Mustafa Hicri, Öcalan ve Barzani rolüne oynuyor

28 Haziran 2017

Lübnan’da yayımlanan el-Ahbar gazetesi, İran Kürdistan Demokrat Partisi (İKDP) lideri Mustafa Hicri’nin Öcalan ve Barzani gibi bir liderlik konumu elde etmeye çalıştığını yazdı.

YDH-Rebvar Osman, Lübnan’da yayımlanan el-Ahbar gazetesi için kaleme aldığı yazısında şunları yazdı:

Mustafa Hicri liderliğindeki İran Kürdistan Demokrat Partisi (İKDP) muhalif bir Kürt grubu olarak İran'ın siyasal sistemini değiştirmeye çalışıyor.

Oysa parti içindeki gelişmeler onların İran'daki siyasal sistemi değiştirmeye çalışmaktan ziyade "Mustafa Hicri" isimli birinin mutlak liderliği ve başına buyruk politikası doğrultusunda hareket ettiklerini gösteriyor.

Edinilen bilgilere göre, söz konusu partinin düzenlenecek kongresinde Mustafa Hicri İKDP'nin idari yapısının değiştirilmesi, aynı isimde olan fakat bu gruptan ayrılan partiyle dayanışma ve beraberlik içinde olunması ve partide askeri faaliyetlerin sürdürülmesi gibi ön planda olan 3 konuyu gündeme getirecek.

Bu konuları daha dikkatli bir şekilde ele aldığımızda Hicri'ye göre partinin ihtiyaçlarını karşılayamayan mevcut idari yapının değiştirilmesinin ön planda olduğunu görüyoruz.

Partinin bütün üyeleri İKDP'den Kürdistan Demokrat Partisi'nin ayrılmasına Hicri'nin başına buyruk olmasının yol açtığını, dolayısıyla diğer partiyle dayanışma içinde olmanın da sonuçsuz bir tartışma olduğunu ve Hicri'nin sadece eski arkadaşlarına eşlik etmemeyi izah edebilmek ve kamuoyunu kandırmak için bu tür şeyler ileri sürdüğünü düşünüyor.

Hicri, bir grup kapsamında Halkın Mücahitleri Örgütü veya bir ülke düzeyinde Erdoğan gibi rol oynayabilmek için partinin Merkez Komitesi ve Politik Bürosu'nun kapatılmasını ve bunların yerine Yürütme Organı ve Siyasi Merkez kurulmasını istiyor.

Eskiden merkez komitesi partinin genel sekreterini belirlerken bu defa kongre üyeleri tarafından seçilecek. Bunun amacı Mustafa Hicri'ye karşı çıkan merkez komitesi üyelerinin devre dışı bırakılması ve kongrede lobicilik faaliyetlerini sürdürmekle her zaman dengeleri kendi lehine değiştirmektir.

Partinin eski üyelerinden olan Mecid Hakki, İKDP'nin mevcut liderlik kadrosunun gerginlik çıkarıp ayrışmaya yol açacağını, dolayısıyla bu kadroyla birlikte partinin stratejik sloganının da değiştirilmesi gerektiğini düşünüyor.

Bu bağlamda Hakki'nin Hicri'yle aynı endişeyi paylaştığını söyleyebiliriz. Çünkü merkez komitesinde bazı muhalif üyelerin varlığına tanık olan Mustafa Hicri, uzun vadede herhangi bir sorunla karşılaşmamak için komitede görevlerle başlıkların değiştirilmesi adı altında bir takım işlemlerin yapılması gerekliliğine inanıyor.

Hicri, komite üyelerinin partinin iç yapısı ve liderlik konumuna yönelik müdahale yetkisini engelleyebilmek için neredeyse 9 kişilik bir icra kurulu oluşturmakla partinin yönetimini komitedeki muhaliflerin elinden almaya çalışıyor.

Mustafa Hicri bu hayali gerçekleştirebilmek için kongrenin düzenleneceği tarihe kadar üyelerinin gençlerden seçilmesini istemiştir. Bunun amacı da genç kuşak arasında popülerliği arttırmak ve partinin eski üyelerinin devre dışı bırakılmasıdır. Bu konunun şüpheli olduğunu düşünen "Hasan Şerefi" ve "Muhammed Nazif Kadıri" ise partiden ayrılma tehdidinde bulunmuşlardır.

Öten yandan bu plan "Şahu Hüseyni", "Hasan Şerefi", "Kave Behrami" ve "Timur Mustafai" gibilerinin kafalarında soru işaretleri oluşturmuştur. Çünkü bunun başarılı olması kendilerinin partide güçlenmesine son verecektir.

Bundan önceki kongrede planlarını hayata geçirmeyi başaramayan Mustafa Hicri, partideki muhalifleri devre dışı bırakarak, kendisinin "liderlik" makamıyla anılmasını ve "genel sekreterlik" sıfatının ortadan kaldırılmasını istiyor. Böylece kendini bir lider olarak tanıtabilecek olan Hicri, partiyi ilgilendiren tüm kararlarda tam yetkiyi elde edebilecektir.

Partinin mevcut genel sekreteri liderlik koltuğuna oturup bütün kararları kendisine bağlayana kadar rakip parti ve diğer Kürt partileriyle dayanışma konusunda kesinlikle herhangi bir adım atmayacaktır. Hicri, partideki muhalifleri tasfiye ederek aslında liderliğini uzun yıllar için garantiye almak istiyor.

Parti ve kongre üyelerinin Hicri'yle uyum içerisinde hareket eden yeni kuşaklardan seçilmesi, kendisi için uzun yıllar parti içerisinde rakipsiz kalma fırsatını doğuracaktır.

Hicri'ye göre İran Kürdistanı ve genel olarak İran'daki gelişmelerle bölgenin şu anki gergin durumunda Irak Kürdistanı'nda ve bölgedeki bazı unsurlardan almayı düşündüğü puanları somut hale getirebilmek için kendisi mutlak liderlik konumuna oturmalıdır.

Hicri'nin amacı kısa vadede Erdoğan gibi kayıtsız şartsız bir liderlik makamı elde edip uzun vadede ise İran Kürdistanı'nın mutlak liderlik koltuğuna oturmaktır ki böylece İran'daki Kürt hareketlerine öncülük etme konusunda Abdullah Öcalan ve Mesut Barzani gibi bir konuma sahip olabilir.

Mevki-makam vaatleriyle parti içinde "Kerim Pervizi", "Muhammed Salih Kadıri" ve "Muhammed Sahibi" gibi kişileri kendi yanına çekmeyi başaran Hicri, buna rağmen yine de ciddi anlamda bazı muhalif isimlerle karşı karşıyadır.

Özellikle de Kuzeyliler, Huramiler ve "Tahir Mahmudi", "Lokman Mehfer" ve "Seyyid Aziz Nikcuyan" gibi bağımsız üyeler büyük zarara uğradıklarını düşünüyor ve partinin geleceği ve yıllardır süregelen faaliyetlerinin sonuçları için endişe ediyorlar.

Hicri'nin genel sekreter olmasının da uzun bir hikayesi var. Bunu partinin eski üyeleri biliyor.

Şimdilik planlarını durduran Hicri, kongre için genç kadroların seçilmesiyle çatışmasız bir şekilde amaçlarına ulaşmayı hedefliyor. Fakat acaba partinin üyeleri onun uzun vadede liderlik koltuğuna oturmasına müsaade edecekler mi? 

Acaba partinin eski üyeleri buna sessiz kalarak, Mustafa Hicri'nin gençleri kendi cephesine çekmesiyle kendilerinin devre dışı bırakılmasına izin mi verecekler, yoksa partide birbirini ortadan kaldırıp liderliği elde edebilmek iç çatışmalar veya güç mücadelesi mi başlatılacaktır?

Tabii ki her şeyi zaman gösterecek. Önemli gelişmelere hazır olmalıyız.

Çeviri: YDH