Suriyeli muhalif savaşçılar ve uluslararası destekçileri, bazı aktivistler ile silahlı taburların ifadesiyle güneyden rejim kontrolündeki başkent Şam’a doğru sürekli bir hücuma hazırlanıyor.
Bu durum, stratejide ciddi bir kaymayı gösteriyor.
İsyancı birlikler ve muhalif aktivistler, güneye akan yardımdan ve Batılı ve Arap danışmanların, nihai otoriteyi yerel komutanlara veren resmi bir yapı altında dört düzine kadar, birbirinden ayrı silahlı grup örgütleme çabasından bahsediyorlar.
Ürdün ve İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri sınırında bulunan güneyli isyancılar, Queneitra ve Deraa vilayetlerinde ve Şam’ın kırsal güney eteklerinde neredeyse her hafta yeni toprak parçacıkları ele geçirerek şimdiden azar azar kazanımlar elde etmeyi başardı.
Güney Suriye’de faaliyet gösteren silahlı gruplardan biri olan Yermuk Tugayları’nın Leith Horan takma adlı resmi sözcüsü, “Şu an rejime karşı çok şiddetli bir saldırıya hazırlanılıyor, Şam’a ve abluka altındaki bölgelere giden yollar yakında açılacak,” dedi. “Daha şimdiden bir sürü ilerleme var, çok yakında daha fazla kurtarılmışbölge haberi duyacaksınız.”
Geçen ay Cenevre’de gerçekleşen barışgörüşmelerinin başarısızlığından beri, Suriyeli isyancılar ile Batılı ve Arap destekçileri, savaşalanında Cumhurbaşkanı Beşşar Esed’i iktidardan çekilme konusunu müzakere etmeye zorlamaya yetecek kazanımlar elde etmek için bir formül bulmaya çabalıyor.
Geçen iki yılın büyük çoğunluğunda, dikkatler ve kaynaklar ülkenin kuzeyindeki Türkiye sınırına odaklanmış, isyancılarsa nispeten genişbir toprak parçasını kurtarmayı başarmıştı ve burası daha ılımlı silahlı gruplarla el-Kaide’nin aşırı bir şubesi olan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) arasında kanlı iç çatışmalara sahne olmuştu.
Yabancı güçler bir yıl önce Güney Suriye’de bir hücum yapmışolsa da İsrail ve Ürdün’e sınırı olan bölgelere odaklanmakla yetindiler ve spesifik hedefler ve saldırılara silah desteği sağlamaya konsantre oldular.
Bu sırada aktivistler ABD, Avrupa ve Körfez Arap ülkelerinin güvenlik ve istihbarat kuvvetleri tarafından bir ‘operasyon odası’ kurulduğunu belirtmişti; ancak hiçbir ülke bu raporları doğrulamadı.
Şimdi, aktivistler, yeni tanımlanan “güney cephesi” için Ürdün sınırından Şam’ın kuzeyindeki kırsal kesime kadar ulaşacak bir kuvvetler ağı aracılığıyla bir yapı ve strateji kurmak için müşterek bir gayret sarf edildiğini belirtiyor.
Geçen ay, Suriyeli isyancı kuvvetleri, genel komutayı kuzeyde faaliyet gösteren General Selim İdris’ten alıp, güneyde bulunan General Abdulilah el-Beşir’e teslim etti.
Başkenti çevreleyen kırsal kesimin yerel idaresini koordine etmeye yardım eden nüfuzlu bir aktivist, 30 bin kadar savaşçının Şam’ın kuzey banliyölerinden güney sınırlara indiğini ve hepsinin de tek bir genel resmi komuta altında bulunduğunu ifade etti.
“Aslında diğer bütün planlar gibi, silahlara ve silahların kontrolüne odaklanılmıştı,” dedi aktivist ve ekledi. “Şimdiyse örgütlenme yapısı ve askeri planlama çok daha ön planda.”
Bütün bunlara ABD ve Suudi Arabistan’ın ciddi oranda dahil olduğundan bahsetti.
Brookings Doha Merkezi’nde isyancı hareketlerin izini süren Charles Lister, “ABD ve Batı’da şöyle bir anlayışvar: Kuzey bölgeleri şu an içinden çıkılmayacak derecede karıştı, buralarda ılımlı kuvvetleri hâkim kılma ya da Esed’i geriletme fikri artık yürümez,” dedi. “Buradan da, ılımlıların yürüttüğü bir askeri başarıyla güneyin daha gerçekçi bir anahtar olması gibi bir anlayışçıktı.”
Suriye rejimi, güneyden hücum tehdidine oralardaki isyancı kontrolündeki bölgelerde hava bombardımanını yoğunlaştırarak cevap verdi, genellikle de Halep’te çok yıkıcı etkiler yaratarak kullandığı ham, patlayıcı yüklü varilleri kullanıyor.
Analistler ve isyancılar, güney cephenin kuzeye oranla çeşitli avantajlarının bulunduğunu belirtiyor. Şam, Ürdün sınırına 120 km uzaklıkta bulunuyor, Türkiye sınırıyla arasındaki mesafe ise 500 km.
Güney cephesinin nihai hedefi, Şam’la güney arasında nispeten düz bir topografyada uzanan iki ana otoyolun kontrolünü ele geçirmek.
Bay Lister, “Şam’a karşı her türlü hamlenin hızı, o ulaşım hatlarının tamamen muhalefet kontrolünde olmasına bağlı,” dedi.
Kuzeydeki savaşhatları, sahada doğru dürüst hareketlilik olmadan bir çıkmaza girmişgörünürken, güneydeki isyancı birlikler geçen aylarda daha başarılı olmuşgibi gözüküyor; son haftalarda hükümet yanlısı Suveyda vilayetinde bile rejim güçlerine meydan okunabildi.
Yermuk Tugayı, bir yıl kadar önce Deraa vilayetinin güneybatı kısmının kontrolünü ele geçirdiklerini ve sürekli devam eden füze saldırıları ve hava bombardımanına rağmen bölge üzerindeki hâkimiyetlerini pekiştirmeyi başardıklarını söylüyor.
Bay Horan’ın belirttiğine göre o zamandan beri, “Sadece savunmayı bırakıp saldırmaya başladık ve hâlen saldırıya devam etme politikasını benimsiyoruz.”
Neva şehrinin yakınlarında gerçekleşen son çarpışmayla birlikte, tugayın kontrolündeki bölge Deraa ve Quneitra vilayetlerinin diğer kısımlarına da yayıldı.
Bay Horan, “Rejimden daha fazla ilerleme kaydediyoruz biz,” dedi.
Güneyde artan bir baskı, rejim kuvvetlerini kuzeyden çekmeye ve belki ılımlıların IŞİD’i yenme şanslarını artırmaya da yarayabilir.
Suriye muhalefeti koalisyonunun üst düzey danışmanı Oubai Shahbandar, “Kuzeydeki devrimci kuvvetlerin üzerindeki baskıyı hafifletmek için güneyde büyük bir hücuma geçmek kritik öneme sahip” dedi. “Kritik gedikler açarak rejimin kaynaklarını uzağa çekmek gerekiyor.”
IŞİD ve ketum Nusra Cephesi gibi sert gruplar, güneyde kuzeyde olduğundan çok çok daha küçük bir alana ayaklarını basmışdurumdalar; kısmen de, Türkiye’nin aksine, Ürdün daha önceden beri şüpheli yabancı aşırıları 373 kilometrelik ortak sınırdan Suriye’ye girmekten alıkoyduğu için.
Ancak Bay Lister, Ahrar el Şam gibi başka aşırı grupların güney isyanında belirli bir rol oynadığı konusunda ikaz etti. Bölgeye son aylarda yeni savaşçılar sızdı, özellikle de Şam kırsalı civarına ve çoğu da radikal İslamcı gruplarla bağlantılı.
Şamlı aktivist, “Tabii ki bunun sorun yaratabileceği konusunda endişeliyiz,” dedi. “Ama yerel isyancı gruplar kuzeydeki hataların aynısını yapmamak konusunda kararlı.”
Çeviren: İkbal Zeynep Dursunoğlu