Nasrullah:Lübnan devletinin kararına engel olmayacağız

08 Aralık 2006

SAAF-Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrullah, Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararı

SAAF-Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrullah, Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararı onaylamasının ardından çok önemli açıklamalarda bulundu.

 

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrullah el-Menar televizyonunda yayımlanan açıklamasında “tüm mülahazalara ve karardaki bazı maddelerin gayri adil ve zalimce niteliğine rağmen, Hizbullah, Lübnan hükümetinin kararlarının önünde engel olmayacak ve Lübnan devletinin her türlü kararına yardımcı olacaktır” dedi.

 

Hizbullah’ın BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararına ilişkin tavrına değinen Genel Sekreter Hasan Nasrullah, “her şeyden önce şunu belirteyim ki eğer Lübnan devleti ve milleti, düşmanın bu saldırılarına karşı durmasaydı, bu savaşın siyasi ve güvenlik açısından sonuçları bu kararda yer alan maddelerden çok daha kötü olacaktı” diye konuştu.

 

“Mevcut şartlar, özellikle de ABD’nin İsrail’e verdiği kayıtsız şartsız destek göz önünde bulundurulduğunda Güvenlik Konseyi’nin yayınladığı kararın bu şekilde çıkması doğaldır. Lübnan İslami Direnişi’nin sergilediği duruş ve Lübnan halkının onun yanında yer alan tavrı olmasaydı, İsrail yayınlanan bu kararla tüm şartlarını ve siyasi taleplerini Lübnan’a dayatabilirdi ve 1701 sayılı karardan çok daha kötü bir karar yayınlanabilirdi” diyen Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrullah ateşkesle ilgili olarak da şunları söyledi:

 

“Acil ateşkesin sağlanması halinde Lübnan İslami Direniş Hareketi, hiç tereddüt etmeden bu ateşkese uyacaktır; ama şunu da vurgulamalıyım ki düşman karşısındaki direniş her milletin doğal hakkıdır.”

 

Hizbullah’ın Lübnanlı mültecilerle ilgili alınacak her karara katılmaya hazır olduğunu belirten Nasrullah, “Siyonist rejim Lübnan topraklarına ve halkına yönelik saldırılarını ne zaman durdurursa, Lübnan İslami Direnişi de doğal olarak operasyonlarını durduracaktır” dedi.

 

Nasrullah, “Lübnan hükümeti Birleşmiş Milletlerle veya hatta Siyonist rejimle gerekli koordinasyonu sağlayıp ateşkes ilan ettiği zaman Hizbullah da bu ateşkese uyacak ve kendini bununla kayıtlı görecektir” dedi ve İsrail Genelkurmay Başkanının Lübnan’a yönelik kara harekatını sürdürecekleri yönündeki açıklamalarına da değinerek şunları ifade etti: “İsrail savaşın başında tüm fırsatlardan istifade ederek bu savaşta zafer kazanmaya çalıştı. Siyonist rejim şu anda Lübnan’ın güney bölgelerinde saldırılarını sürdürüyor. Bu noktada çok önemli ve hassas bir meseleye açıklık getirmek istiyorum. Lübnan halkı düşmanın bu saldırıları karşısında kesin meşru direniş hakkına sahiptir. Şundan emin olunmalıdır ki Lübnan Hizbullah’ı İsrail ordusunun güney Lübnan’da genişleterek sürdürdüğü bu saldırılar karşısında uygun direniş yöntemlerinden istifade edecektir. Birçok kişi savaşın dün gece Güvenlik Konseyi’nin yayınladığı kararla bittiğini düşünüyor; ama bu gerçek değil, İsrail’in güney Lübnan topraklarına başlattığı geniş çaplı saldırılarla bu savaş halen devam etmektedir.”

 

Kararda ateşkesle ilgili maddenin muğlâk bırakıldığına değinen Nasrullah, “maalesef, Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararının maddeleri, savaşın durdurulması, ateşkesin sağlanması ve İsrail’in güney Lübnan topraklarından çekilmesiyle ilgili somut bir zaman tayin etmemektedir; dolayısıyla da herkes bunu canının istediği gibi yorumlayabilecektir” dedi.

 

“ABD adeta İsrail’e hedeflerini gerçekleştirmek için zaman kazandırmakta, bu şekilde İsrail’e saldırılarını sürdürmesi için yardımcı olmaktadır. İsrail hükümeti bugün, pazartesiye kadar Güvenlik Konseyi kararına uyacağını açıkladı. Karar, salı günü İsrailli yetkililer tarafından incelenecek, sonraki günlerde de diğer aşamalar geçirilecek ve nihayet İsrail’in hedeflerine ulaşması sağlanmaya çalışılacak” diyen Hasan Nasrullah, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben Lübnan milletinden ve hükümetinden bu son derece kritik anlarda bilinçli bir şekilde davranmasını istiyorum. Güvenlik Konseyi kararı yayınlandı ve savaş bitti düşüncesine kapılarak önceki hale dönülüp direnişten ve bilinçten uzaklaşılmasın. Çünkü savaş henüz sona ermedi ve işgalci düşman saldırılarını hala devam ettiriyor. Düşmana, zamandan istifade ederek saldırılarını sürdürme fırsatı vermemeli, bir kenara çekilip ‘önemli değil savaş nasıl olsa bir iki gün içinde sona erecek’ dememeliyiz. İsrail saldırılarını sürdürdükçe, her halükarda İslami Direniş de düşmana karşı sürdürdüğü yiğitçe direnişe devam edecektir.”

 

Hizbullah genel Sekreteri Hasan Nasrullah, Hizbullah’ın 1701 sayılı kararla ilgili siyasi tutumuna da değinerek “Maalesef bu kararın bazı maddeleri gayri adil ve zalimcedir. Bununla birlikte Lübnan Hizbullah’ı, kararın bu maddeleri ile ilgili mülahazalarını Lübnan hükümetine iletecektir. İsrail’in BM’deki temsilcisi ve ABD Dışişleri Bakanı Rice, Güvenlik Konseyi toplantısına katılan üyelerin huzurunda Lübnan Hizbullah’ı ile ilgili utanmazca yalanlarını sürdürdü. Rice ve İsrail’in BM’deki temsilcisi, Güvenlik Konseyi üyelerine Lübnan Hizbullah’ının 2 İsrail askerini esir almakla kalmadığını, İsrail’i füzelerle vurmaya devam ettiğini söyledi. Halbuki gerçek bu değil, Hizbullah, esir alınan İsrail askerleriyle ilgili yapıcı tutumunu ortaya koydu. Savaşın başlamasıyla ilgili ilk somut adımı atan İsrail oldu. Bu savaşta atılan ilk füze İsrail’in güney Lübnan’a attığı füze oldu.

 

Hizbullah’ın bu kararla ilgili ikinci mülahazası şudur: Bu kararda İsrail’in güney Lübnan’a yönelik saldırılarından söz edilmemiş, İsrail’in Kana ve Surifa gibi muhtelif bölgelerinde işlediği savaş suçları kınanmamıştır. Hizbullah, kararla ilgili diğer mülahazalarını önümüzdeki günlerde ayrıntılı bir şekilde açıklayacaktır. Zira bu konuyu şimdi gündeme getirerek acil ateşkesin sağlanması yoluna taş koymak istemiyoruz.

 

Bu kararın bazı maddeleri, Lübnan’ın iç meseleleriyle ilgilidir. Binaenaleyh, Güvenlik Konseyi şunu bilmelidir ki Lübnan’ın iç işleri, Lübnan siyasi partileriyle devletini ilgilendirir. Bu meseleler Lübnan hükümetinin ve diğer siyasi partilerinin ortaklaşa inceleyeceği ve değerlendireceği şeylerdir. Elbette Hizbullah temsilcisi, bugün Lübnan hükümet toplantısına katılacak ve tüm mülahazalarımızı Lübnan hükümet üyelerine iletecektir.

 

Ateşkesin sağlanması gayretlerine ve ABD’nin İsrail taleplerini karşılamak için hazırlamaya çalıştığı kararı engelleme yönünde gösterilen çabalara teşekkür ediyorum.

 

Lübnan hükümeti, siyasi ve güvenlik sorumlulukları bakımından son derece önemli bir noktada bulunmaktadır. Bu hükümet, İsrail’in Lübnan’dan elini o kadar kolay çekmeyeceğini özellikle de Siyonist rejimin bu savaşta istediği zaferi elde edemediğini çok iyi bilmektedir. Binaenaleyh, Lübnan hükümetinin son derece uyanık davranması gerekiyor. Biz, İsrail saldırılarının durdurulmasını, İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilmesini, ülkeye güvenlik ve istikrarın yeniden döndürülmesini ve mültecilerin yerlerine dönmesini istiyoruz. Bu taleplerimize ve acil ateşkes istememize rağmen şunu da bilmeliyiz ki hala düşmanın saldırılarıyla yüz yüzeyiz. Başlangıçta gösterdiğimiz sorumluluğu düşmanla yüz yüzeyken de göstermeliyiz.

 

Acil ateşkesin sağlanması için siyasi çabalar sürdürülecek ve biz de düşmanın gelecek günlerdeki tavrını izleyeceğiz. Her halükarda biz meselelere gerçekçi bir gözle bakıyoruz. Bu gerçekçi bakışımızla birlikte düşman karşısındaki bilinçli tavrımızı da korumalıyız.”

 

Hizbullah Genel Sekreteri, İsrail’in güney Lübnan’a başlattığı genişletilmiş kara saldırısıyla ilgili olarak da şunları söyledi: “Bu mesele İsrail hükümetinde yaşanan iç bunalımla ilgilidir. İsrail hükümeti ve ordusu, onurunu korumak ve iç politikadaki eleştirileri azaltmak için güney Lübnan’da bir zafer gösterisi peşindedir. İsrail ordusu güney Lübnan’ın muhtelif bölgelerini işgal edip paraşütçü birliklerini muhtelif yerlere sürerek askeri gücünü göstermek için şov yapmak istemektedir. Ama biz Siyonist düşmana şunu söylüyoruz: Lübnan Direniş’i Siyonist ordunun tüm çabalarına rağmen savaş meydanında hazır bulunacak ve bu rejimin siyasi ve askeri komutasına ağır darbeler indirmeye devam edecektir.

 

Umarım savaş sona erer, eminim ki Lübnan, bu savaştan onurlu, izzetli ve başı dik bir şekilde çıkacaktır.”

 

 

Copyright © 2006 Saafonline - Bütün Hakları saklıdır. Alıntı yaptığınızda lütfen kaynağı bildiriniz.