedir.

     

    Kral Abdullah, Suudi Arabistan’ın Washington Büyükelçisi Adil el-Cubeyr’in ve en yüksek dini makam olan Suudi Müftüsü Şeyh Abdulaziz Al-i Şeyh’in görev süresini dört yıl daha uzattı.

     

    Suudi Arabistan’daki iktidar savaşındaki ihtilaflı makamlardan biri de dışişleri bakanlığıdır. Dolaşan söylentilere göre 35 yıldır dışişleri bakanlığı görevini yürüten 70 yaşındaki Suud el-Faysal, hastalığı sebebiyle devlet görevlerinden ayrılmayı düşünüyor.   

     

    Bu durumda dışişleri bakanlığına ya onun kardeşi eski İstihbarat Servisi Başkanı ve eski Washington Büyükelçisi Turki el-Faysal’ın veya diğer kardeşi olan Mekke Valisi Halid Faysal’ın gelmesi bekleniyor.

     

    Suudi Arabistan, birinci ve ikinci adamının hastalığıyla uğraşırken, Ortadoğu bölgesi de önemli gelişmelerle boğuşuyor. Bu sebeple Suudi Arabistan içinde yaşanacak değişimler, doğal olarak bölgeyi de etkileyecektir.

     

    Çeviren: Alptekin Dursunoğlu

     

    

    Makaleler

    Güncel