Batı, İdlib konusunda Rusya’yı aşağılamak istiyor

24 Eylul 2018

Rusya'nın siyonist rejime tepki göstermemesi, Rusya’nın Suriye’deki hedeflerinin saldırılara açık kalması ve Suriye’deki yasal hükümete verdiği desteğin sarsılması demek olacak.

YDH-İranlı siyasi analist Hadi Muhammedi, dün Cevan gazetesi için yazdığı yazıda Rusya’nın Siyonist rejime tepki göstermemesi halinde Rusya’nın Suriye’deki hedeflerinin korunaksız kalacağını ve Suriye’deki yasal hükümete verdiği desteğin sarsılacağını belirtti.

***

İdlib ili ve el-Kaide teröristlerinin temizlenmesi, Suriye krizinde bir son nokta olmaktan önce Ruslar açısından bir stratejik aşamadır.

Çünkü askeri açıdan Doğu Halep’ten ya da Suriye’nin güney bölgelerinden daha karmaşık değildir. İnsani meseleler konusunda koparılan yaygaralar da İdlib operasyonunu engellemek engellemeye ya da geciktirmeye yönelik bir araçtır. 

Batılılar ve siyonistler açısından İdlib meselesinin ve orada saklanan teröristlerin sona ermesi, sadece bir askeri yenilgi değildir; Rusya’nın Suriye’deki ve Doğu Akdeniz’deki varlığının ve nüfuzunun daha da kökleşip sağlamlaşması demektir. Bu ise Rusya lehine yeni bir güç dengesi yaratıyor. 

Nitekim bir Amerikan heyeti, Ruslarla İdlib ve Tenef konularında müzakere yaptı ve birtakım sonuçlar da aldı; Putin’le Erdoğan arasındaki Soçi’de yapılan anlaşmaya sorun yaratacak iki mesele planlayıp hayata geçirdiler. 

Tenef’teki teröristlerin İdlib’e nakledilmesini ve Amerika’nın da burayı terk etmesini öngören Amerikan-Rus anlaşması, belki Amerikalıların ödeyeceği muhtemel bedelleri azaltmak için attığı bir adım olarak görülebilir.

Ancak Amerikalılar, Soçi anlaşmasını sabote etmek için siyonist rejimle ve Fransa ile koordinasyon kurarak Rusya’yı Suriye’deki varlığının en güçlü olduğu yerde aşağıladılar. 

Sorun üretici ikinci noktada ise ılımlısıyla aşırısıyla tüm terörist gruplar, Soçi anlaşmasına tepki olarak İdlib’de savaş tamtamları çalmaya başladılar.

20 kilometre derinliğinde silahtan arındırılmış bölge oluşturulmasına ve iki ay içerisinde uzlaşmayla çözüm sağlanmasına açık bir şekilde karşı olduklarını ilan ettiler.

Türkiye, bir taraftan bu gruplarla derin ilişkiler içerisinde ve onlarla çatışmaya niyetli değil; diğer yandan ise piyade ve zırhlı birlikler yerleştirerek İdlib’deki terörist grupları temizlemek için askeri adımlar atıyor. 

Bu askeri şartların ve güvenlik ortamının anlamı hem İdlib’de operasyon yapılmasını sorunlu hale getirmek hem de Rusya’nın gücünü Amerika ve ortakları tarafından yani siyonist rejim ve Fransa tarafından aşağılamak ve ona sorun yaratmaktır.       

Ruslar daha önce Türkiye tarafından düşürülen askeri uçakları konusunda güçlü ve bilgece bir tepki göstermişti; ancak bakalım Ruslar ve bizzat Putin, bu kez siyonist rejimin Lazkiye’deki askeri eylemi karşısında ve Rus keşif uçağının düşürülmesinde rol oynayan Fransa ve siyonist rejim karşısında nasıl bir tepki ortaya koyacak.

Siyonist rejime tepki gösterilmemesi, Rusya’nın Suriye’deki hedeflerinin saldırılara açık kalması ve Suriye’deki yasal hükümete verdiği desteğin sarsılması demek olacak ve bu da Rusları daha ilk adımda kendi ana yurtları dışında bir onur ve haysiyet kriziyle karşı karşıya bırakacaktır.

Türkiye, Astana ve Soçi’de verdiği taahhütleri yerine getirebilecek güçte değildir ve daha ziyade İdlib’deki durumu daha da karmaşık hale getirip krizin her iki tarafından da imtiyaz koparma peşindedir. 

İdlib’deki silahlı grupların ve terörist grupların tamamı Soçi anlaşmasına bağlı olmadıklarını açıkladı.

Dolayısıyla Soçi anlaşmasında Türkiye’ye fırsat verilmesi hem Erdoğan için bir sınavdır; hem de bir taraftan siyonist rejimle Fransa’ya cevap verme diğer taraftan da İdlib meselesini kökünden çözme konusunda Ruslar için bir onur sınavıdır.  

Direniş Ekseni, çok yakında siyonist rejim uçaklarını dizginleyecek önlemleri uygulamaya koyacaktır; ancak siyonistlerin bu aşağılamasına karşı Rusların kendi haysiyetlerini ve Suriye’deki stratejik hedeflerini savunmak için göstereceği tepkiyi beklemektedir.

Çeviri: YDH