YDH- İran'ın girişimiyle Tahran'da yapılan ve İran Savunma Bakanı Hüseyin Dehkan, Surye Savunma Bakanı Fahad Casim el-Fryec ve Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu'nun katıldığı toplantıyla ilgili olarak Ahmed Kazımzade imzasıyla İran devlet televizyonunun resmi internet sitesinde yayımlanan yorumda şu ifadelere yer verildi.
İran, Rusya ve Suriye, Suriye’ye dayatılan savaşın başından beri Suriye’nin yanında yer aldı ve bu konuda yakın bir işbirliği sergiledi; ancak bu üç ülkenin savunma bakanları Perşembe günü Tahran’da olduğu gibi ortak bir toplantıda şimdiye kadar hiç bir araya gelmemişti.
Bu, Suriye savaşının birçok iniş çıkışın ardından nihai ve kader belirleyici bir aşamaya geldiğini gösteriyor. Her üç ülkenin ulusal güvenliği, savunma alanındaki işbirliğinin çok daha fazla koordine edilmesini ve güçlendirilmesini gerektiriyor.
Tekfirci terör tehlikesinin küresel boyut kazanması, tüm ülkelerin buna karşı mücadeleye katılmasını icap ettiriyor; ancak başta Amerika olmak üzere batılı ülkeler, bugünkü aşamada tekfirci terör tehlikesinin dönemsel de olsa kendi sınırlarından uzak olduğunu hissediyor.
Öte yandan bu ülkeler, başta Suudi Arabistan olmak üzere tekfirci grupları destekleyen ülkelerin yoğun baskısı altında bulunuyor, bu yüzden de tekfirci terör tehlikesine karşı gereken ciddiyeti ve motivasyonu göstermiyor.
Bu şartlarda, İran, Rusya ve Suriye, tekfirci terörle mücadele sorumluluğunu tek başına omuzlamaktan başka çare görmüyor.
Bu üç ülkeyi terörle mücadelede bu kadar kararlı kılan şey, henüz Suriye muhaliflerinin ve onları destekleyen ülkelerin sorunun siyasi yollarla çözümüne inanmadığının açıkça ortaya çıkması ve Suudi Arabistan gibi bazı ülkelerin desteklediği grupları Cenevre müzakerelerinden çekmesi, ayrıca Suriye’deki yasal hükümeti devirmeye yönelik tutumunu tekrar etmesidir.
Çünkü Arabistan ve terörist grupları destekleyen diğer ülkeler, ateşkes ortamını tekfircileri daha fazla silahlandırmak için bir fırsat olarak kullandılar, bu gruplar da bu fırsattan yararlanarak güçlerini çeşitli mevzilere konuşlandırdılar.
Bu arada Amerika da silahlı ve tekfirci grupların ateşkesi defalarca ihlal etmesi karşısında sessiz kalmayı tercih etti; Rusya’nın ateşkesi ihlal eden bu grupların cezalandırılması için yaptığı çağrıya cevap vermedi.
Ayrıca tam da bölgedeki Kürtlerin bağımsızlık taleplerini dile getirdikleri bir dönemde Amerika’nın Suriye’nin kuzeyindeki askeri varlığını arttırması, yeni kaygıların ortaya .çıkmasına neden oluyor.
Bütün bu gelişmeler, İran, Rusya ve Suriye’nin tekfirci terörle mücadele inisiyatifini ele geçirmesine sebep oldu.
Aslında tekfirci terörün bir araç olarak kullanılması, başta Suudi Arabistan olmak üzere bazı bölge ülkelerinin tekfirci teröristlere verdiği desteği arttırması ve Batılı ülkelerin de buna sessiz kalması İran, Rusya ve Suriye’yi böylesi bir yönelişe sevk etti.