YDH-Hazal Yalın*, Suriye’de düşürülen Rus uçağı ile ilgili görüşmelerde bulunmak üzere Moskova’ya giden İsrail heyetinin temaslarının ayrıntılarını yazdı.
***
İl-20’nin Hmeymim’deki Rusya üssüne iniş yapmaya hazırlanırken, Suriye hava savunması tarafından, Rusya Savunma Bakanlığının açıklamasına göre İsrail F-16’larının provokasyonuyla Akdeniz’de düşürülmesinin yankıları sürüyor.
Önceki gün Hava Kuvvetleri komutanı Amikom Norkin başkanlığındaki bir İsrail heyetinin Moskova’da mevkidaşlarıyla görüşmesinin ardından, Rus basınında da yorumlar ve haberler geniş yer buldu.
Aslında İsrail heyeti Moskova’ya ulaşmadan ne söyleyeceği belli olmuştu. Ancak ayrıntılarda ilginç noktalar bulunuyor.
Kommersant: İsrail’in ve Rusya’nın iddiaları
Kommersant’ın dün ayrıntılı olarak geçtiği habere göre İsrail tarafı, Rusya’ya, trajedide rol oynamadığına dair kırk sayfalık İngilizce ve Rusça (kendi görüşüne göre) kanıt sundu.
İsrail’e göre Suriye hava savunması, İsrail F-16’larının saldırısından yarım saat sonra ve üslerine inmek üzereyken çalışmaya başladı.
Buna göre Suriye hava savunması olay gecesi İsrail uçaklarına onlarca S-200 fırlattı. Bunların bir kısmı Lübnan’a, bir kısmı Lazkiye açıklarında, İl-20’nin vurulduğu yerin yakınlarında denize düştü.
İsrail heyeti ayrıca Netanyahu’nun sözlerini tekrar ederek Suriye’ye saldırılarının “meşru müdafaa” olduğunu İran’ın Suriye topraklarını İsrail düşmanlarına saldırı amaçlı silah sevkıyatı yapmasının esas problemi oluşturduğunu söyledi.
Kommersant bu bağlamda, Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah’ın, İsrail’in bütün çabalarına rağmen örgütün Suriye’den yüksek isabet kabiliyetli roketler aldığını söylediğini hatırlatıyor.
Gazete ayrıca, Liebermann’ın perşembe günü İsrail ordu radyosuna demecinde “Rusya ile açık ve onurlu bir diyalog sürdürmeye devam edeceğiz” sözlerine dikkat çekmiş. Liebermann bu demecinde, “İsrail’in genellikle hava kuvvetlerinin faaliyetlerine ilişkin ayrıntıları ortaya sermediğini; ama bu defa bir istisna yapacaklarını” söylemiş ve “İsrail ordu ve hükümetinin diğer yetkilileri gibi trajediden ötürü üzüntülerini” ifade etmişti.
Kommersant ayrıca, eski genelkurmay başkan yardımcısı emekli korgeneral Ayteç Bijev’in sözlerine değinerek, Suriye hava savunma sisteminin Rus uçaklarını dost-düşman ayrımına tabi tutmamasının normal olduğunu, bunların birbirlerini otomatik olarak tanımadığını, “bunun için özel bir sorgulama ve düzenli olarak değişen karşılıklı şifreler” olması gerektiğini vurguluyor.
Rusya Savunma Bakanlığı sözcüsü İgor Konaşenkov da olayla ilgili ilk açıklamasında buna değinmişti. (Belki de bu, siyasi ve askeri müttefiklik ilişkisinin kuklalıktan çok uzak olduğunun bir işareti sayılabilir.)
İhtiyat albayı askeri uzman V. Murahovskiy de, Suriyelilerin ancak Rus tarafından böyle bir uyarı aldıkları takdirde öğrenebileceklerini vurguluyor. Murahovskiy, Suriye hava savunma sistemlerinin bütün ülke hava sahasını kapsamadığını da ekliyor.
Kommersant’ın görüştüğü İsrailli askeri uzman Andrey Kojinov’a göre ise, F-16’ların İl-20’yi kalkan olarak kullanmasına gerek yoktu.
İsrail’in buna ihtiyacı olmayacak kadar güçlü olduğunu ima eden Kojinov, öte yandan kalkan etmenin zaten mümkün olmadığını, çünkü F-16’ların İl-20’den en az üç kat hızlı uçtuğunu ileri sürüyor.
Kojinov, esas itibariyle İsrail heyetinin iddialarını tekrarlıyor: İsrail’e göre İl-20 saat 23.00 sıralarında düştü, oysa İsrail’in saldırısı 22.00’de yapılmıştı; Suriye hava savunması ateşe başladığında İsrail uçakları kendi hava sahalarına dönmüşlerdi ve Rus uçağının düştüğü operasyon alanından çıkmışlardı; keza İl-20 Rusya Savunma Bakanlığının açıklamasına göre 5 km irtifada uçarken İsrail uçakları çok daha alçaktaydılar.
İsrailli uzman ayrıca, radar ekranında F-16 ile İl-20’nin karışmasının mümkün olmadığını da iddia ediyor. Ancak yeterli veriler elinde bulunmadığı için tam olarak neler olduğunu bilmenin mümkün olamayacağına da dikkat çekiyor. (Bu son gözlem, Kommersant muhabiri karşısında İsrail Savunma Bakanlığı ile tamamen aynı şeyleri söylememe kaygısı gibi görünüyor.)
Vzglyad: Askeri görüşler
Dün Vzglyad’da yayınlanan bir diğer makale de (“İsrail, İl-20’nin düşmesinde masum olduğunu ispat edebilir mi?”) Vzglyad, İsrail’in olay günü önce ordu, sonra Netanyahu’nun açıklamasıyla ortaya çıkan sorumluluğu “Esad rejimine” yükleme tavrına dikkat çekiyor.
Vzglyad, geçen günkü görüşmelerin adından ne İsrail savunma bakanının, ne Norkin’in, ne de bir ordu yetkilisinin basın karşısına çıktığını, ancak ismini vermeyen bir yetkilinin İsrail ordu radyosuna konuştuğunu bildiriyor.
Bu açıklamada İsrail tarafı, “görüşmelerin profesyonelce yapıldığını ve kendi kanaatlerine göre sundukları istihbaratların Rus tarafı tarafından iyi karşılandığını” iddia etmişti. Aynı açıklamaya göre ziyaretin iki amacı (taziye dilemek ve İsrail’in suçsuz olduğunu göstermek) vardı ve bunlar yerine getirilmişti.
İsrail ordusundan ismini vermeyen başka bir kaynak da gene ordu radyosuna, Rusya’nın Tel Aviv’e istihbarat paylaşımının saldırıdan sadece bir dakika önce yapıldığı suçlamasını da geri çevirmiş, “Uyarımızı kesinlikle bir dakikadan çok daha önce yaptık,” demişti.
Vzglyad ayrıca, Rusya tarafından henüz görüşmelerle ilgili hiçbir resmi açıklama yapılmamış olmasına da dikkat çekiyor. İnternet gazetesi, haberinde, Kommersant’ın yaptığı gibi, İsrailli askeri uzman Andrey Kojinov’un görüşlerini paylaşıyor.
Vzglyad daha sonra, Kojinov’un “Suriye hava savunmasının İsrail saldırılarına karşı rastgele ve mümkün olduğunca çok atış yapmayı doktrin haline getirdiği ve böylece atışların birine denk gelmesini beklediği” iddiasını, Ayteç Bijev’e soruyor.
Bijev’in sözleri çok net: “Böyle bir şey olamaz. Elinizdeki bir tüfek ya da otomatik tabanca değil. Hedefin radar tespiti olmaksızın güdümlü başlık uçmaz.” Bijev ayrıca, Suriye hava savunmasının Rusya’dakiler seviyesinde hazırlandığına da dikkat çekiyor: “Bunlar son derece deneyimli uzmanlar.”
Yeni Gelişmeler Enstitüsü Ortadoğu Çatışmaları Araştırmaları Bölümü yöneticisi A. Mardasov da, S-200’lerin başındakilerin amatör olmadığını özellikle vurguluyor.
Vzglyad ayrıca, İsrail’in hasım gördüğü uçakları kalkan yapmayı alışkanlık haline getirdiğine dair bir tanıklık yayınlıyor; buna göre 1969’da Mısır’da, İskenderiye’den kalkan bir Sovyet uçağı, İsrail uçaklarının onu siper alması yüzünden kanadından vurulmuş ve zorlukla iniş yapmış, uçağın pilotu bu başarısından ötürü daha sonra ödül olarak Kızıl Yıldız nişanı ve bir de Volga otomobil almıştı.
Komsomolskaya Pravda: Görüşmelerin içinden bir tanıklık
Yine de bu haberler, Moskova’daki görüşmede neler konuşulduğuna dair tam bir resim çizmiyor. Keza, görüşme öncesinde İsrail’den yapılan açıklamalarda, gönderilen heyetin Putin veya hiç değilse Şoygu tarafından kabul edileceği beklentileri varken, bu kabulün gerçekleşmemesinin Rusya’nın ne ölçüde diplomatik bir tepkisi olduğu da anlaşılmıyor.
Ancak Rusya’nın görüşmeyi özellikle kapsamı dışına çıkarmayıp mevkidaşlar arasında sınırlı tuttuğu anlaşılıyor. Ancak tabloyu da, anlaşıldığı kadarıyla Rus tarafının heyetinde yer alan ve karargâh tarafından bilinçli olarak haberi sızdıran isminin açıklanmasını istemeyen bir Rus subay tamamlıyor.
Söz konusu mülakat dün Komsomolskaya Pravda’da yayınlandı. Bu mülakattan geniş bir özete okurun dikkatini çekmekte fayda var.
- Görüşmeler neyle başladı?
- Surovikin ve Norkin’in selamlaşmaları, tokalaşmaları ve yanlarındaki heyetleriyle birlikte uzun bir masanın iki yanına karşılıklı oturmalarıyla başladı. Bizimkilerin yüzlerinin asık olduğuna dikkat çekeyim; İsrailliler de diplomatik tebessümden uzak duruyorlardı. ...
Norkin ilk olarak İl-20 personelinin yakınlarına ve ailelerine taziyelerini iletti, sonra da İsrail tarafının, bizim uçağımızla ilgili bütün gerekli verileri sunmaya hazır olduğunu bildirdi. Önünde kalın bir klasör vardı. Bu, olaydan sonra İsrail ordusunun yürüttüğü soruşturmada ulaşılan sonuçlardı. Bunlar arasında trajedide rol oynayan dört İsrail F-16’sıyla ilgili uçuş bilgileri de vardı. ...
- Surovikin buna nasıl tepki gösterdi?
- Belgelere teşekkür etti; ama bunları çok etraflıca incelememiz gerektiğini söyledi. Çünkü biz de kendi soruşturmamızı yürütüyoruz ve kendi objektif kontrol belgelerine sahibiz. Ayrıca Suriye’ninkiler de var...
Norkin daha sonra, bizim İl-20 ile ilgili İsraillilerin görüşlerini ortaya serdi. Uzun konuştu, size ancak belli başlı noktalarını aktarabilirim. Ancak duyduklarımda esasa ilişkin yeni hiçbir şey olmadığına dikkat çekeyim. ...
İsrail İl-20’nin düşürülmesinin bütün sorumluluğunu Esad rejimine yüklüyor. Bizimkiler bunu duyunca çoklarının içinden şöyle bağırmak geldi: “Bunun Esad’la ne ilgisi var?” Tipik bir demagoji! Evet, evet! İsrailliler büyük bir ciddiyetle, uçağın Suriye hava savunması tarafından düşürülmüş olmasına dayanarak trajediden Başar Esad’ı suçluyorlardı.
Bizimkilerden biri demir gibi bir karşı argümanla İsraillinin sözünü kesti: “Eğer sizin F-16’larınız Suriye hava sahasını ihlal etmemiş, Suriye hava savunmasını ateş açmaları için provoke etmemiş olsalardı trajedi filan da olmazdı.”
- İsrail delegasyonu buna nasıl tepki gösterdi?
- Gene demagoji fırtınası başladı. İsrail hava kuvvetleri güya Suriye ordusunun Hizbullah için silah üretilen unsurlarına saldırmışlar, güya bu silahlar İsrail’e karşı kullanılmak içinmiş de tehdit oluşturuyormuş...
- Surovikin ne dedi?
- O da, bütün bunların iddialar değil ciddi ve olgusal kanıtlar gerektirdiğini söyledi. Zira ... askerler yorumlara değil olgulara dayanırlar. İsrailliler buna karşılık, F-16’ların vurduğu yerlerin uydu resimlerini bizimkilere gösterdiler. Ve yine şarkı söylemeye başladılar: Bu resimlere dayanarak bunların (Esad rejiminin iddia ettiği gibi) alüminyum fabrikaları değil, yüksek isabetli füzeler üretildiği sonucuna varmak mümkünmüş. Bizimkilerden biri yine sözünü kesti: Farklı sonuçlara varmak da mümkün. ... Ve yine aynı şeyleri duyduk: “Bu trajik olayın sorumluluğunu İran ve Hizbullah taşıyor.”
Bu noktada Surovikin, Norkin’e sorularıyla görüşmelerin dümenini olması gereken tarafa çevirdi. Ve karşı tarafa bir kez daha, o gün İsrail hava kuvvetlerinin faaliyetinin trajediyi provoke ettiğini bildirdi. Ve misafirlere tekrar Şoygu’nun sözlerini hatırlattı: “Rus uçağının vurulmasının ve personelinin ölümünün suçu bütünüyle İsrail tarafına aittir.” Bu, bizim ilkesel yaklaşımımız. ...
İsrailliler burada aynı hikâyeye döndüler: “Suriye ordusu, Rus uçağını vuran roketleri fırlattığında İsrail hava kuvvetleri uçakları çoktan İsrail sahasında bulunuyorlardı.” ...
- Bizim buna cevabımız ne oldu?
- Bizim taraftan, bizim verilerimizin başka olduğu ifade edildi. Başka belgeler var denildi. Suriye hava savunma komutanlığının belgeleri de var. Burada verileri karşılaştırmak gerek. Dakika dakika, saniye saniye.
- Peki İsraillilerin neden, İsrail avcı uçakları Suriye hava sahasına girmeden sadece bir dakika önce bizi bilgilendirdiği de soruldu mu?
- Elbette. İsrail delegasyonunun yüzlerinden, bunun onlar için çok tatsız bir soru olduğu anlaşılıyordu. ... Tercüman bile sözlerini zorlukla çevirdi. ... Ve “Suriye hava savunma bataryalarının hedef gözetmeksizin ateş açtıklarını,” hatta sonra “bizim [İsraillilerin] ne yazık ki havada Rus uçağı olup olmadığından emin olmak için büyük çaba sarf etmediklerini” söylediklerinde, bizim subaylar neredeyse oturdukları yerden düşeceklerdi. İsraillilerin süper modern diye övünüp durdukları radar sistemleri burunlarının dibindeki İl-20 gibi devasa bir uçağı görmemiş miydi? Buna İsrailli okul çocukları bile inanmaz. ...
Genel olarak, Norkin ve yanındaki kimselerin görüşmelerin en canlı anlarında bizim İl-20 ile ilgili belli askeri ve teknik meselelerden uzaklaşmaya çalıştıkları ve tamamen başka şeylere yaslandıkları izlenimi doğdu. Mesela, İran’ın Suriye’deki askeri varlığını güçlendirmek istediği ve Hizbullah’a silah verdiği.
- Görüşmeler nasıl bitti?
- Surovikin, İsrail delegasyonuna bir kez daha, Şoygu tarafından ifade edilmiş olan Rusya Savunma Bakanlığının görüşünü hatırlattı. Temasın sürdürülmesi de kararlaştırıldı. Böyle bir trajediden sonra, üç yıl öce düzenlenmiş olan Rus-İsrail güven anlaşmalarında ciddi düzeltmeler yapılması gerektiği konuşuldu.
- Rusya, İsrail’in eylemini düşmanca olarak niteledi ve uygun cevapları verme hakkını saklı tuttuğunu bildirdi.Bununla ilgili konuşuldu mu?
- Hayır.
- Peki bu tür adımlar atılacak mı?
- Biz askeriz. Bizim başkomutanımız [Putin], savunma bakanımız var. Onlardan ne emir alırsak onu yaparız.
*Hazal Yalın. Çoğunluğu klasik Rus edebiyatından kırka yakın çevirisi var. Aralarında Tolstoy, Dostoyevski, Saltıkov-Şçedrin, Gogol, Turgenyev, Puşkin, Zamyatin, Kuprin, Gonçarov, Leskov, Grin, Zoşçenko, Strugatski Kardeşler gibi yazarların bulunduğu çeviriler, Kitap, İthaki, Helikopter, Remzi gibi yayınevlerinde yayınlanıyor.