Resu’l Ayn’da neler oluyor?

23 Kasım 2012

YDH- El Menar televizyonu muhabiri Muhammed Nidal, Türkiye tarafından desteklenen selefi gruplarla PYD’ye bağlı militanlar arasında Resu’l- Ayn kentinde yaşanan son çatışmaların arka planını yazdı.

 

YDH- El Menar televizyonu muhabiri Muhammed Nidal, Türkiye tarafından desteklenen selefi gruplarla PYD’ye bağlı militanlar arasında Resu’l- Ayn kentinde yaşanan son çatışmaların arka planını yazdı.

Muhammed Nidal, el-Menar televizyonunda yayımlanan haberinde Suriye’deki çatışmaların Türk sınırındaki Kürt köylerine de sıçradığını belirterek Perşembe günü Resu’l- Ayn’da bölgenin en etkili Kürt grubu olan PYD’ye bağlı silahlı milisler karşısında ağır kayıplar veren selefi grupların sınırdaki Kürt köylerine kaçtığını; ancak orada da köylülerin direnişiyle karşılaştığını bildirdi.

Haberde şu ifadelere yer verildi.

Resu’l Ayn’da neler oldu?

Suriye ordusu bu hafta başında Kürtlerin talebi üzerine Resu’l- Ayn’daki güçlerini çekti. Çünkü Kürtler, Suriye ordusundan Resu’l- Ayn’dan çekilerek selefilere kente saldırmaları için bahane vermemesini istemişti. Ancak Türkiye, muhalifler arasındaki unsurları aracılığıyla şu iki hedefe ulaşmak için kente girmeye çalıştı.

1- Resu’l- Ayn ile Amuda arasındaki 100 kilometre uzunluğunda ve 5 kilometre derinliğinde Kürtlerden arındırılmış bir tampon bölge oluşturmak.

2- Afrin ve Ayn Arab bölgelerini ilhak etmek için Kürt bölgelerine nüfuz etmek ve Halep kentine en kısa mesafeli güzergah bölgesi olan Tel et-Temr yolunu açmak.

Ulaşan haberlere göre Resu’l- Ayn kentine saldırı planı dört ay önce el-Bekkara kabilesi liderlerinden Nevvaf el-Beşir ile bazı MİT görevlileriyle Türk subayları arasında yapılan toplantıda hazırlandı ve bu plan için 2 milyon Dolar bütçe ayrıldı.

Türk subaylar bu toplantıda silahlı grupları desteklemeyi, Suriye savaş uçaklarının silahlı gruplara ait mevzileri bombalamasına izin vermemeyi ve ihtiyaç olması durumunda da kendi özel kuvvetlerini kullanmayı vaat etti.

Türk subaylar ayrıca Azez, Tel Rıfat ve Tel Abyad bölgelerine açılan güzergahları silahlı grupların Suriye’ye geçişine açma sözü verdi.

Planın uygulanmaya başlamasından önce çoğunluğunu Haseke ilinin Guviran, hama ilinin el-Gab bölgelerindeki ve Kamışlı’daki Arap ve Kürtlerin oluşturduğu silahlı gruplara silah verildi.

Türkiye ile ilişkide olan Kürt “Azadi partisi” ve MİT’le işbirliği yapan Mesud Barzani’ye yakın Selahaddin Bedreddin adlı kişi aracılığıyla Resu’l- Ayn ve diğer Suriye kentlerine saldırı için gerekli olan istihbaratlar toplandı.

Resu’l- Ayn’a saldırıdan üç gün önce yani 18 Kasım’da Nevvaf el-Beşir, “Gureba-yı Şam” ve “Nusra Cephesi” gruplarının liderleriyle görüştü ve bölgedeki Kürtlerin boşaltılması, onlara ait bayrakların indirilmesi ve Kürt Yüksek Konseyi’nin de katılım çağrısında bulunduğu “eve dönüş” gösterisinin engellenmesini istedi.

Afganistan’da ve Somali’de savaşmış Arap savaşçıların bulunduğu Gureba-yı Şam grubu, İhvan liderlerinden Faruk Tayfur’a bağlı hareket eden Nusra Cephesi savaşçıları ile birlikte operasyona başladı.

Şunu da hatırlatmak gerekir ki Faruk Tayfur, 1982’de Hama’da Suriye ordusuna karşı savaşan silahlı grubun komutanıydı.

Operasyonun başlamasından sonra Kürt Halk Savunma Komiteleri (YPG) ile Türkiye’den gelen silahlı gruplar arasında Resu’l- Ayn’da şiddetli çatışmalar yaşandı. Saldırganlar geri çekilmek ve takviye güç istemek zorunda kaldı. Daha büyük bir saldırı için güç toplandı.

21 Kasım’da büyük bir savaş oldu ve bu savaşta da selefi gruplar ağır bir yenilgi aldı, onlarca kayıp vererek Türkiye’ye kaçtı. Her iki taraf da uzun sürebilecek ve kadre belirleyici savaş için hazırlık yapmaya başladı.

Resu’l- Ayn savaşı konusunda Türkiye’nin düşüncesi

Türkiye, bunun bölgedeki yayılmacı planının kaderini belirleyeceğine inanırken, Kürtler de bu savaşı kendileri açsından kader tayin edici bir savaş olarak görüyor. PYD, Kürtlerin Resu’l- Ayn’da ölüm kalım savaşı verdiklerini açıkladı.

Kürt liderlerine yakın kaynaklar bu konuda Çarşamba günü yaşanan savaşta YPG’nin direnişiyle silahlı gruplara ağır bir darbe vurulduğunu söylüyorlar. Suriye hava kuvvetleri tarafından desteklenen ve Türk topçusunun da aktif olarak katıldığı bu savaştan sonra isyancılar ağır bir yenilgi aldılar. Nevvaf el-Beşir, Serikani-Ceylanpınar hattından Türkiye’ye sığındı.

O, MİT unsurlarıyla, bölgedeki Türk askeri birliğinin komutanıyla, Urfa valisiyle Resu’l- Ayn’da yeni bir savaşta kullanılmak üzere Halep ve Trablus’tan yeni silahlı gruplar getirilmesi konusunda Ceylanpınar otelinde görüşmeler yaptı.

Suriye ordusunun akıllı planı

Bu arada Suriye ordusu, Kürtlere sorun çıkarmadan bölgeden çekilmek şeklinde akılıca bir plan uyguladı. Onlarla zımni bir anlaşma sonucu uygulanan bu plan sayesinde Suriye ordusu şu birkaç stratejik hedefi gerçekleştirmiş oldu.

1- Suriye ordusu Türkiye’yi özellikle de sınırın her iki tarafında da Kürtlerin bulunduğu bölgelerde Kürtlerle doğrudan karşı karşıya getirmiş oldu.  

2- Suriyeli silahlı grupların ve onları destekleyen bazı kabileleri bölgenin yerlisi olan Kürtlerle karşı karşıya gelmesi, Arap kabilelerinin çoğunluğunun 1970’lerdeki Arap Kuşağı planı çerçevesine girmesine sebep oldu.

3- Şehirlerdeki ve köylerdeki binlerce savaşçı, bölgedeki milyonlarca Kürt’e karşı mücadele etmeleri çok zor olan silahlı gruplara karşı savaşmak için alana çıktı.

Dolayısıyla öyle gözüküyor ki Suriye ordusunun Halep kentinin tamamına yeniden hakim olmasının belirtileri ortaya çıktı ve Suriye ordu güçleri halep’teki el-Lirmun stratejik meydanına hakim oldu. Burası kentte orduya yardım ulaştırma güzergahıdır.

Cuma sabahı da Resu’l- Ayn’da iki taraf arasındaki çatışmalar şiddetlendi; ancak henüz bu çatışmaların sonucuna ilişkin haberler ulaşmış değil.