Hamas Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal, katar’da yaptığı bir basın toplantısıyla örgütün yeni siyaset belgesini açıkladı.
YDH- Hamas’ın yeni siyaset belgesinde şu maddeler yer alıyor
Giriş
Filistin, Filistin Arap halkının yurdudur. Filistin halkı bu yurtta yetişmiş, orada kalmış ve oraya bağlanmıştır. Daima bu yurda bağlı ve irtibatlı olmuştur.
Filistin, makamı İslam tarafından yüceltilmiş bir yurttur. Adil değerleri ve inançları orada yayılmış, bu yurdu savunma inancı kökleşmiştir.
Filistin, dünyanın haklarını garanti etmekten, ondan gasp edilenleri geri almaktan aciz kaldığı bir halkın meselesidir. Filistin yurdu dünyanın en kötü işgal yöntemlerinden birinin acısını çekmektedir.
Filistin, insanlık düşmanı ırkçı Siyonist iskan projesinin hakimiyeti altına girmiştir. Bu proje, batıl Balfour bildirisi ve gasıp rejimin tanınması temelinde ateş gücü ve savaşla dayatılmıştır.
Filistin, kurtuluş projesi gerçekleşinceye, mülteciler geri dönünceye başkenti Kudüs olan tam egemen bir devlet kuruluncaya kadar direniş yurdu olmaya devam edecektir.
Filistin, özgürlük hedefine ulaşmak amacıyla her eğilim ve görüşten Filistinlilerin gerçek katılımıdır.
Filistin, İslam ümmetinin ruhu, merkezi meselesi, insanlığın ruhu, uyanık ve canlı vicdanıdır.
Bu belge ile tecrübemiz daha derinleşmekte, anlayışımız ortak hale gelmekte, görüşlerimiz çerçeve kazanmaktadır. Yolumuz, sağlam ve ilkesel temellerde ilerlemektedir. Genel görünüş korunmakta; apaçık yolun, ilkelerin, ulusal birliğin ve Filistin meselesine dair ortak anlayışın göstergeleri güçlenmekte çalışma ilkeleri ve uzlaşma sınırları ortaya konmaktadır.
Hamas Hareketinin tanımı
1- Hamas, Filistinli bir İslami kurtuluş hareketidir. Hedefi Filistin’i özgürleştirmek Siyonist proje ile mücadele etmektir. Taleplerinde, hedeflerinde ve faaliyetlerinde mercii İslam’dır.
Filistin yurdu
2- Filistin yurdu, bilinen tarihi sınırlarıyla doğuda Ürdün nehrinden batıda Akdeniz’e; kuzeyde Ras el-Nakura’dan güneyde Umm er-Raşraş’a kadar bölünmez bir bütündür. Filistin halkının yurdundan çıkarılıp mülteci haline getirilmesi ve Siyonist rejimin kurulması, Filistin halkının topraklarına olan malikiyetini ortadan kaldıramaz ve gasıp Siyonist rejim için bir meşruiyet hakkı olamaz.
3- Filistin, mübarek ve kutsal bir Arap ve İslam yurdudur ve her Arap’ın ve Müslüman’ın kalbinde özel bir yere sahiptir.
Filistin halkı
4- Filistinliler, yurtlarından çıkarılmış olsalar da orada kalmış olsalar da 1947’ye kadar Filistin’de daimi olarak ikamet eden Arap vatandaşlarıdır. Bu tarihten sonra Filistin içinde veya dışında doğmuş olan babası Arap ve Filistinli olan herkes Filistinli sayılır.
5- Filistinli şahsiyeti, babadan evlada geçen asli bir sıfattır. Filistinlilerin başka ülkelerden vatandaşlık almaları onların kimliğinin ve ulusal haklarının yol olmasına sebep olamaz.
6- Filistin halkı; tüm dini, kültürel ve siyasi kesimleriyle içerideki ve dışarıdaki tüm evlatlarından oluşan tek bir halktır.
İslam ve Filistin
7- Filistin, Arap ve İslam ümmetinin kalbinde özel bir öneme sahiptir. Kudüs, Müslümanların ilk kıblesi ve peygamberin (SAS) miracının mahalli olarak orada yer almaktadır. İsa Mesih’in (AS) doğduğu yerdir. Peygamberlerden, sahabelerden ve mücahitlerden binlercesinin naaşı Filistin topraklarındadır. Filistin hakkı ikame edenlerin yurdudur. Kudüs’te ve çevresine Allah’ın emri gerçekleşinceye kadar muhalifleri ya da desteğini kesenler, onlara hiçbir zarar veremez.
8- Hamas, İslam’ı tüm zaman ve mekanlara salahiyeti ve mutedil ruhuyla anlamaktadır. Bu dinin bir barış ve bağışlama dini olduğuna, diğer din mensuplarının onun gölgesinde tam bir güvenlik içinde yaşayabileceğine, tıpkı Filistin’in birlikte yaşama modeli olduğuna inandığı gibi inanmaktadır.
9- Hamas, İslam mesajının ‘hak, adalet, özgürlük ve onur’; her çeşidiyle zulmün yasaklanması ve zalimin yargılanması mesajı olduğuna inanmaktadır. İslam her türlü aşırılığa, dini ve taifeci taassuba karşıdır. Müntesiplerini mazluma yardım edip zalimle mücadele etmeye, yurdunu, onurunu ve kutsallarını savunmak için fedakarlıkta bulunmaya teşvik etmektedir.
Kudüs
10- Kudüs, Filistin’in başkentidir. Dini, tarihi ve uygarlıksal olarak özel bir öneme sahiptir. İslam’ın ve Filistin’in tüm kutsalları onların başında da Mescid-i Aksa, Filistin halkının, Arap ve İslam ümmetinin sabit hakkıdır. Bundan geri adım atılmayacaktır. Başta Yahudileştirme ve yerleşke inşaatları olmak üzere Siyonist rejimin bu gerçeği ters yüz etme çabaları geçersizdir.
11- Mübarek Mescid-i Aksa, yalnızca Filistinlilerin ve İslam ümmetinin hakkıdır. İşgalci rejimin onda hiçbir hakkı yoktur. Bu rejimin Mescid-i Aksa’yı Yahudileştirmeye ve bölmeye yönelik tüm projeleri ve adımları batıl ve gayri meşrudur.
Mülteciler geri dönüş hakkı
12- Filistin meselesi, işgal edilmiş bir yurt ve mülteci haline getirilmiş bir halk meselesidir. Filistin halkının yurduna geri dönme hakkı doğal ve üzerinde tasarruf yapılamayacak bir haktır. Filistinli mültecilerin kentlerine dönüşü, yani 1948 ve 1967’de işgal edilen yerlerden göç ettirilenlerin ya da dönüşleri engellenenlerin yurtlarına bireysel ya da toplu olarak dönmesi, ilahi dinlerin, insan haklarının ve uluslararası yasaların vurguladığı doğal bir haktır.
13- Hamas, mülteciler sorununu ortadan kaldırmaya yönelik her türlü planı reddetmektedir. Bu cümleden Filistinli mültecilere, Filistin dışındaki yerlerde iskan verilmesini veya alternatif yurt projelerini reddetmektedir. Hamas, yerlerinden göç ettirildiklerinden dolayı zarara uğradıkları için mültecilere ödenecek tazminatın onların kendi yurduna dönüş hakkıyla birlikte olduğuna inanmaktadır. Bu hakkın iadesinden sonra da bu ödenmelidir ve tazminat ödenmesi, geri dönüş hakkını ortadan kaldıramaz ve buna bir zarar veremez.
Siyonist proje
14- Siyonist proje, başkalarının haklarını yok etmeye dayanan düşmanca ve ırkçı bir projedir ve Siyonist rejim, bu projenin uygulama aracıdır. Bu proje Filistin halkının özgürlük, Filistin’in kurtuluşu, geri dönüş ve kendi kaderini tayin hakkı gibi talepleriyle zıttır. Siyonist rejim bu projenin uygulama aracı ve onun saldırganlığının üssüdür.
15- Siyonist proje, sadece Filistin halkını hedef almamaktadır, diğer Arap ve Müslüman halklara da düşmandır. Bunların tamamı için gerçek bir tehlike, onların güvenlik ve çıkarları için bir tehdittir. Onların birlik, beraberlik ve özgürlük taleplerine ve hedeflerine zıttır. Ayrıca siyonizm projesi, dünyanın ve insanlık toplumunun güvenliği, barışı ve çıkarları için bir tehlikedir.
16- Hamas, Siyonizm projesiyle mücadelenin dinlerinden dolayı Yahudilerle bir savaş olmadığını vurgulamaktadır. Hamas, asla Yahudilerle Yahudi oldukları için savaşmamıştır. İşgalci ve gasıp Siyonistlere karşı savaşmıştır. İşgalci liderlerin kendileri Yahudilerin şiarlarını ve Yahudiliği bu savaşta kullanmakta ve kendi gasıp rejimlerini onunla nitelemektedir.
17- Hamas, herhangi bir insana işkence yapılmasını, dini ve etnik gerekçelerle insanların haklarının kısıtlanmasını reddetmektedir. Yahudiliğin sorununun Arapların ve Müslümanların tarihinden değil, Avrupa tarihinden onlara yapılan düşmanlık ve zulümle ilgili olduğuna inanmaktadır. Ortaya çıkış sebebi olarak Yahudiliğe yönelik düşmanlık olgusu olan Siyonist hareket, Batı emperyalizminin desteği sayesinde Filistin’i işgal etmeyi başarmıştır. İşgalciliğin tehlikeli bir örneğidir ve Filistin’de ortadan kaldırılması gerekmektedir.
İşgalcilik karşısındaki tutum ve siyasi çözüm
18- Balfour bildirisi, Filistin’deki İngiliz mandası, BM’nin Filistin’i taksim planı, benzer tüm kararlar ve İsrail’in icat edilmesi, temelden batıldır ve Filistin halkının haklarıyla, iradesiyle, İslam ümmetinin iradesiyle, insan haklarıyla, uluslararası yasalarla ve uluslararası sözleşmelerde taahhüt edilen kendi kaderini tayin hakkıyla çelişmektedir.
19- Siyonist rejimi asla tanımıyoruz. Filistin’in meydana gelen işgalcilik, yerleşke inşaatları ve Kudüs’ün Yahudileştirilmesi batıldır. Haklar asla zamanın geçmesi ile ortadan kalkmaz.
20- Hiçbir şartta Filistin topraklarının tek bir zerresinden, hatta Siyonist rejimin işgalciliği devam etse dahi her türlü baskı altında bile vazgeçilmeyecektir. Hamas, nehirden denize kadar tüm Filistin topraklarının kurtarılması dışındaki hiçbir alternatifi kabul etmeyecektir. Hamas, Siyonist rejimi tanımaksızın, Filistin’in haklarından hiçbirini göz ardı etmeksizin 4 Haziran 1967 topraklarında başkenti Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin mültecilerin yurduna geri dönmesi ile birlikte kurulmasını ortak bir ulusal uzlaşma çerçevesi olarak görmektedir.
21- Hamas, Oslo anlaşması ve sonuçlarının uluslararası amir yasalarla çeliştiğini vurgulamaktadır. Bu anlaşma Filistin halkının vazgeçilemez haklarıyla çelişen yükümlülükler yaratmıştır. Bu yüzden Hamas, bu anlaşmayı reddetmektedir. Başta güvenlik işbirliği olmak üzere bu anlaşmanın uygulanması halkımızın çıkarlarına zarar vermektedir.
22- Hamas, Filistin meselesini ortadan kaldırmaya ve Filistin halkının haklarını bir tarafa bırakmaya yönelik her türlü anlaşmayı ve barış planını reddetmektedir. Filistin sorununun çözümüne yönelik planların hiçbiri bu haklara zarar verici olmamalıdır.
23-Hamas, Filistin halkına zulüm, topraklarının gaspı ve halkının mülteci kılınmasına yönelik hiçbir bir barış planını kabul etmediğini, Filistin’in özgürleştirilmesi için cihat ve direnişi meşru bir hak olarak gördüğünü vurgulamaktadır.
Direniş ve Filistin’in özgürleştirilmesi
24- Filistin’i özgürleştirmek özel olarak her Filistinlinin, Arap’ın ve İslam ümmetinin görevidir; genel olarak ise hakikatin ve adaletin gereği olarak Filistin’e hizmet yönünde milli, Arabi, İslami ve insani çabalar, birbirini tamamlayan şeylerdir ve bunlar arasında bir çelişki yoktur.
25- İşgalci rejime karşı tüm araçlarla direniş, tüm dinler ve uluslararası yasalar açısından meşru bir haktır. Bu araçların merkezinde de silahlı direniş bulunmaktadır. Silahlı direniş, ilkelerin savunulması için stratejik bir seçenektir.
26- Hamas, direnişe ve onun silahına darbe vurulmasını reddetmekte direniş araçlarının ve mekanizmalarının geliştirilmesini Filistin halkı için bir hak olduğunu vurgulamaktadır. Direnişin operasyon veya ateşkes yapmak açısından yönetimi ve yönetim süreci çerçevesinde ortaya çıkan yöntem araç ve çeşitleri, direniş ilkesinin zararına değildir.
Filistin’de Siyasi düzen
27- Gerçek devlet, Filistin özgürleştirildiğinde ortaya çıkacaktır. Kudüs merkezli, tam egemen bir bağımsız Filistin devletinin kurulmasının alternatifi olmayacaktır.
28- Hamas, çoğulculuğa, demokrasiye, ulusal katılıma, karşı tarafı kabule ve diyaloga inanmaktadır. Filistinlilerle ilişkisini bunların doğrultusunda yönetmektedir. Bu, Filistinlilerin ulusal taleplere ve hedeflere ulaşma doğrultusundaki ortak faaliyetlerini ve birliğini güçlendirmektedir.
29- Filistin Kurtuluş Örgütü, İçerideki ve dışarıdaki Filistinliler için bir ulusal çerçevedir. Buna özen gösterilmeli, bunun geliştirilmesine çalışılmalıdır. Bunun demokratik ilkeler çerçevesinde Filistinli tüm kesimlerin katılımını sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılması gerekmektedir.
30- Hamas, sağlıklı bir demokrasi ve bunun öncülü olarak da serbest ve şeffaf seçimler temelinde Filistin ulusal merci ve kurumlar kurulmasını, bunun başında da direniş ve ulusal katılım temelinde serbest ve şeffaf seçimler yapılmasını ve açık stratejiler ve programlar yapılmasını vurgulamaktadır.
31- Hamas, Özerk Yönetimin Filistin halkına hizmet etmesi; onun güvenliğini, haklarını ve ulusal projesini savunması gerektiğini vurgulamaktadır.
32- Hamas, Filistin halkının kararlarında bağımsız ve yabancılara bağımlılıktan uzak olması gerektiğini vurgulamakta ve Araplara ve Müslümanlara Filistin’in kurtarılması konusundaki görev ve sorumluluklarını hatırlatmaktadır.
33- Ulusal hedeflerin gerçekleştirilmesinde rolü olan çeşitli toplumsal kesimler, tanınmış şahsiyetler, sivil toplum kurumları, genç, öğrenci, esnaf ve kadın dernekleri toplumu inşa etme ve Filistin’i özgürleştirmek için direniş planı yapma sürecinin önemli gruplarıdır.
34- Filistinli kadının rolü, bugünü ve geleceği inşa etmek için esaslı bir ilkedir. Kadın, Filistin’in tarihinde her zaman var olmuştur ve direniş ve Filistin’in özgürleştirilmesi konusunda eksen rolü oynamıştır.
Arap ve İslam ümmeti
35- Hamas, Filistin meselesinin İslam ve Arap ümmetinin merkezi meselesi olduğuna inanmaktadır.
36- Hamas, İslam ümmetinin tüm kesimleriyle birlik içinde olması ve ihtilaflardan uzak durması gerektiğine inanmaktadır.
37- Hamas, Filistin’e destek veren tüm ülkelerle işbirliği yapmaya inanmaktadır. Ülkelerin iç işlerine, ülkelerin içindeki çekişmelere veya çatışmalara müdahil olmayı reddetmektedir. Tüm dünya ülkeleriyle, özellikle de Arap ve İslam ülkeleriyle dengeli ilişkiler kurma siyaseti benimsemektedir. Filistin meselesinin gerekleri doğrultusunda, Filistin halkının İslam ve Arap ümmetinin çıkarlarına olacak şekilde dengeli ilişkiler kurmaya çalışmaktadır.
İnsani ve uluslararası boyut
38- Filistin meselesi insani ve uluslararası bir meseledir. Ona yardım ve destek vermek insani bir görevdir.
39- Filistin’in özgürleştirilmesi, yasal ve insani açıdan meşru bir adımdır. Kendi kaderini tayin etmek her milletin doğal hakkıdır.
40- Hamas, dünya ülkeleri ve halklarıyla adalet, özgürlük ve halkların iradesine saygı temelinde işbirliği yapmaya inanmaktadır.
41- Hamas, Filistin halkının haklarını tanıyan ülkeler ve kurumların tutumlarını olumlu karşılamakta, Siyonist rejimi destekleyen ve onun cinayetlerini görmezden gelen tarafların tutumunu ise kınamaktadır.
42- Hamas, Arap ve İslam ümmetine ve diğer milletlere egemen olmaya yönelik tüm çabaları reddetmekte ve dünyada emperyalizmin, işgalciliğin ve zulmün her çeşidini mahkum etmektedir.
Çeviri: YDH