Kendilerinden başka herkesi kafir gören el-Kaide bağlantılı tekfirci-cihatçı grupların Keseb’e yönelik saldırısının üstünden bir ay geçti.
Saldırının ilk haftalarında yayımlanan haberlere ve silahlı grupların liderlerine göre, Lazkiye düşmek üzereydi. Suriye uzmanı unvanı ile medyada boy gösteren Arap/Türk bir çok analist ve Körfez şeyhi için, Keseb bir dönüm noktasıydı. Keseb, sahil savaşındaki ilk kazanımlarıydı ve arkası gelecekti.
Oysa Türkiye'nin yardımıyla sınır kapısına saldıran silahlı radikal gruplar, tepelerden oluşan Keseb'de, coğrafi koşulların avantajını kullanarak sınırdan sadece 5-7 km derinliğe inebilmişti. Bu derinlikteki kontrolleri de çok sürmedi.
Keseb kampanyası sadece 10 gün sürebilmişti. 3 eksenden kuşatma altına alınan silahlı cihatçı gruplar çekilmeye başladığında dikkatler bu kez Halep'e çevrildi.
Keseb saldırısı Halep’te güncellendi
Keseb'in yerini yavaş yavaş Halep alıyordu. Keseb ile gördüğümüz ve duyduğumuz her şey, Halep ile değiştirilerek güncellendi.
Keseb'te, Arap Alevilerini yok etmekle tehdit eden ve şeriatı tatbik edeceğini “müjdeleyen” Suudi Şeyh Abdullah el-Muheysini'yi, Halep'te görmeye başladık.
Muheysini “Halep'te Alevileri çok yoğun ve şiddetli bir şekilde bombalıyoruz. Duanızla destekleyin” tweet'i atarak, cihadın adresini değiştirmiş; ama hedefini değiştirmemişti.
Keseb'e gelen ve deniz kenarında fotoğraf çektiren ve şükür duaları eden Kuveytli Selefi Şeyh Haccac Al-Ajmi de Keseb'i gündeminden çıkardı. Yeni gündemi Halep.
El-Muheysini ile Halep'te çekilmiş görüntüleri çıkan Al-Ajmi'nin duaları artık Halep için.
Ağustostaki Lazkiye katliamını yardım kampanyaları düzenleyerek finanse eden bir diğer Selefi Şeyh Şafi Al-Ajmi'nin yeni kampanyaları Halep için. Lazkiye'de “Alevi köylerini vurmak için 100 Grad füzesi” kampanyasından sonuç alınamayınca Şafi Al-Ajmi de yüzünü Halep'e döndü.
Türkiye’nin rolü
Bütün bu taraflarla birlikte aşağıda anacağımız silahlı radikal gruplar ile Türkiye'nin adı yeniden beraber geçiyor.
Halep'teki Türkmen tugayları üzerinden anılan Türk istihbaratının, Halep'teki operasyonda etkin olduğundan bahsediliyor.
Türkiye bir kez daha yeni bir el-Kaide operasyonu ile beraber anılıyor.
Halep'te kimler savaşıyor?
Krizin başından şu ana kadar Suriye'de ilan edilmiş en geniş operasyon odası olduğu söylenen ‘Şam Operasyon Odası’ 9 Şubat’ta kuruldu. 3 ana güçten oluşuyor: El-Kaide Bağlantılı Nusra Cephesi, İslami Cephe ve Mücahidin Ordusu.
Savaş sahnesinde vahşi bir geçmişe sahipbu gruplar, Halepoperasyonlarında da ılımlı muhalif diye sunulmaya devam ediliyor.
Operasyonlarına verdikleri isim: Kafirleri Kesme Operasyonu. Operasyon komutanı Çeçen lider Selaheddin Şişani, Suriye'de savaş veren 3 önemli Çeçen komutandan biri.
Diğerleri Keseb'te adını duyduğumuz Muslim Şişani ve Deyr Zor'da IŞID saflarında savaşan Ömer Şişani.
Nusra Cephesi bu operasyona, Muhacirin ve Ensar Tugayı ile katılıyor. Çoğu militanı Çeçen olan bu tugayın Arapça dağarcığı “Allah-u Ekber” ve “Kesmeye Geldik” (Zebh-i Cinakum: Cihadçıların Aleviler için söylediği bir marş) ifadelerinden ibaret.
Abdullah el-Muheysini bu tugay liderleri ile de bir araya geldiğini geçen hafta duyurdu. Halep'e kuzeybatıdan “Zahra ve Balleyremun” mahallerinden saldıran bu tugay, ilk anda baskın yaptığı binalardan kaçırdığı sivil insanları, kontrolleri altındaki Hraytan'a alıp Şeriat Mahkemesine çıkardı.
Sahadan kaynaklara ve el-Meyadin televizyonuna göre bu mahkemede siviller için idam kararı verildi ve sayısı bilinmeyen sivillerden bazıları infaz edildi.
Kuzeybatı ve güneybatı cephelerinden saldıran gruplar, iç mültecilerle birlikte yaklaşık 2 milyon insanın yaşadığı Halep'e yüzlerce havan topu attı. Yaklaşık 60 sivilin yaşamını yitirdiği ve 300'e yakın yaralının olduğu Halep, elektrik ve su şebekelerine yapılan saldırılardan dolayı insani sıkıntılar da yaşıyor. Elektrik ve su şebekelerini tamir etmeye çalışan işçilere de saldıran silahlı grupların, Suriye krizinde şimdiye kadar 26 teknisyeni bu şekilde öldürdüğü bildiriliyor.
Şam Operasyon Odası altında savaşan Türkmen gruplar olan Sultan Murad ve Fatih Mehmet Tugayları, Halep kuzeyinden katıldıkları bu savaşta Halep'teki en büyük Ermeni mahallesi olan El-Meydan mahallesine havan topları ile saldırıyor.
Ermeni kaynaklara göre en az 10 sivil Ermeni'nin yaşamını yitirdiği saldırılar, Keseb saldırısı ve Türkiye'nin rolü ile birlikte anılıyor. Ermeniler, Keseb'de olduğu gibi Halep'te de gönüllü Savunma Güçlerine katılmış durumda. Halep'ten Ermeni kaynaklar, bu çatışmalarda yaşamını yitiren Ermeni gençleri isimleriyle anmakta.
‘Geçici hükümetin başkenti’ Halep
Halep saldırıları ile birlikte bazı Koalisyon üyeleri, Halep'i geçici hükümetin başkenti olarak andı. Koalisyon'un, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce 2 milyonluk nüfusa sahip Halep'i düşürerek yönetime ağır bir darbe vurmak istediği de iddialar arasında. Fakat Koalisyon'un sahada böyle bir gücü bulunmuyor.
Katıldığı canlı yayında, İstanbul'daki Koalisyon toplantılarından, Gaziantep'te konumlanmış Geçici Hükümetten ve bu hükümetin üyeleri olan ''Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanından'' bahseden Muhalif Koalisyon üyesi Bissam El-Melk ''Halep'e operasyon başlatan gruplar arasında var mısınız'' sorusuna ''Biz savaş istemiyoruz, siyasi yollarla çözüm istiyoruz'' diye cevap vererek, Halep operasyonunda herhangi bir nüfuza sahip olmadıklarını itiraf etmiş oldu
Ayrıca ÖSO'nun, bazı gruplar tarafından 400 bin dolar çalmakla itham edilen ve tanınmayan ''orta ve batı cepheleri komutanı Mustafa Haşim'' Koalisyon'un kendilerini aldattığını ve yardım göndermediğini söyledi.
Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi için tartışmalar sürerken, Keseb'den sonra Halep cephesinde de Türkiye'nin rolü çokça konuşuluyor.
Lazkiye-Halep ekseninde daha şiddetli çatışmalar görmekle birlikte, şu an hafif çatışmaların yaşandığı güney cephesi de tekrar şiddetlenebilir.