Esed neden düşmedi neden düşmeyecek (7/3)

04 Mayıs 2013

YDH- Sadık Hanefer ve Hüseyin Mellah’ın, el-Menar televizyonu için hazırladıkları Suriye krizini ele alan 7 bölümlük yazı dizisinin üçüncü bölümünü yayımlıyoruz.

 

YDH-Sadık Hanefer ve Hüseyin Mellah’ın, el-Menar televizyonu için hazırladıkları Suriye krizini ele alan 7 bölümlük yazı dizisinin üçüncü bölümünü yayımlıyoruz.

Suriye Arap Ordusu

Suriye Arap Silahlı Kuvvetleri ve Ordusu, Suriye Arap Cumhuriyetinin resmi ordusudur. Silahlı Kuvvetlerin genel komutanı aynı zamanda devletin Cumhurbaşkanıdır ve ordu onun otoritesine tabidir.

Suriye ordusu Ortadoğu'nun en güçlü ordularından biri sayılır. Bu orduda, 320.000 askerin yanında, 200.000 kişilik yedek kuvvet ve toplamda 42.000 subay görev yapmaktadır.

Köken ve Tarih

1946 yılı ağustos ayının ilk günü, Suriye Arap Ordusunun resmi kuruluş günüdür. Bu tarih, Suriye Kuvvetlerinin, Fransız işgalinden sonra yönetimi ve ona bağlı idari kurumları teslim aldığı tarihtir.

Suriye Kuvvetleri, kurulduğu tarihten bu yana birden fazla savaş vermiştir. İlki, Fransızların saldırılarına karşı koyduğu ve Şehid Yusuf Uzma liderliğinde katıldığı Meyselun savaşıdır. Ardından 6 gün savaşına; Ürdün'deki Filistinli direniş örgütleri adına savunmak için girdiği “Kara Eylül” savaşına, 1973 savaşına ve 1982 yılında İsrail'in Lübnan işgaline karşı Lübnan savaşına katıldı.

Silahlı Kuvvetler, İdari Bölümler

Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri ve Askeri İstihbarat Şubesi.

Kara Kuvvetleri: Silahlı Kuvvetlerin omurgası sayılan Kara Kuvvetleri, 200 bin savaşçı ve 300 bin acemiden oluşuyor.

Hava Kuvvetleri: Arap dünyasının en büyük hava kuvvetlerinden biridir. Yaklaşık olarak 900 uçağı bulunmaktadır.

Deniz Kuvvetleri: Komutası Lazkiye'dedir. 10 bin savaşçı, iki deniz altı, iki firkateyn, anti-denizaltı tekneleri, 3 Amfibi tekne ve farklı boyut ve özellikte 25 askeri gemiye sahiptir.

Ulusal Savunma Güçleri

Suriye yönetimi ayrıca, kendilerini savaşa adayanlardan Ulusal Savunma Güçleri adlı bir yapı kurdu. Suriye'de yaşanan çatışmalardan sonra kendiliğinden oluşan Halk Komitelerinin yanında savaşan Ulusal Savunma Güçleri, her iki cinsten, farklı yaşlarda gönüllülerin katılımı ile kuruldu. Görevleri ise, mahallelerini silahlı militanlardan korumak ile sınırlıdır. Ülkenin farklı şehirlerine dağılmış olmaları ile birlikte on binlerce kişiden oluştuğu söyleniyor. Tek tip üniformaları bulunuyor ve aylık maaş alıyorlar.

Silahlar ve Teçhizatlar

Bu konuda uygulanan sıkı gizlilikten dolayı, Suriye ordusunun silahlarıyla ilgili tam doğru bilgilere ulaşmak mümkün değildir. Suriye ordusu, bölgede ve uluslararası alanda en güçlü füze cephaneliğine sahip ülkelerden biridir. Bu konuda dünyanın 5. gücüdür. Çokuluslu uzmanlara göre, Suriye'nin füzeleri, İsrail'in bütün noktalarına yüksek doğruluk ve hassasiyet ile ulaşabilecek güçtedir. Sahip olduğu  en ünlü füzelerden biri Scud olarak biliniyor. Suriye ordusu bu füzelerle aynı zamanda caydırıcılık dengesini kurabilecek güçtedir.

Krizin Başlangıcı

Suriye'nin iki yıldır yaşadığı krizde, on binlerce insan hayatını kaybetti, ülkenin her tarafı yıkıma uğratıldı ve milyonlarca insan yerinden edildi. Bu kanlı sürecin başında, önde gelen hedeflerden biri Suriye Ordusu idi. Rejimi devirme adına başlatılan bu projeye karşı Suriye Ordusu, zorunlu olarak, kendini çatışmaların içinde buldu.

Bu konuda askeri ve strateji uzmanı Selim Harbe el-Menar sitesine verdiği demeçte şöyle dedi: ''Suriye Arap ordusu krizin başlangıcından beri en ön plandaki hedefti. Özellikle medya tarafından günün her saatinde, aldatıcı, yalan, çarpıtma dolu haberlerle hedef haline getirildi. Üyeleri arasında fitne çıkarmak ve inancını kırmak istediler. Ordunun içindeki hasta ruhlu üyeler, paralar dökülerek satın alınmaya çalışıldı. Ancak bütün bunlar ancak bireysel vakalara tesir ederken ordunun doktrinini ve birliğini bozamadılar.  

Lübnan ordusunun eski rehber müdürü emekli Albay İlyas Ferhat sitemize ''Suriye ordusu kriz başlangıcında krizi anlamaya çalışıyordu ve silah kullanmayı ve ateş açmayı; Cisr eş-Şuğur'da büyük kayıp verdiği, yüzün üzerinde askerinin öldüğü katliama kadar yasaklamıştı. Bu olaydan sonra ordu kendini savunmak adına operasyonlara başladı'' dedi.

Yeni Taktikler

Suriye toprağı üstünde süren savaş, askeri karargahlar ve üsler etrafında değil daha çok gerilla savaşının doğası gereği sokaklarda devam ediyor. Strateji uzmanı Selim Harbe: ''Suriye ordusu, tehdit kaynağı olduğundan İsrail'in saldırılarına karşı hazır bir durumdadır. Bu tür bir saldırıya karşı başa çıkmak için yüzde 80'lik silahlandırma kapasitesindedir. Bugün Suriye ordusu, içteki askeri saldırı projelerini de boşa çıkarmayı ve bu projelerle mücadele etmeyi başarabildi''

Suriye ordusuna, Bab-ı Amr'daki savaş sahasında liderlik yapan komutan (ismini veremiyoruz) sitemize ''Bazı özel birlikler, olaylardan önce, sokak savaşına hazırlandı. İki yıldır süren çatışmalar boyunca ordu, muhtelif yerlerde süren yüzlerce çatışma sebebiyle büyük deneyim kazandı. Ordu bazı alanlarda, kayıp vermeden ilerleyebiliyor. Bu tesadüfi bir durum olmamakla beraber biz gelişmeler gösterip bazı alanlarda uzmanlaştık'' dedi.

Ardından ''Askerin mühimmatını iki katına çıkardık ve artık kuşatıldığı veya tuzağa düştüğü zamanlarda, biz ona yardım ulaştırana kadar bölgeyi, sokağı veya alanı koruyabiliyor. Özellikle gecekondu bölgelerinde asker, nasıl hareket edeceğini ve kendini nasıl koruyacağını bilmeye başladı. Adımları daha kararlı oldu ve bu tekfirci gruplardan korkmamaya başladı'' dedi.

Açık Sınırlar

Suriye askeri komutasının raporları; savaşçıları kendi topraklarında barındırması, binlercesini misafir etmesi, silahlandırması, eğitim vermesi ve sınırlarını tamamen açıp silahlıların sızmasını, ekipman ve teçhizat geçişini sağlaması ile Türkiye'nin bu krizde çok bariz bir rol oynadığını vurguluyor.

Askeri uzman ve stratejist Albay Ferhat bu konuda şunları açıklıyor: ''800 kilometre uzunluğundaki Suriye-Türkiye sınırı, silahlı grupların ana geçiş noktalarını içeriyor. Bazı Arap devletleri yardım, para ve militan gönderiyor ve bu militanlar Türkiye'de, savaşçı gruplara ayrılıp örgütlendirilerek, belli gruplar halinde terör estirmeleri için Suriye'ye sokuluyordu.''

Silah akışı

Albay Ferhat ''Grupların silahlandırılması, söylenenin aksine ilk günden başladı. Muhaliflerin elinde ilk günden çeşitli türlerde patlayıcılar vardı.'' diyor. Albay Ferhat, Rusya Genelkurmay başkanının sözlerini hatırlatarak, muhalefetin 40 stinger -uçaksavar- füzesine sahip olduğunu belirtiyor. Amerikan savunma bakanın buna yanıtı da ''muhalefete bu tarz füzeleri ulaştıran Washington değildir'' oldu. Albay Ferhat ''Görünüşe göre muhalefete; bir kaç uçağın düşürülmesinde kullanılan bu füzeleri ulaştıranlar Arap devletleridir.'' dedi. Ardından ''muhalifler ayrıca, toplumsal koşulları geliştirmek ve hizmet sağlamak adına devletin açtığı kanalizasyon tünellerini kullanıyor'' dedi.

Komuta ve kontrol

Albay Ferhat: ''Suriye ordusunun Komuta ve Kontrol merkezi, Suriye Ordusu ile uyumlu bir şekilde görevine devam ediyor. Rütbeli askerler ve öncü birlikler de hala sağlam bir şekilde yerlerini koruyorlar. Orduda çatlak yaratma operasyonları bitti. Ordudan ayrılanların oranı yüzde 5 ila 10 arasında değişiyor. Herhangi bir tugay veya birlik komutanı saf değiştirmemiştir; ancak ikinci derecede öneme sahip merkezlerdeki subayların ordudan ayrıldığını görüyoruz. Bu ordu, ülkesinin çıkarlarının ve pozisyonun farkında. Halkının çıkarlarını korumak adına vatan savunması yapmak üzere donatılmıştır. Çoğunluğunda, siyonizme düşman Arap vatan inancı vardır.''

Bab-ı Amr sahasında Suriye ordusunun komutanlarından olan Albay: ''İki yıldır süren bu savaş, askeri uzmanlığı olan herkesin açıkça görebileceği şekilde; onlarca cephede direnen ve savaşan, ilerlemeler kaydedip kararlı duruşu ile ülkeyi düşmekten koruyan Suriye ordusudur. Bu da ordunun, dünyadaki en güçlü ordulardan biri olduğuna delilidir.  Suriye ordusu, ona karşı yürütülen kampanyalara rağmen, bazı liderlerinin suikasta uğratılmasına rağmen inancını koruyor  ve düşmanlarını korkutuyor ki bu düşmanların başında İsrail geliyor.''

Kararlılık ve ilerleme

Selim Harbe, sahadaki durumun hakikatini şu sözlerle aktarıyor: ''İki yıldan sonra, sahadaki durum güven verici; çünkü askeri terör  projeleri iflas etti. Teröristlerin, liderlerinin ve destekçilerinin Suriye'de güç dengesini değiştirebilecek güçleri kalmamıştır. Ne sürpriz yapabilecek güçte ne de ordudan inisiyatifi alabilecek güçtedirler artık. Meydandaki başarılar açıkça görülmeye başlandı. Özellikler Daraya ve Doğu Guta gibi Şam kırsallarına yapılan nitelikli operasyonlar ile ilerleyen ordu güçleri, çete güçlerinin sokak savaşına hızlıca adapte oldu.''

Diğer bir taraftan Albay Ferhat: ''Suriye ordusu, devletin ana eklemlerini, ana havaalanlarını -Şam, Halep, uluslararası statüye sahip olan Lazkiye havaalanı gibi-, hava kuvvetlerinin büyük karargahlarını kontrolü altında tutuyor. Geriye kalan, toplamda 31 tane, küçük havaalanları ve iniş arsalarının bazıları muhaliflerin bazıları da ordunun elinde.

Sahadan

Uzmanların sitemize verdiği bilgilere göre, sahadaki durum şu şekilde:

Halep:Ordu, kentin yarısından fazlasını temizlemeyi başardı. Buna ek olarak, Hama-Halep yolu ve Halep uluslararası havaalanına çıkan yollar da güvenli bölgeler arasında.

Halep'in belli bir kısmında Nusra Cephesi, diğer bir kısmında, Müslüman Kardeşlere tabi Tevhid Tugayı kontrolü sağlıyor. Kırsallarında ise, birlik olamayan Özgür Suriye Ordusu grupları hakim.

İdlib: Kentin merkezi ve bazı kırsal bölgeler ordunun elinde. Kırsalların büyük bir kısmında ve Maarrat Numan'da ise silahlı gruplar hakim.

Rakka: Mültecilerin sığındığı bir kent. Yüz binin üzerinde mültecinin bu kentte olduğu tahmin ediliyor. Daha çok sakin bir havası var. Nusra örgütü bu kente, mültecilerle sızmayı başarabildi ve kentin ve yönetimin merkezini işgal etti.

Haseke: Kentin merkezi (Kamışlı) Suriye ordusunun elinde. Kırsallarında ve Türkiye ile sınır geçiş kapısında silahlılar mevcut.

Deyr ez-Zor: Kentin merkezi ordunun elinde, bazı kırsal bölgeler ise muhaliflerin elinde.

Hama: Kentin yüzde 75'i ordu tarafından temizlenmiş durumda. Geriye, Halidiye'de bazı bölgeler kaldı.

Deraa: Kentin merkezi ve büyük bir kısmı ordunun elinde.

Süveyda: Suriye ordusunun elinde.

Lazkiye ve Tartus: Sahilin çok büyük bir kısmı Suriye ordusunun kontrolü altında. Lazkiye ve İdlib arasında kalan bazı cepler dışında ordu bu iki kentte hakim.

Şam ve Kırsalı: Büyük savaş, tahmini 20.000 metrekare alanında olan Şam kırsalında gerçekleşiyor. Operasyon alanı ise tahmini olarak 6000 metrekare. Ordu kırsal bölgede ilerleme halinde.

Şam kırsalındaki savaşı Suriye ordusundan bir albay şöyle anlatıyor: ''Şam kırsalında, son aylardaki raporlara göre, silahlı gruplardan yaklaşık olarak 10 bin militan öldürüldü. Aynı durum Halep için de geçerli ve elimizde yine çok büyük rakamlar mevcut. Muhalif gruplar, ordunun ilerlemesi ile sivillere havan topları atıyorlar ve intihar eylemleri düzenlemeye başladılar.''

Savaşın Geleceği

Albay Ferhat'a göre: ''Savaş uzun sürecek gibi görünüyor; çünkü Türkiye halen, militanların kabul edildiği ve eğitildiği ana tiyatrodur. Suriye'ye savaşçı gönderme faaliyetleri de tüm hızıyla sürmektedir. Siyasi çözüm kabul edilip, Rus-Amerikan-Avrupa uzlaşması gerçekleşirse, çatışmalar sonlanmaya başlayabilir. Şu ana kadar Türk tarafı, Suriye'ye karşı savaşta esas rolü oynuyor.''

Albay Ferhat: ''Suriye ordusu kararlı duruşunu koruyabilecek kudrettedir. Ancak belirleyicilik, Türkiye ile açık durumdaki 800 kilometrelik sınır; muhalefeti silahlandıran bütün taraflarda var olan büyük potansiyel -hatta İsrail'in yardımları- nedeni ile mümkün değil. Ankara bu siyasetini sürdürmeye devam ettikçe savaş uzun sürecektir.''

Savaşın zirveye ulaştığı ve kırmızı çizgileri aştığı su götürmez bir gerçektir; ama ordu, bütün dramatik olaylara rağmen, sahadaki üstünlüğünü ve kontrol alanını koruyor. Şurada veya burada çatışma kaybetmek, savaşı kaybetmek anlamına gelmez. Askeri harekatlarda öncelikler vardır. Lojistik ikmal yolları ve büyük şehirler önceliklidir. Geri kalan coğrafi noktalar ise, orada var olanların, özel hesaplarının etkisindedir.

Çeviren: Hasan Sivri