Suriye’deki silahlı muhalefet paramparça

22 Şubat 2014

Dostlar grubunun Cenevre-2’de yaşanan başarısızlık üzerine savaş seçeneğine geri döndüğü belirtilirken, YDH Analisti Hasan Sivri cephelerdeki genel durumu yazdı.

Suriye ordusu ile muhalifler arasında özellikle Şam'ın güney ve kuzey kırsallarında, dünya kamuoyuna ‘Çözüm bizim elimizde’ mesajı veren ateşkesler sağlanırken, silahlı gruplar arasındaki parçalanma süreci devam ediyor.

Krizin başından beri, askeri veya siyasi olsun, muhalif gruplar arasında bir iktidar savaşı baş göstermişti. Bu iktidar savaşında tasfiye edilenleri, suikasta kurban gidenleri ve istifalarını verenleri gördük.

Büyük umutlarla öne çıkarılan ve buna paralel Türk medyası aracılığı ile gözümüze sokulan askeri/siyasi bir çok muhalif liderin ismini unutmak üzereyiz.

Parçalı ÖSO ve Katar-Suudi rekabeti

ÖSO'nun ana karargahının, kasım ayında kurulan İslami Cephe tarafından basılmasından sonra Selim İdris Türkiye'ye kaçmış ve ÖSO ile birlikte bir daha isimlerini duyamaz olmuştuk.

ÖSO'dan geriye, güneyde ve Suriye'nin orta sahasında bir kaç noktada az sayıda militana sahip küçük gruplar kalmıştı.

Geçtiğimiz hafta sürpriz bir haberle ÖSO Genelkurmay Başkanı Selim İdris'in görevinden alındığı ve yerine, Naim aşiretinin üyesi olan Abdulilah el-Beşir'in getirildiğini gördük.

Yeni komutan, hem Koalisyon hem de Batılı müttefikler tarafından destekleniyor. Güneydeki ÖSO, yeniden yapılandırıldı.

2 gün sonra Selim İdris, yanında Suriye'deki 5 ana cephe komutanı ve kuzey bölgelerindeki komutanlarla birlikte bir video mesajı yayımladı; görevden alınma kararını reddettiğini ve görevine devam edeceğini açıkladı.

Selim İdris, İstanbul'da kurduğu geçici hükümetin Savunma Bakanı ile bağlarını kopardıklarını açıklayarak, Koalisyon'u, silahlı gruplar arasındaki parçalanmayı derinleştirmekle itham etti.

5 ana cephe komutanı ise Selim İdris liderliğinde savaşmaya devam edeceklerini açıkladı.

Selim İdris Katarlıların, yeni komutan Abdulilah el-Beşir ise Suudilerin kontrolünde.

Karargahının basılmasından sonra Suriye'den kaçmak zorunda kalan Selim İdris, herkesi yeni bir bayrak altında birlikte savaşmaya ve safları güçlendirmeye çağırdı.

Selim İdris'in ÖSO'nun başına getirilme sürecinden sonra ÖSO'nun eski liderleri birer birer tasfiye edilmiş isimlerini duyamaz olmuştuk. Bunlardan biri de Deyr Zor'da uğradığı suikasttan kurtulan Riyad el-Esad.

Güney cephesi ısınıyor

ÖSO'nun başına Abdulilah el-Beşir'in getirilmesinin ardından güney cephesi ile ilgili hem Batı hem Arap basınında çıkan sıcak haberler yerini aldı. Güney Cephesi, Şam savaşı için tekrar hazırlanmaya başlandı. Fakat Güney Cephesi bu sefer, çok daha karışık. Suudiler biraz zorlanacak: 

1- Wall Street Journal'ın Arap, Suudi ve Batılı kaynaklara dayandırdığı haberinde, Amerika başta olmak üzere Batılı müttefikler Arabistan ile birlikte ‘ılımlı’ muhalif gruplara silah yardımı yapma kararı aldı. Cenevre-2'nin ikinci turundan hemen sonra muhalif gruplara özellikle uçaksavar füzesi yardımı yapılması konusunda anlaşma sağlandı.

2- Arap basınında yer alan iddialara göre Arabistan, ABD'nin yönlendirmesiyle, güneydeki aşiret üyelerinden, kontrol edilebilir ve sadık militanlara sahip bir ordu kurmak amacıyla girişimlerde bulunuyor. ÖSO'nun başına Naim aşiretinden Abdulilah el-Beşir'i getiren Arabistan'ın, bu iş için ciddi bir bütçe ayırdığı söyleniyor.

Siyasi alanda mücadele eden Ulusal Koalisyon'un başına Şamar aşiretinden Ahmet Carba'nın getirilmesinden sonra ÖSO'nun başına, yine Suudilerin kontrolündeki Naim aşiretinden el-Beşir'in getirilmesi bu iddiaları güçlendiriyor. Aşiretlerin ise bu girişime sıcak bakmadığı söyleniyor.

Naim ve Akidet aşiretlerinin liderleri “Amerikalılar ve Suudilerin bu girişimi aşiretler içinde yer bulmaz. Cihadçı gruplar, bazı gençlerimiz ile aramızdaki bağı koparabilmiş olsa da onları geri kazanmaya çalışıyoruz” dedi.

3- ÖSO'dan arta kalan ve bağımsız olan 49 silahlı grupçuk ‘Güney Cephesi’ adı altında birleştiklerini duyurdu. 49 silahlı grubun nasıl bir yol izleyecekleri bilinmiyor. Bazı liderlerine göre güney bölgelerinin dışına çıkılmayacak.

Ee-Sefir'in haberine göre bu örgütler son dönemde 32 askeri komutanı Suriye ordusuna karşı savaşta kaybetti. Nusra'nın da bazı ‘sorunlu’ liderleri öldürerek tasfiye ettiği söyleniyor.

4- Güneydeki gelişmeleri izleyen cihadçı gruplar da harekete geçti. Nusra Cephesi, güneyde ve özellikle Deraa'da savaşan cihadçı fraksiyonlarla birlikte ‘49 silahlı grubu’ da ‘Cihad Konseyi’ adı altında, İslami Şeriat için beraber savaşmaya davet etti. Nusra'nın bu girişimine sıcak bakan ve onay veren fraksiyonlar var.

5- Yine bir çok haber kaynağında, Fransız haber ajansının daha önce de bildirdiği gibi, Ürdün'de eğitilen militanların, yeni bir Şam savaşı için Dera'ya sokulacağı söyleniyor. Arap basınına göre her ay 250 militanın eğitildiği, Ürdün kralının aynı isimli Abdullah el-Seni isimli askeri kampında, Amerikan ve Suudi subaylar görev yapıyor.

İsrail'de tedavi gören militanlar

Geçtiğimiz hafta Netenyahu'nun, İsrail hastanelerinde tedavi gören muhalif militanları ziyareti ve verdiği samimi fotoğraflar basına yansımıştı. 700'e yakın militanın bu hastanelerde tedavi gördüğü bildiriliyor.

İran'ın nükleer uzlaşısından sonra yakınlaşan İsrail ve Arabistan ittifakını, güney Suriye cephesinde görmek mümkün.

Güneyde savaşan ve Suudilerin kontrolünde ÖSO'nun başına getirilen Abdulilah el-Beşir'in ve liderliği altında savaşan militanların da bu hastanelerde tedavi gördüğü söyleniyor. 4 ay önceki Doğu Guta saldırısında, Suriye ordusu ile Hizbullah birlikleri arasındaki elektronik haberleşme sistemlerini bozarak muhaliflere yardım eden İsrail, güney cephesinde yeniden rol alıyor.

Şam savaşı yeniden mi?

Bütün bu gelişmelere bakılırsa, an az Kusayr kadar önemli bir savaş olan Kalamun (Şam'ın batısında, Lübnan sınırına yakın bir bölge)  savaşının önüne geçmek amacıyla Doğu Guta'ya tekrar saldırılabilir. Doğu Guta saldırısı, 4 ay önce başarısızlığa uğrayarak, Cumhuriyet Muhafızları, 4.Birlik ve Hizbullah birlikleri tarafından püskürtülmüştü.

Kalamun'un çok büyük bölümünün ele geçirilmesi ve son olarak bölgenin başkenti sayılan, silahlı grupların merkezi halindeki Yabrud'un kuşatma altında olması silahlı grupları düşündürüyor.

Kusayr yenilgisinden sonra “Şam'ı devireceğiz” sloganını da kaybeden silahlı muhalefet, Kalamun'u da kaybetmek üzere.

Özellikle, Suriye'deki yönetimi siyasi ve askeri devirmek amacıyla her türlü yola başvuran Suudi İstihbarat Başkanı Bender Bin Sultan'ın görevden alınıp yerine Muhammed Bin Naif'in getirilmesini “çözüm için siyasi yolların önü açılıyor” şeklinde yorumlayanlar da var.

IŞID'e karşı Nusra-İslami Cephe ittifakı

Geçtiğimiz ay Halep ve İdlib'de, Irak-Şam İslam Devleti ile İslami Cephe arasında patlak veren savaş, kuzey Suriye'nin bütün kentlerine yayılmış ve bu savaşta silahlı gruplar binlerce militanı kaybetmişti. Bu savaştan sonra IŞID, kuzey Halep'in büyük bir kısmını ve Rakka'nın tamamını ele geçirmişti.

IŞID, hızını alamayarak Haseke'deki silahlı grupları da tasfiye etmek istedi. Haseke'de Nusra Cephesi ve İslami Cephe bileşeni Ahrar Şam'ın karargahlarını kuşatıp biat etmelerini isteyen IŞID'e karşı, aynı gün Deyr Zor'da topyekun savaş ilan edildi.

Nusra Cephesi, genel seferberlik ilan ederek önemli petrol bölgelerine ve Irak ile Suriye sınırında yer alan Abu Kamal sınır kapısına saldırdı. 3 gün süren seferberlik ve savaştan sonra IŞID bir çok karargahını ve sınır kapısını, Nusra-İslami Cephe ittifakına kaptırarak büyük yenilgi almıştı.

Petrol ve kapı savaşlarına devam

IŞID, kuzey Suriye'de patlak veren savaştan sonra yeniliyor görüntüsü çizse de muhalif gruplara sert bir tokat vurmuş, stratejik bölgeleri ele geçirmiş ve önemli sınır kapılarını kontrolü altına almıştı. Benzer senaryo Deyr Zor için tekrarlanıyor.

IŞID, Irak'ta kaybettiği bölgelerden çektiği militanlarını Suriye'ye göndermeye başladı. Haseke'de bir  araya gelen Irak konvoyu ile Halep ve Rakka'dan gelen konvoylar, Deyr Zor'a doğru yol almaya başladı.

Kaybettiği bölgeleri yavaş yavaş geri almaya başlayan IŞID, Nusra Cephesini hedef alan bombalı araçlar ile karşı tarafa büyük kayıplar verdirtti.

Haseke'deki konvoylardan önce yola çıkan bombalı araçlar ve canlı bombalar, özellikle Nusra'nın liderlerini hedef alıyor.

Deyr Zor'da Nusra'nın yanında savaşan İslami Cephe bileşeni Ahrar Şam  da bu saldırılardan nasibini aldı. Bombalı araçlarla bir çok militanını kaybeden Ahrar Şam bir kaç noktadan geri çekilmek zorunda kaldı.

El-Kaide tarafından aforoz edilen IŞID ile Nusra arasındaki savaş daha çok şiddetleneceğe benziyor. IŞID, Nusra cephesini ‘Uyanış Konseylerinin Lideri’ olarak ilan ederken Nusra ise IŞID'i ‘Şam rejiminin müttefiki'' olarak görüyor.

twitter.com/hasansvri