YDH- Daily Telegraph gazetesi Güvenlik Editörü Tom Whitehead, İngiliz istihbarat servislerinin Suriye’deki kimyasal silahlarla ilgili kaygılarına dair haberinde şunları yazıyor.
MI6, Suriye’de savaşan el-Kaide gruplarının rejimin kimyasal silah stoklarını ele geçirmesiyle İngiltere ve Batı için “yıkıcı sonuçlara” neden olmasından korkuyor.
Gizli İstihbarat Servisi başkanı Sir John Sawers, başkan Beşşar Esed’in rejimi düşerse ölümcül silahların “hayli endişe verici şekilde yayılması” olasılığına karşı milletvekillerini uyardı.
Üç istihbarat bürosu da Suriye’nin İngiltere’ye karşı en büyük terör tehdidini temsil ettiğine inanıyor. Bu tehdit, İngiltereli cihatçıların Suriye’ye gidip sonra saldırmak için ülkelerine geri dönmesi riskini de taşıyor.
Bu uyarılar, İstihbarat ve Güvenlik Komitesi (ISC) meclisinin yıllık raporunda da belirtildi, kanıtlarsa istihbarat şeflerinden gizli olarak alındı.
Komite, İngiliz İstihbarat topluluğunun Suriye’nin kimyasal silahlara sahip olduğu konusunda “şüphe duymadığını” ve bu silahların güvenliği konusunda “ciddi endişelerin” olduğunu söyledi.
Bu silahların, “şimdiye kadar üretilmişen ölümcül sinirsel etkin maddeler” olarak tarif edilen sarin, ricin, hardal gazı ve VX içerdikleri düşünülüyor.
Sir John, komiteye “rejimin düşmesi sırasında silahların bir hayli endişe verici şekilde yayılması riski” olduğunu söyledi.
Komite: “Ülkenin kimyasal silah stoklarının terörist bağlantıların eline geçmesi konusunda çok ciddi bir risk var, Suriye’de ya da bölgede başka bir yerde. Böyle bir şey olursa, sonuçlar felaket olur.” diyerek sonuçlandırdı.
Dışişleri Bakanı William Hague, İngiltere’nin Suriyeli sivilleri kimyasal ve biyolojik silah saldırılarına karşı korumak için ekipman desteği yapabileceğini söyledi.
Ayrıca, İngiltere’nin, hükümetin ülkeye yaptığı ölümcül olmayan destek çerçevesinde, muhalif bölgelerde sivil polis yapıları kurmak için olanaklar aramakta olduğunu da belirtti.
Ancak William Hague, isyancıları silahlandırmak ya da İngiltere tarafından yapılacak bir askeri müdahale için hiçbir karar alınmadığını ifade etti, alınacak herhangi bir kararın sağlam bir kararlılıkla Avam Kamarası’na iletileceğini de ekledi.
ISC raporu, şimdi Suriye’deki aşırı unsurların mevcut “müsamahakâr atmosferden” faydalanarak Batıdaki hedeflere saldırılar planlaması riskinin olduğunu belirtti.
Rapor, “Önemli bir kısmı İngiltere ve Avrupa’dan gelen çok sayıda radikal şahıs ülkeye akın etmekte” diye belirtiyor.
“Suriye’de uzmanlık ve tecrübe kazanma ihtimalleri büyük, bu da eve geri döndüklerinde beraberlerinde getirecekleri tehdidi hatırı sayılır şekilde artırıyor. Daha da önemlisi, Suriye’deki, rejimin kimyasal silah stoklarına erişim sağlayan aşırı grupların oluşturduğu tehlikelerle ilgili büyüyen endişeler var.”
Rapor, dünyada bilinen sıcak terör bölgelerine gitmeden radikalleşen “yalnız aktörler” tarafından yapılacak saldırıların büyüyen bir tehdit olduğunu vurguladı.
Bir İçişleri Bakanlığı yetkilisi komiteye şunları aktardı: “El-Kaide’deki daha tecrübeli insanların, grupların modalarının artık bazı yönlerden geçmişolduğunu ve tekil terör eylemlerini teşvik etmenin kesinlikle daha ilerici olduğunu fark ettiklerine şüphe yok.”
ISC; ajansların 2014-15 gibi tamamlanması gereken verimlilik birikim projeleri bulmak için ter döktüğü konusunda da endişelerini ifade etti; bu durumun cephe hattı hizmetlerini riske atma potansiyeli var.
Ayrıca İngiltere’ye yönelik siber saldırı tehdidinin de altını çizdi; GCHQ bu tehdidin “bugüne kadarki en yüksek seviyesine ulaştığını ve daha da yükselmesinin beklendiğini” ifade etmişti.
Savunma Bakanlığının hassas verilerinin bir siber saldırıda çalındığını da su yüzüne çıkardı.
Çeviren: Şeyma Dursunoğlu