Hasan Nasrullah’tan ilginç anılar

01 Ocak 1970

SAAF-Bir grup İranlı havza-yı ilmiye talebesinin Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrullah’la

SAAF-Bir grup İranlı havza-yı ilmiye talebesinin Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrullah’la yaptığı görüşmede konuşulanlar, Nasrullah’ın bilinmeyen bazı hatıralarının gündeme gelmesini sağladı.

 

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrullah’ın İranlı öğrenci grubunu kabulü sırasında kendisinin ve Hizbullah hareketinin İranlı dini mercilerle ilişkileri konusunda aktardığı hatıralar, Hizbullah hareketinin dayandığı ideolojik temeller ve hareketin siyasi misyonu konusunda önemli ipuçları veriyor.

 

Yapılan görüşmede Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrullah şu ilginç hatıraları aktarıyor:

 

Hizbullah’ın kuruluş süreci

“Hizbullah, İsrail’in Lübnan’a saldırısından iki ay sonra kuruldu. Hareket, tümüyle gençlerden oluşuyordu, hareketin en büyük alimi olan Seyyid Abbas Musevi 26 yaşındaydı. 20 Yıl sonra kurulma kurulması gereken örgüt, iki ayda kuruldu. İmam (Humeyni) ordunun ve Sipah’ın (devrim Muhafızları) elindeki tüm imkanları Lübnan için seferber etmesini istedi.

 

İmam ‘sıfırdan başlayın, şu an mücadele ettiğiniz elinizdeki bu güçle zafer kazanacaksınız; ben şimdiden zaferin size ait olduğunu görüyorum’ demişti. Biz, kendi kendimize bu ne demek diye sorduk.

 

Biz İmam’a: ‘Lübnan konusunda bir temsilci atayın, böylece size sürekli zahmet vermiş olmayalım’ dedik. İmam o zaman ‘benim bu konudaki tam yetkili temsilcim Sayın Hamenei’dir’ dedi.

 

Ayetullah Hamenei bize karşı çok müşfikti, o, Hizbullah’ın oluşumu sürecinde bizim sorumlumuzdu. O, İsrail konusunda tüm uzmanlardan daha uzmandır. Kısaca, çalışmalarımızı sürdürdük. İmam, İsrail bütünüyle çıkarılıncaya kadar çalışmalarınızı sürdürün diye buyurmuştu. Derken İmam vefat etti. Ayetullah Hamenei’nin yanına gittik, ona ‘Şimdi siz bizim rehberimizsiniz, bizim için birisini belirleyin, size sürekli zahmet vermeyelim’ dedik.

 

Rehber, ‘Hayır, Lübnan ve İsrail meselesiyle bizzat ben ilgileneceğim’ buyurdu. Rehber, bizim hepimizi tek tek tanır. Hizbullah’ın başarılarındaki en önemli faktör bu derin ilişkidir.”

 

Ortadoğu Barış süreci

“Körfez savaşından bir gün sonra, Ortadoğu Barışı adına Arapları ve İsraillileri Madrid Konferansında bir araya getirdiler. Rehber, bu konferans aleyhine önemli bir mesaj yayınladı. Hepsi oraya gitmişti, Suriye Cumhurbaşkanı, Lübnan Cumhurbaşkanı vs.. ABD ve Sovyetler gibi uluslar arası desteği de arkalarına almışlardı. Bize ve tüm uzmanlara göre barış kesindi. Rehber’in yanına gittik ve “biz yalnız kaldık” dedik. O bize, ‘doğru, tüm dünya bir araya geldi; ama ben size söyleyeyim barış olmayacak, konferans başarısız olacak” diye buyurdu. Onun bize bu sözleri söylediği sırada siyasi uzmanlar meselenin bittiğini ifade ediyordu. Hatta İran’daki bazı beyler de bu görüşteydi. Hafız Esed’le İzak Rabin aracılar vasıtasıyla müzakere ediyordu ve anlaşma sağlanmak üzereydi. Bir ay sonra ilk intifada başladı ve inanılmaz bir şekilde tüm barış süreci başarısız oldu.”

 

İsrail’in Lübnan’dan çekilmesi

“İsrail’in geri çekilmesi konusunda, herkes İsrail’in kayıtsız şartsız geri çekilmesinin imkansız olduğuna inanıyordu. Rehber’in yanına gittik, bize ‘ben sizin yaptığınız analize katılmıyorum’ dedi; fakat daha açık da konuşmadı. Birkaç ay sonra komutanlarımızdan biri Tahran’a Rehber’in yanına gitti. Genellikle bunların sorumluluk süresi iki yıldı; zira bunların çoğu, şehit komutanların yerine geçmek için hazırlanıyordu. Önce namaz için izin istedik, daha sonra da elini öpmek istediğimizi belirttik. Daha sonra kendisi, ‘gelin biraz sohbet edelim’ dedi ve ‘sizin zaferiniz çok yakın; sizin düşündüğünüzden daha yakın, hepiniz bunu gözlerinizle göreceksiniz’ diye buyurdu. Birkaç gün sonra hepimiz İsrail’in kaçtığını gördük.”

 

Suriye ve Beşşar Eesed

“Suriye meselesi gündemdeydi. Kapalı bir güvenlik sisteminden dolayı Suriye’de neler olup bittiğinden kimsenin haberi yoktu. Bizler, Hafız Esed’in ölümünden sonra neler olabileceğini bilmiyorduk. Muhalif birinin iktidara gelmesinden endişeliydik. Hafız Esed hastalandığı zaman Rehber’in yanına gittik ve ‘ona dua edin’ dedik. O, bize ‘dua ediyorum’ dedi. Hafız Esed iyileşti ama bir müddet sonra tekrar hastalandı. Biz Rehber’den yine dua etmesini istedik. O, ‘elbette ben dua ediyorum; ama siz de endişelenmeyin; çünkü ondan sonra gelecek olan kişi sizin için daha iyi olacak’ dedi. Dışişleri Bakanlığı, İstihbarat bakanlığı veya CIA, neler olabileceğini kestiremiyordu. Hafız Esed vefat edip yerine Beşşar Esed gelince gerçekten de bizim durumumuz çok daha iyi oldu. O kadar ki İsrailliler bile ‘onların hangisi hangisine itaat ediyor bilmiyoruz’ diyorlar. Bizim Suriye ile samimiyetimiz şu an o kadar güçlü ki, ne zaman istesek Beşşar’la görüşüp görüş alışverişi yapabiliyoruz.”

 

Filistin ve Kudüs’ün özgürleşmesi

“Güney Lübnan’da zafer kazandıktan sonra Rehber’in yanına gittik. Ben, üzüntü ve ümitsizlik içinde ‘efendim, Hizbullah’ın güney Lübnan’ı özgürlüğe kavuşturması için 18 yıl geçti, Filistin’in özgürlüğü için kaç yıl geçecek?’ dedim. Rehber ‘madem soruyorsunuz söyleyeyim; sanırım Kudüs’ün özgürlüğü bundan daha kısa sürecek’ diye buyurdu.