İsrail medyası, İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) işgal altındaki Sokotra Takımadaları'nda askeri ve istihbarat altyapısı kurma çabalarını yoğunlaştırdığını bildirdi.
YDH- İsrail Maariv gazetesi, 7 Ekim'deki Aksa Tufanı Operasyonu’nun ardından BAE'nin Yemen'in 350 kilometre güneyindeki Umman Denizi'nde yer alan işgal altındaki Sokotra Adası'nda ortak bir askeri ve istihbarat üssü kurmak için İsrail ile işbirliği çabalarını artırdığını bildirdi.
Gazete, BAE'nin 2015 yılında Yemen'e karşı Suudi koalisyonuna katılmasından bu yana stratejik takımadalar üzerindeki kontrolünü genişletmeye çalıştığını belirtti.
BAE’nin Aksa Fırtınası Operasyonu’ndan sonra, Sokotra Adası da dahil olmak üzere Sokotra Takımadaları'nda askeri ve istihbari tesisler inşa etme konusunda Tel Aviv ile koordinasyonunu hızlandırdığı kaydedildi.
Maariv bunun, İsrail ile bu projelerde yer alan Körfez'deki diğer Arap rejimleri arasındaki “normalleşme” anlaşmasının bir parçası olarak ortaya konan uzun vadeli bir proje olduğunu ve "Amerika koruma altında kurulan bir ittifak" oluşturduğunu ifade etti.
Maariv, 7 Ekim'de Aksa Tufanı Operasyonu’nun başlamasından bu yana inşaatın hızlandığını ve özellikle Sokotra'dan sonra takımadaların en büyük ikinci adası olan Abd el-Kuri Adası'nda bir "Emirlik-İsrail" askeri üssü inşa edilmesine odaklanıldığını açıkladı.
Bu takımadaların, diğer Yemen adaları ve limanlarıyla birlikte merkezi bir noktayı temsil ettiğini ve söz konusu ittifakın oluşturulmasının ilgili tüm taraflar için daha acil hale geldiğini belirtti.
Bu projenin bir parçası olarak, İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi geçtiğimiz haziran ayında ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General Michael Kurilla ve BAE ve diğer ülkelerden askeri liderlerle bir araya gelmişti.
Maariv'e göre, projenin nihai amacı, İsrail'in güçlerini ve güvenlik aygıtlarını, ABD Merkez Komutanlığı'nın koruması altında İsrail'le ilişki içinde olan Arap ülkeleriyle ilişkilendirmek.
BAE, Yemen'e yönelik saldırgan savaşa katıldı ve bunu ülkenin güneyindeki hedeflerine ulaşmanın bir yolu olarak gördü. Dokuz yıllık katılım süresince Yemen'in egemenliğini, güvenliğini, birliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü ihlal eden çeşitli uygulamalara öncülük etti.
BAE, Yemen'in kıyı bölgelerinde ve ülkenin güneyinde nüfuz kazanmaya çalışarak Aden Körfezi'ndeki deniz taşımacılığı hatlarında ve Afrika Boynuzu'na doğru Bab el-Mendeb Boğazı'ndaki varlığını güçlendirmeyi amaçladı.
Suudi Arabistan ve BAE arasında artan anlaşmazlıklar, her iki ülkeyi de Yemen’in işgal altındaki vilayetlerindeki varlıklarını güçlendirmeye sevk etti ve her iki ülke de Yemenli ayrılıkçı gruplarla ittifaklar kurarak onları hedeflerine ulaşmak için kullandı.