Barzani’nin bağımsızlık kumarı

Barzani, kontrol dışı bir güç olarak IŞİD’in varlığına itiraz etse de Irak’ın fiili olarak üçe bölünmüş halinin sürmesini istiyor

Saddam Hüseyin’in Yardımcısı İzzet İbrahim Duri’nin öldürülmesi, Irak’taki yasal siyasi aktörler içerisinde en çok Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani’yi etkileyecek bir gelişme olarak gözüküyor.

Kürt olmayan Iraklı siyasiler, uzun bir süredir Barzani’yi merkezi hükümeti zayıflatmak için Baas Partisi liderleriyle işbirliği yapmakla suçluyordu.

Barzani’nin Musul’un düşmesindeki rolüne dair iddialar ise Kürdistan Bölgesi basını tarafından da dile getirilmişti.[1]

İzzet İbrahim’in 17 Nisan’da Erbil’e 40 kilometre mesafede öldürülmesi, Barzani’nin Baas Partisi liderleriyle ilişkilerine ve Musul’un düşmesindeki rolüne dair iddiaları savunanlar için yeni bir argüman oluşturdu.

İzzet İbrahim’in öldürüldüğü yerin Erbil’e çok yakın bir mesafede olması, Barzani’nin Baas Partisi liderlerini Erbil’de himaye ettiği yönündeki iddialar için yeterli bir kanıt sayılmayabilir; ancak bu iddiaları dile getirenlerin çeşitliliği oldukça dikkat çekici.

Barzani’nin Musul’un düşmesinden sorumlu olan yerel yetkilileri ve Baas Partisi liderlerini Kürdistan Bölgesi’nde himaye ettiğine dair ilk resmi iddia, Musul’un düşmesinden sonra dönemin Irak Başbakanı Nuri el-Maliki tarafından dile getirilmişti.

Maliki, Erbil’i Irak’ı parçalamak için terörist gruplarla işbirliği yapmakla suçlamıştı.[2] IŞİD’in Erbil’e saldırısından sonra unutulan bu iddialar, İzzet İbrahim’in Erbil’e çok yakın bir mesafede öldürülmesi üzerine yeniden gündeme geldi.

“Barzani, Baasçıları Bağdat’a karşı kullanıyor”

Irak’ın eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin yakın dostlarından Vefik Samerrai de İzzet İbrahim’in öldürüldüğü gün el-Hades TV’ye verdiği demeçte Mesud Barzani’nin birçok Baas Partisi liderini Kürdistan Bölgesi’nde himaye ettiğini ve bunları Irak merkezi hükümetini zayıflatmak için kullandığını iddia etti.[3]

Sivil Demokrasi Koalisyonu milletvekillerinden Faik Şeyh Ali, biraz daha temkinli konuşarak “Barzani’nin Baasçı liderlerle doğrudan ilişki içinde olduğu belki söylenemez; ama onların bir çoğunun Kürdistan Bölgesi’nde bulunduğunu Barzani’nin bilmemesi mümkün mü?” diye sordu.

Kanun Devleti Koalisyonu Milletvekili Halid el-Esedi de Baasçı liderlerin Erbil’de olmasının şaşırtıcı olmadığını belirterek Musul’un düşmesi sırasında IŞİD’le işbirliği yapmakla suçlanan Irak ordusu komutanlarının Erbil’e sığındığını, Barzani’nin de onları himaye ettiğini söyledi.

Barzani’nin Musul’un devlet kontrolünden çıkarılması için Baasçılarla doğrudan, IŞİD’le ise dolaylı olarak işbirliği yaptığına dair iddialar, Iraklı Arap politikacılarla sınırlı değildi.

PKK yanlısı basın tarafından da gündeme getirilen bir iddiaya göre Musul’un düşmesinden bir hafta önce “ABD, İsrail, Suudi Arabistan, Ürdün ve Türkiye’nin bilgisiyle Amman’da bir toplantı yapılmış, KDP ve Baasçıların da katıldığı gizli toplantıda Musul’un düşüşü planlanmıştı.”[4]

Barzani’ye yönelik bu suçlamaların Kürtlerin de dahil olduğu bir çeşitlilik içerisinde dile getiriliyor oluşu, Erbil’in Irak merkezi hükümetini zayıflatmak için terörist gruplarla işbirliği yaptığını ispat etmeye yetmeyeceği açık.

Çünkü bu suçlamaları yönelten Iraklı Arap politikacıların da KYB ve PKK gibi Kürt çevrelerin de Barzani ile rekabete ya da husumete dayalı bir ilişkisi söz konusu ve Amman’da Musul’un düşürülmesi için gizli bir toplantı yapıldığının da buna KDP temsilcisinin katıldığının da ispatı en azından şimdilik imkansız.

Erbil’in tutumu, iddiaları güçlendiriyor

Ancak Erbil’in IŞİD’in Selahaddin ve Neyneva illerini devlet kontrolünden çıkarmasından sonra sergilediği siyasi tutumun ve ‘somut bazı gerçeklerin’ Barzani hakkında öne sürülen iddiaları güçlendirdiği de ortada.

Musul’un düşmesinden birinci derecede sorumlu tutulan başta Musul Valisi Esil Nuceyfi olmak üzere yerel yetkililer ve ordu komutanlarının Bağdat tarafından talep edilmelerine rağmen kentin nasıl düştüğü konusunda sorgulanmasına izin verilmeden Erbil’de korunuyor olması, ‘somut gerçekliklerden’ sadece bir tanesi.

Barzani’nin Musul’un düşmesinden IŞİD’in Erbil’e yönelmesine kadar geçen süre içerisinde takındığı siyasi tavır da hakkındaki iddiaları güçlendiren veriler sunuyor.

1- Barzani, Musul’un düşmesinden sonra, en azından Erbil’in güvenliğini sağlamak için Musul tarafına Peşmerge göndermek yerine Irak ordusunun çekilmek zorunda kaldığı Kerkük’ü ele geçirmeyi tercih etti.[5]

2- Anayasanın 140. Maddesinin kendiliğinden uygulanmış ve Kerkük’ün Kürdistan Bölgesi’ne katılmış olduğunu belirterek bunu artık bir müzakere konusu bile yapmayacağını söyledi.[6]

3- Kürdistan’ın bağımsızlığı için referandum yapılması çalışmaları başlatmak üzere Erbil’deki meclise talimat verdi.[7]

Barzani’nin IŞİD’in Irak’ı fiilen parçalayan saldırısını fırsata dönüştürüp tartışmalı bölgeleri ilhak etmeye yönelik ilk adımının Kürdistan Bölgesi için ne büyük bir tehlike yarattığı IŞİD’in Peşmerge güçlerinin kaçtığı Şengal’i 3 Ağustos’ta işgal etmesiyle anlaşıldı.

IŞİD’in Şengal işgali ‘tartışmalı bölgelerin’ ilhakı rüyasına vurulmuş bir darbeydi; ama IŞİD’in 5 Ağustos’ta Erbil’e 40 kilometre yaklaşması Kürdistan’ın bağımsızlığı bir yana, varlığının bile büyük bir tehlike altına sokmuştu. 

Çünkü ‘tartışmalı bölgeleri’ ele geçirmek için Peşmerge güçlerinin özellikle Kerkük’te yoğunlaştırılması, Erbil’in güvenliği konusunda ciddi biz zafiyet meydana getirmişti ve artık Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlığı değil varlığı tartışmalı hale gelmişti.

Erbil’in düşmesini önleyen ilk müdahale hala Kürdistan Bölgesi’nde konuşlu bulunan İran’ın Karargah-ı Hamza birliklerinden geldi. Barzani bunu “Biz tüm dostlarımızdan silah talep ettik. Askeri destek talebimiz karşısında bize ilk yardım eden İran İslam Cumhuriyeti oldu. Bize silah verdi ve askeri işbirliğinde bulundu” diyerek açıkladı.[8]

 Daha sonra gerçekleşen Amerikan hava operasyonları ve 12 Eylül 2014’te kurulan uluslararası koalisyon, Kürdistan Bölgesi’nin varlığını garanti altına almış olsa Barzani de bağımsızlığı ertelemek zorunda kaldı.[9]

Barzani, Gönüllü Halk Güçleri’ne neden karşı

Emirli, Curf es-Sahar ve son olarak da Tıkrit operasyonları Irak’ta IŞİD işgaline karşı kısa sürede ve kesin sonuç alabilecek tek gücün bölge ülkeleri tarafından ‘Şii milisler’ Irak’ta ise ‘Haşdu’ş Şabi’ diye adlandırılan Gönüllü Halk Güçleri olduğunu gösterdi.

Türkiye ve Suud Arabistan ve Amerika, IŞİD işgali altındaki bölgelerin Gönüllü Halk Güçleri tarafından kurtarılmasına itiraz ediyor. Çünkü bu güçler uluslararası koalisyonun desteğini reddederken  İranlı askeri danışmanların komutasını kabul ediyor.

Dolayısıyla bu ülkeler, Irak’ı kurtaran güç görüntüsüyle Tahran’ın Bağdat üzerindeki nüfuzunun artmasından endişe duyuyor.

Türkiye, Suudi Arabistan ve ABD gibi Kürdistan Bölgesi de Gönüllü Halk Güçleri’nin operasyonlara katılmasına karşı çıkıyor.[10]

Erbil’in Musul’un kurtarılması için yapılması beklenen operasyona Gönüllü Halk Güçleri’nin katılmasına karşı çıkması ise Erbil’in güvenliğini de destekleyen İran faktöründen kaynaklanmıyor.

İşgalden kurtaran güç, kurtardığı bölgeler konusunda karar verici olacağı için Musul’un Gönüllü Halk Güçleri, dolayısıyla da Bağdat tarafından kurtarılması, Erbil tarafından ‘tartışmalı bölgeleri ilhak’ ve ‘bağımsızlık’ rüyalarının sonu olarak görülüyor.

Barzani, kontrol dışı bir güç olarak IŞİD’in varlığına itiraz etse de Irak’ın fiili olarak üçe bölünmüş halinin sürmesini istiyor; çünkü bu durumun Kürdistan’ın bağımsızlığı için kolaylaştırıcı olacağını görüyor. Barzani’nin Baasçılarla işbirliği yaptığı yönündeki iddiaları gerçekçi kılan faktörlerden biri de bu.

Yani Barzani, sadece Bağdat’ı zayıflatmak için değil, Irak’ın Sünni bölgelerindeki işgalci gücü değiştirmek için de Baasçılarla işbirliğini tercih ediyor olabilir.

Kürt halkına Enfal operasyonları ile bedel ödeten Baasçılarla 1990'lı yılların ortalarında rakibi KYB'ye karşı işbirliği yapan Barzani, şu an yeni bir kumar oynuyor; ancak gözüken o ki bu kumar, sadece IŞİD’in ömrünü uzatıyor.

Çünkü Türkiye’nin, uluslararası koalisyonun ve Peşmerge’nin Gönüllü Halk Güçlerine karşı çıkmasına rağmen ona ihtiyaç duymadan IŞİD işgaline son verecek bir alternatif ortaya koyamaması IŞİD’in Irak’taki varlığını garanti ediyor.

 



[1] YDH. 23 Eylül 2014. Kürdistan Bölgesi basınından korkunç iddia http://www.ydh.com.tr/HD13253_kurdistan-bolgesi-basinindan-korkunc-iddia.html

[2] Bugün. 9 Temmuz 2014. Maliki: Erbil, terör örgütlerin sığınma yeri oldu http://www.bugun.com.tr/son-dakika/maliki-erbil-teror-orgutlerin--haberi/1179309

[3] Youtube. 17 Nisan 2015. وفيق السامرائي ..و..أخطر الاسرارعن المتعاونين مع الارهابي عزت الدوري ..الموآمرة الكبرىhttps://www.youtube.com/watch?v=EJoQYEC9hX4

[4] Özgür Gündem. 4 Temmuz 2014. YER: AMMAN Tarih: 1 Haziran KONU: MUSUL http://www.ozgur-gundem.com/?haberID=112429&haberBaslik=YER:

%20AMMAN%3Cbr%3ETarih:%201%20Haziran%3Cbr%3EKONU:%20MUSUL&action=haber_detay&module=nuce

[5] Hürriyet. 26 Haziran 2014. Mesut Barzani: Kerkük için elime silah almaya hazırım http://www.hurriyet.com.tr/dunya/26689611.asp

[6] El Cezire Türk. 27 Haziran 2014. Barzani'den Kerkük mesajları http://www.aljazeera.com.tr/haber/barzaniden-kerkuk-mesajlari

[7] Bugün. 4 Temmuz 2014. Barzani'den bağımsızlık referandumu için talimat http://www.bugun.com.tr/gundem/barzaniden-talimat-haberi/1169549

[8] YDH. 26 Ağustos 2014. Zarif, Erbil’de de Irak’ın toprak bütünlüğünü vurguladı http://www.ydh.com.tr/HD13164_zarif-erbilde-de-irakin-toprak-butunlugunu-vurguladi.html

[9] YDH. 12 Mart 2015. Barzani: Kürdistan’ın bağımsızlığı ertelendi http://www.ydh.com.tr/HD13717_barzani--kurdistanin-bagimsizligi-ertelendi.html

[10] Bas Haber. 13-19 Nisan 2015. Sayı: 49, KYB: Heşdi Şabi Musul’a Giremez



Makaleler

Güncel