BBC'nin başlıca haber programlarından Newsnight, İsraillilerin Kuzey Irak'ta Kürtlere eğitim verdiği yolunda bulgulara ulaştı.
Haber programında İsrailli güvenlik uzmanlarının Kürt askerlere atış teknikleri konusunda eğitim verdiği görülüyor.
Programda, eğitimi veren eski bir İsrailli komando da faaliyetlerini anlatıyor.
Newsnight'ın haberine göre, İsrail özel tim mensupları 2004'te bölgeye sevk edildi ve kimlikleri ortaya çıkarsa, hükümetin kendileriyle bağlantıyı yalanlayacağı söylendi.
Ekibin Erbil'deki havalimanında güvenliği sağlamak ve 100 kadar peşmergeyi 'özel görevler için' eğitmek üzere ikiye bölündüğü belirtiliyor.
Kürt yetkililer haber konusunda yorum yapmadılar.
İsrail hükümeti ise böyle bir faaliyetten haberdar olmadığını, İsrail yasalarına göre askeri bilgiyi yetkili makamlardan izin almadan aktarmak suç teşkil ettiğinden, bu konuda bir soruşturma yürüttüğünü bildirdi.
Taşeron şirketler
Programa katılanlar faaliyetlerinin Erbil yakınlarındaki Hawler Uluslararası Havalimanı'na odaklandığını söyledi.
Proje için Interop adı verilen bir güvenlik danışmanlık şirketi görevlendirilmiş, bu şirket, Irak'taki faaliyetleri için Kudo ve Colosium adı altında iki yan kol oluşturmuş.
Ancak bu iki şirket de kayıtlarda İsviçre merkezli olarak görünüyor.
Interop'un kurucuları arasında İsrail dış istihbarat birimi Mossad'ın eski başkanlarından olan milletvekili Danny Yatom da var. Yatom 2003'e dek şirketin başkanlığını da yürütüyordu.
Yatom Newsnight'a açıklamasında 2003'te milletvekili seçilmesini takiben şirketle tüm bağlarının sona erdiğini, 2004 ve 2005 yıllarındaki faaliyetler konusunda bir bilgisi olmadığını söyledi.
Bu tarihler arasında Interop'un başında İsrail terörle mücadele biriminin eski başkanlarından Şlomi Mikaels vardı. Mikaels ise konuyla ilgili konuşmayı kabul etmedi.
İsrailli eğitmen programda, kim olduklarının ortaya çıkmaması gerektiği düşüncesiyle çalışmanın huzursuzluk yaratıcı bir durum olduğundan yakınıyor.
"Benim görevim Kürt güvenlik yetkililerini havaalanı projesi için eğitmekti. Bunun yanı sıra peşmergeleri ve asıl askerleri de eğitiyorduk."
"Onlara her türlü terörle mücadele eğitimi veriyorduk. Uzun tüfeklerle, tabancalarla eğitiyorduk; kapıların arkasından, barikatlar gerisinden, soldan, sağdan, ya da pencere gerisinden ateş etmek konusunda, nasıl ilk ateş eden olabilecekleri ya da bir kalabalık içinde bir teröristi nasıl ayırt edebilecekleri konusunda taktikler veriyorduk."
"Bu tür eğitim özel görevler için verilir. Bu tür eğitim özel timlere özel amaçlarla verilir."
İsrailli eğitmen ayrıca Kuzey Irak'a Türkiye sınırından girdiklerini, ama girişlerinde Kuzey Irak'ta kimsenin pasaportlarına damga vurmadığını belirtiyor.
"Herhalde istihbarattan olanlar bizim İsrailli olduğumuzu biliyorduysa ki pasaportlarımızı gördüler, üstleri de biliyordur."
Kürdistan Yerel Hükümeti sözcüsü Halid Salih ise "Bu gibi suçlamaların yeni olmadığını, bu iddiaları kendilerini hedef göstermek isteyen aşırı islamcı unsurların gündeme getiriyor olabileceğini savundu.
Bölgede rahatsızlık yaratabilir
Bu haberler bölgede huzursuzluk yaratmaya aday.
Gerek Irak'ta, gerek bölgenin diğer pek çok ülkesinde İsrail Arap ve Müslümanların düşmanı olarak görülüyor.
Kürt yetkililerin bu haberler ardından özerk olarak yönetilen bölgede ne gibi faaliyetlere giriştiklerini açıklamaları için baskı görmeleri olası görülüyor.
BBC'ye bilgi veren İsrail güvenlik uzmanları Kürt makamların bilgisi olmaksızın bölgede faaliyet göstermeksizin olanaksız olduğundan söz etti.
Dahası İran ve Suriye geçmişte de Kürtleri Irak topraklarında İsraillilerin faaliyet göstermesine izin vermekle suçlamışlardı.
Bu nedenle gelişmeleri onların da yakından izlediği tahmin ediliyor.
Irak'ın üç yıl önce işgalinden bu yana Arap medyasında bu yönde haberler yer alıyordu.
Bu haberler Saddam Hüseyin'in devrilmesinin bölgenin haritasının yeniden çizilmesini hedefleyen bir Amerikan-İsrail komplosu olduğu iddialarına dayanak gösteriliyordu.
Şimdi bu yolda ilk kez somut kanıtların ortaya çıkması, bu iddiaları güçlendirecektir.
Bazı gözlemciler, Irak'taki yönetim değişikliği ardından İsrail'in başlıca düşmanının İran olduğunu, İsrail'in bu ülkeye karşı stratejik imkânlarını geliştirmek istediğini ve Kuzey Irak'taki bir havalimanını olası bir saldırıda yakıt ikmali amacıyla kullanmayı düşünebileceğini öne sürüyordu.
İsrail'in elindeki savaş uçaklarının çoğu kısa menzilli bu nedenle İran'a ulaşmanın sorun yaratacağı savunuluyor. Ancak böyle bir düşünce gündeme gelmiş olsa bile, haberlerin yayılması ardından hayata geçirilmesi güç görülüyor.