YDH-Hizbullah’ın İsrail’e yaptığı casus uçak operasyonunun İsrail’de büyük bir şaşkınlık ve panik yarattığı bildiriliyor.
İsrail’de 6 Ekim’de düşürülen insansız hava aracının kaynağının tespit edilememesi sebebiyle yaşanan belirsizlik, Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah’ın uçağı kendilerinin gönderdiğine ilişkin açıklaması üzerine şaşkınlığa ve paniğe dönüştü.
Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, 11 Ekim’de yaptığı açıklamada Hizbullah’ın daha önce de İsrail’e insansız casus uçakları gönderdiğini; ancak 6 Ekim’deki operasyonun çok daha başarılı olduğunu açıklamıştı.
El Menar televizyonu, konuyla ilgili haberinde Hizbullah’ın insansız hava araçlarıyla İsrail’e defalarca sızmayı başardığını belirterek ilk operasyonun 2004’te, ikincinin geçtiğimiz eylül ayında, sonuncusunun da 6 Ekim’de gerçekleştirildiğini duyurdu.
Hizbullah’ın Eyyub adını verdiği casus uçak operasyonunun İsrail’deki yankılarına yer veren el-Menar televizyonu, “Direniş’in siyonist rejimle savaşına ilişkin perspektifi düşmanın tahminlerinin çok ötesindedir” yorumunu yaptı.
“Siyonistler, 1997 yılındaki operasyona inanamadılar, o yıl bazı Hizbullah savaşçıları İsrail’in son derece gelişmiş hava kuvvetleri operasyon merkezine girmeyi başardılar ve çok iyi hesaplanmış bir operasyonla bir uçaklarını düşürdüler” değerlendirmesini yapan el-Menar televizyonu, İsrail’deki insansız hava araçlarının imal edildiği bölgeye ilişkin İsrail televizyonunda yayımlanan görüntülere yer verdi ve “burası, dünyanın en gelişmiş hava kuvvetlerine sahip olan siyonist rejim ordusuyla Hizbullah arasındaki hava savaşının başladığı yerdir” ifadelerine kullandı.
Haberde Hizbullah’ın İsrail’e ilk defa 7 Ekim 2004’te bir insansız hava aracı gönderdiği belirtildi ve Mirsad-1 tipi insansız hava aracının gündüz vakti Nehariya’ya kadar gittiği ifade edildi.
Hizbullah Genel Sekreteri Nasrullah, o dönemde yaptığı konuşmada, Mirsad-1’in İsrail semalarında 14 dakika uçtuğunu ve İsraillilerin ne yapacaklarını bilemediğini söylemişti.
Lübnan askeri uzmanlarından General Nizar Abdulkadir, “bu yöntem teknolojik açıdan İsrail’in sahip olduklarıyla kıyaslanamaz; ancak bu sürpriz yöntem, tüm teknolojik üstünlüğüne rağmen hedefine ulaşabilir bu ise çok önemlidir” demişti.
El Menar, haberinde şu ifadelere yer verdi. İsrailli liderler Mirsad-1’in şokundan çıkmaya ve Hizbullah’a karşı hava sahasını güçlendirmeye çalıştılar.
Ancak 11 Nisan 2005’te tüm hayalleri yerle bir oldu. Mirsad-1, sabah saat 11.15’te yeniden İsrail hava sahasına girdi, birçok kentten geçerek Akka sahillerine kadar gitti ve görevini başarıyla yerine getirerek üssüne geri döndü.
Tel Aviv’deki güvenlik örgütleri şaşkına döndü. Siyonist liderlerdeki bu şaşkınlık 2006 savaşına kadar sürdü. O dönemde de İsrail’in tüm kara ve deniz radarları Hizbullah’ın bir insanız hava aracının girişini önleyemedi.
2006 savaşına bir hafta kala, Hizbullah’a ait bir casus uçağı, İsrail’e girdi; ancak bu uçak tespit edildi ve düşürüldü.
Siyonistler ve destekçileri, denizden en ücra noktalara kadar hava savunma sistemleri kurdular ve İsrail hava sahasına girilmesi imkansız kabul edildi. Ama Eyyub hava aracı bunu başardı ve yüzlerce kilometre gitti, siyonist rejimin merkezine kadar sokuldu ve gerekli mesajı verdi.
General Abdulkadir, “Hizbullah’ın kazanımların birçoğunu 2006 savaşında görmüştük. Ama bu uçak meselesi Hizbullah’ın dünyanın en gelişmiş hava savunma sistemine nüfuz edebilen teknolojik araçlar kullandığını gösteriyor” dedi.
Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, uçakla ilgili yaptığı son açıklamada, “istediğimiz zaman İsrail hava sahasına girmek bizim doğal hakkımızdır. Bu, ilk defa olan bir şey değildir ve Allah’ın izniyle son da olmayacaktır” dedi.