YDH- Tasnim haber ajansının bildirdiğine göre General Kasım Süleymani, Irak’ta hayatını kaybeden İranlı askeri danışmanlardan Şaban Nasıri’yi anma töreninde bir konuşma yaptı.
General Kasım Süleymani, IŞİD’le savaşan Irak ordusuna askeri danışmanlık yaparken hayatını kaybeden ilk İranlı general olan Hamid Takavi’yi anarak başladığı konuşmasında IŞİD’in sadece İslam dünyası için değil tüm insanlık için büyük bir bela olduğunu söyledi.
Musul’un IŞİD’den kurtarılmasının Irak için büyük bir zafer olduğunu belirten General Süleymani, Şaban Nasıri ile ilgili olarak şunları söyledi: ‘’Şehit Nasıri, Iraklı mücahitlerin hizmetkarlarından biriydi. 30 yıldan uzun bir süre boyunca en zor şartlarda onlarla birlikteydi. Şecere-yi Tayyibe olan Bedir Ordusu’nun kurucularındandı. Şehitlerle dolu ve Irak ulemasının önderliği altında bulunan Bedir Ordusu’nda büyük hizmetler verdi. Şehit Nasıri, kuruluşundan şehadetine kadar Bedir Ordusu ile birlikteydi. Bu tür bir dersin ve vefanın öğrenilmesi gerekiyor.’’
İran’la Irak kan kardeşi oldu
General Süleymani, konuşmasının bir başka bölümünde şunları söyledi: ‘’Biz bazen dünyada da vurgulanan diplomatik adımlar atıyoruz. Ama bazı düğümler ve bazı sorunlar var ki yalnızca diplomasiyle çözülemiyor. Bazı gelişmeler var ki tüm normal davranışları aşıyor, kapıları açıyor, bir samimiyet ve kardeşlik yaratıyor. Şehit Nasıri’nin kanı işte böyleydi.
Bu kan ve diğer kardeşlerin Bağdat’tan Musul’a kadar akan kanı, bir milletle kan ahdi ve zulüm altındaki bir ülkeyi desteklemede vefa bağıydı. İran İslam Cumhuriyeti, büyük komutanlarını İran milletine, bölgeye ve dünyaya feda etti. Elbette görünüşte başkaları da Irak devletini destekliyor; ancak İran halkının verdiği destek gibisi nerede var?
Bazı sevgili Iraklılar, kendilerini Devrim Lideri’nin askeri olarak görüyor. Ama İran halkının evlatlarının Irak halkına hizmet için yaptığı iş bir askerlikti. Zira Irak bayrağı ve Irak uleması, bir kültürü yayıyor. Örneğin bizim seçkin bir generalimiz, 50 yaşını aşkın olmasına rağmen operasyon gücünün önünde yürüyor ve şehit oluyor, bunun anlamı sadakat ve vefadır.
Haşd Şabi Komutanı Ebu Mehdi Muhendis, İran’ın silah deposunun anahtarını eline aldı. Çünkü İran İslam Cumhuriyeti başkaları gibi değildi ki Irak halkından para alsın ve en zorunlu durumlarda onlara silah vermesin. Devrim Muhafızları Hava Kuvvetleri Irak talep eder etmez Sukhui uçaklarını Irak’ın hizmetine verdi. İran’ın binlerce ton silahı Iraklıların emrine verildi.
İran halkı Devrim Lideri’nin emriyle canı ve malıyla Iraklıların hizmetindeydi. Biz bu cephedeki her türlü askerliği iftihar olarak görüyoruz.’’
IŞİD vahşeti
General Süleymani, IŞİD’in Irak ve Suriye’deki cinayetleriyle ilgili olarak da şunları söyledi:
‘’IŞİD olgusu ve tekfircilik, İslam tarihinde eşine az rastlanır bir cinayetti. IŞİD’in cinayetlerine hiçbir kalp tahammül edemez. Onlar, Tıkrit’teki üste yeni mezun olmuş 1.200 gencin kafasını kesti. 2 bin Ezidi kadını el ele bağlayıp kendi arasında satışa çıkardı. Ben Diyala’da gördüm, bir çocuğu annesinin elinden alıp onu ateşte yakıp pilavla birlikte annesine geri gönderdiler.
Biz şu an çevre konulu konferanslar düzenliyoruz; ancak şunu bilmeliyiz ki bu habis Harici usaresi olan IŞİD, bölgede tek başına genişl bir alana hakim oldu. Yüzlerce intiharcısı ile bir hükümet kurdu.’’
Musul’daki zafer tüm insanlık için bir zaferdir
General Kasım Süleymani, Musul’un kurtarılması konusunda da şunları söyledi:
‘’Musul’daki zafer tüm insanlık için bir zaferdir. Irak ve Suriye halkının insanlık üzerinde büyük bir hakkı var. Bunun bir Şii-Sünni fitnesi olduğunu ve İran’ın bunun karşısında dize geleceğini düşünenler, kendilerini korkunç olaylarla karşı karşıya buldular. Irak ve Suriye halkları çektikleri acılar sebebiyle tüm dünyada büyük hak sahibidir.
Ayetullah Sistani’nin rolü
Bu zafer, mütevazi bir evde yaşayan seçkin bir kişinin eseridir. Bu, Ayetullah Sistani’den başkası değildir. Bu bilge alim, birçok defa Irak halkını kurtarmıştır. Irak işgali sırasında anayasanın Irak halkının eliyle yazılması, hükümetlerin kurulması, fitnelerin söndürülmesi, Şii-Sünni yakınlaşması bu büyük insanın attığı adımlar sayesinde olmuştur. Bugün Irak’ta bu mercinin tüm Irak halkının hamisi olduğunu bilmeyen yoktur.
Şecere-yi tayyibe olan Haşd Şabi, bu büyük mercinin fetvasıyla kuruldu. Bugün Irak’ta, Irak tarihinde ender görülen bir dayanışma vardır. Bugün Şii gençlerin kanı Sünnileri kurtarmak için akmaktadır. Bu da hiç kimsenin bu halkı bölemeyeceğini gösteriyor.
İran Savunma Bakanlığı Irak ordusu için üç vardiya silah üretti
Devrim Lideri Ayetullah Hamenei, Iraklı tüm şahsiyetlerle yaptığı görüşmelerde İran İslam Cumhuriyeti’nin tüm gücüyle Irak merceiyetini ve halkını desteklediğini söylemiş ve Ayetullah Sistani’nin bir hazine olduğunu ve Irak halkının onun kıymetini bilmesi gerektiğini vurgulamıştır. İran İslam Cumhuriyeti’nin Irak halkından hiçbir yardımı esirgemeyeceğini söylemiştir. Bu yüzden de İran Savunma Bakanlığı günde üç vardiya Irak için silah üretmiş ve Irak’a göndermiştir.
Irak’taki bu büyük zafer, Haşd Şabi’nin Irak ordusunun ve polisinin etkisiyledir. Bugün Haşd Şabi’nin güç altyapısı bölgedeki orduların yapısından daha güçlüdür. Bugün artık Irak ordusunda Baas partisinden eser görmüyoruz. Bu ordu, Hizbullahi bir ordu olma yönünde ilerlemektedir. 2 milyonluk bir şehri, bu zaferle elde den bir ordu büyük bir ordudur.
Irak ordusu bugün bölgedeki her türlü saldırganlığa karşı koyabilecek bir ordudur. Bugün artık hiçbir yabancı gücün yardım adı altında kendisini Irak’a dayatmasına ihtiyaç yoktur. Irak, hiçbir silahlı gücün kalıcı olmasına izin vermemektedir.’’
Nasrullah’ın ellerinden öpüyorum
General Kasım Süleymani, konuşmasının sonunda Hizbullah’ın Irak ve Suriye’de teröre karşı verdiği mücadeleye değinerek şunları söyledi:
‘’Gerek Irak’taki gerekse Suriye’deki olaylarda halkların imdadına ilk yetişen Lübnan Hizbullah’ıydı. Ben gerçekten burada yeri gelmişken büyük ve bilge Seyyid Hasan Nasrullah’ın ellerinden öpüyorum. Allah onu yüceltsin. Hizbullah birçok değerli şehitler verdi. Hiçbir gösteri yapmadan geldi ve tüm tecrübelerini Haşd Şabi’nin, Irak ordusunu ve polisinin emrine verdi. Irak halkının Hizbullah’ın kıymetini bilmesi gerekir.’’