İsrail'de Başbakan Netanyahu'nun askerlikten muaf tutma yasası vaadini tutmaması üzerine Haredi (ultra-Ortodoks) partiler hükümetten çekilme kararı aldı. Ancak koalisyondan ayrılmayan Harediler, bakanlıkları boş bırakarak ülkeyi en az sekiz ay sürecek bir 'sahte hükümet' ve siyasi felç durumuna soktu.

YDH - İsrail'de Başbakan Benyamin Netanyahu liderliğindeki koalisyon hükümeti, Haredi (ultra-Ortodoks) partilerin bakanlarını çekme kararı almasıyla fiilen dağılma noktasına geldi.
Haredi gençlerin askerlikten muaf tutulmasını sağlayacak yasanın çıkarılmaması üzerine patlak veren kriz, ülkeyi en az sekiz ay sürecek bir siyasi felç dönemine sokarken, Netanyahu ve Şas Partisi lideri Aryeh Deri'nin ülkeyi bir 'sahte hükümet' ile yöneteceği yorumlarına yol açtı.
Haredi partiler hükümetten çekilse de koalisyondan ayrılmayarak, yedi bakanlığın işlevsiz kalmasına neden oldu.
Bu durum, yeni bir bütçe veya ciddi bir yasa çıkarmanın imkânsız hale geldiği ve her oylamanın siyasi pazarlıklara sahne olacağı yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülüyor.
'Bibi Haredi halkına böyle yalan söyledi'
Haaretz gazetesinin değerlendirmesine göre krizin fitilini, Gur Hasidik cemaatinin liderinin sağ kolu ve Netanyahu ile irtibat kişisi olan Moti Babçik'in hafta sonu Mişpaha dergisine verdiği mülakat ateşledi.
Dokuz ay önce aynı dergiye verdiği mülakatta Netanyahu'yu savunan ve "Likud mükemmel olmasa da inançlı bir kitle, onlarla iş yapılır," diyen Babçik, bu kez "Bibi (Netanyahu) Haredi halkına böyle yalan söyledi" başlığıyla yayımlanan röportajında Başbakanı suçladı.
Babçik, koalisyon anlaşmasına atıfta bulunarak, "Her zaman bir başsavcı ve engel olan biri vardır. Ama nihayetinde imza Netanyahu'ya aittir ve imzalanan hiçbir şeye sadık kalmıyor," ifadelerini kullandı.
Babçik'in bu çıkışı, Netanyahu'nun kendisini tasfiye etmesine bir misilleme olarak değerlendiriliyor.
Netanyahu'nun 'böl ve yönet' taktiği cepheyi yardı
Haredi siyasetçilere göre Netanyahu, üzerindeki baskıyı dağıtmak için Haredi partiler arasındaki birleşik cepheyi baltaladı.
"Böl ve yönet" taktiği izleyen Başbakan'ın, doğrudan Haredi cemaatlerin dini liderleriyle temasa geçerek önce Litvanyalılar ile Hasidikleri ayırdığı, ardından da Hasidik grupları bölerek Agudat Yisrael partisini parçaladığı belirtiliyor.
Netanyahu'nun, Belz Hasidik cemaati ve Şlomei Emunim grubuyla doğrudan anlaşmalar yaparak onlara İmar Bakanlığı gibi vaatlerde bulunduğu ifade ediliyor.
Bu anlaşmalar sonrası Agudat Yisrael Partisi Başkanı ve dönemin Konut Bakanı Yitzhak Goldknopf, koalisyondan istifa etmek zorunda kalmıştı.
Netanyahu'nun, boşalan bakanlığı Belz cemaatinden Yisrael Eichler'e atayacağını açıklaması ise Gur cemaatinin temsilcisi olan Babçik için bardağı taşıran son damla oldu.
Babçik, "Netanyahu, Agudat Yisrael'i bölerek aşağılık bir kurnazlık sergiledi," diyerek tepkisini dile getirdi. Bu açıklamaların ardından Babçik, bakanlıktaki görevinden alındı.
Şas'ın göstermelik istifaları
Krize dahil olan bir diğer Haredi parti Şas'ın Bilge Hahamlar Konseyi de çarşamba günü hükümetten çekilme kararı aldı.
Ancak bu çekilme, pek çok istisna içeriyordu: Parti hükümetten çekilecek ama koalisyondan ayrılmayacak; bakanlıklardaki genel müdürler ve profesyonel ekipler görevde kalacak; meclis komisyonu başkanlıkları korunacak ve lider Aryeh Deri daraltılmış savaş kabinesine katılmaya devam edecek.
Kararın ardından Şaslı Din İşleri Bakanı Michael Malchieli'nin istifa mektubunu yazdığı ancak sunmadığı, İçişleri Bakanı Moşe Arbel'in ise sunduğu mektubu yürürlüğe girmeden geri çektiği ortaya çıktı.
Şas kanadı bu durumu, Çalışma Bakanlığı Genel Müdürü'nün İçişleri Bakanlığı'na kaydırılması işlemiyle gerekçelendirse de bu açıklama inandırıcı bulunmadı.
Haredi çevrelerde, Deri'nin bu manevralarla hem 'Norveç yasası' kapsamında meclise giren milletvekillerini korumaya hem de seçim döneminde kritik öneme sahip İçişleri ve Din İşleri bakanlıkları üzerindeki kontrolünü kaybetmemeye çalıştığı konuşuluyor.
Ufukta seçimler göründü
Haredi partiler koalisyonun ömrünü tamamladığı görüşünde birleşirken, Netanyahu'nun meclisin ekim sonuna kadar sürecek yaz tatili öncesinde erken seçim kararı alması beklenmiyor.
Tatil sonrası son pazarlık denemelerinin ardından Netanyahu'nun Deri ile oturup karşılıklı olarak kabul edilebilir bir seçim tarihi belirleyeceği tahmin ediliyor.
Haredi partilerin tercihi, Purim bayramı öncesindeki tatil dönemi olan şubat sonu veya mart başı.
Bu dönemde yeşiva (dini okul) öğrencilerinin tatilde olması, onların seçim kampanyasında aktif olarak kullanılabilmesine olanak tanıyor.
Bu takvimin işlemesi halinde, İsrail'i yedi-sekiz ay boyunca işlevsiz bakanlıklar, askıya alınmış bir bütçe ve ciddi yasama faaliyetlerinden yoksun, tamamen yapay bir hükümetin yöneteceği öngörülüyor.