Ebu Bekir Bağdadi

28 Ekim 2019

Katar’ın el-Cezire televizyonu, “İslam Devleti Örgütü” ifadesiyle bahsettiği IŞİD Lideri Ebu Bekir Bağdadi’nin biyografisini yayımladı.

YDH- Amerikan Başkanı Donald Trump’ın Ebu Bekir Bağdadi’nin 27 Ekim’de İdlib’in Barişa köyünde öldürüldüğünü açıklamasından sonra el-Cezire tarafından yayımlanan biyografide şu bilgilere yer veriliyor:

***

Beş yıl bilinmeyen bir yerde gizlendikten sonra, nihayetinde Amerikan basını bugün Ebu Bekir Bağdadi’nin dün gece Amerikan ordusu tarafından Suriye’nin kuzeyinde öldürüldüğünü bildirdi.

Amerikan Başkanı Trump’ın Bağdadi’nin öldürülmesini “büyük olay” diye duyurmasına dikkat çeken el-Cezire, haberine şöyle devam etti:

“Bağdadi’nin hayatı da tıpkı ölümü gibi tartışmalıydı. O, arananlar listesinin başında yer alıyordu ve Amerika tarafından aranıyordu. Nitekim birkaç yıl öncesine kadar Washington, onun hakkında yakalanmasını sağlayacak istihbarat verenler için 25 milyon dolar ödül koymuştu.

Peki Ebu Bekir Bağdadi kimdir?

Ebu Bekir Bağdadi olarak bilinen “İbrahim Avad İbrahim Samerrai el-Bedri” 1971 yılında Irak’ın Samerra kentinde “el-Bedri” aşiretine mensup dindar bir ailede doğdu.    

İngiliz Daily Telegraph gazetesinin yazdığına göre o, 18 yaşında Bağdat’ın et-Tabci mahallesine taşındı. 

İslami İlimler Fakültesini bitirip burada yüksek lisans yaptı ve 2000 yılında aynı fakültede İslam hukuku alanında doktora yaptı.

Bağdadi, 2004 yılına kadar bu mahallede kaldı ve 14 yıl boyunca imamlığını yaptığı bir camiye bitişik olan bir odada yaşadı. Bu caminin kurucusu ile mahalle halkı arasında ihtilaf çıkması üzerine ise orayı terk etti.

Söz konusu gazetenin bu cami cemaatinden birinden naklettiğine göre: Bağdadi, caminin futbol takımının en iyi oyuncusuydu ve bu, onun yaptığı tek spordu.

Arap kaynakları, Bağdadi’nin bir hocasından şöyle naklediyor: O, selefi değildi, tecvitte uzmandı, Kur’an okuma dışında başka bir şeyle ilgisi yoktu. Bununla birlikte cihatçı siteler, onun İslami araştırmalardaki doktorasına değinirler.

Bağdadi, daha sonra Ürdünlü Ebu Musab Zerkavi’nin kurduğu “Tevhit ve Cihat” grubuna katıldı. El Kaide yöntemlerinden ilham alarak Irak’ın batısındaki el-Enbar’da savaşıyordu.

Amerikan cezaevi tecrübesi

Amerikalılar Bağdadi’yi tutukladı ve o, 4 yıl Basra’daki “Buka” cezaevinde kaldı. Burada el-Kaide’ci tutuklularla tanıştı ve onlara katıldı.”       

Amerika’nın Irak’ı işgal ettikten sonra Basra’da kurdukları Buka cezaevi, en meşhur ve aşırı diye nitelenen teröristlerin tutulduğu bir cezaeviydi. Bu kişilerden bir kısmı 2009 yılında Amerikalılar tarafından serbest bırakıldı. 

Ebu Bekir Bağdadi, yardımcısı Ebu Müslim Türkmani ve IŞİD’in iki önemli komutanı Hacı Bekir ve Ebu Kasım ile Suriye’de tesadüfen tanışmadığı, bunların hepsinin Amerika’nın Buka cezaevinde kaldığı vurgulanıyor.

Buka, Amerika’nın Irak’taki en donanımlı cezaeviydi ve Ebu Gureyb’deki önemli tutuklular buraya nakledilmişti. Daha sonra IŞİD’ın üst düzey komutanlığını yapacak olan 9 kişi bu cezaevinde kalmıştı.

El Cezire haberine şöyle devam ediyor:

“Bağdadi, Irak’ta Zerkavi’nin emriyle o 2006’da bir hava saldırısında öldürülünceye kadar savaştı. Ondan sonra da Ebu Ömer el-Bağdadi’nin emri altına girdi. O da 2010 yılında öldürülünce Ebu Bekir Bağdadi, o yıl “Irak İslam Devleti” adlı örgütün başına geçti. 

O, Suriye’de Cumhurbaşkanı Beşşar Esed’e karşı başlayan isyanın oluşturduğu fırsatla yardımcısı Ebu Muhammed Colani’yi (Şu an İdlib’i kontrolü altında tutan Heyet-i Tahrir Şam adlı örgütün lideri) el-Kaide’nin üs edinebilmesi için Suriye’ye gönderdi.

(Ebu Muhammed Colani’nin liderliğinde kurulan) Nusra Cephesi adlı örgüt, yaptığı bombalı saldırılarla varlığını ilan edince Suriye muhalefetinde ciddi bir taraf haline geldi. 

Nusra Cephesi ile birliktelik ve ayrılık

9 Nisan 2011’de Bağdadi’ye ait bir ses dosyası yayımlandı. (El Cezire’nin verdiği 2011 tarihi doğru değil. Nusra ile IŞİD’in ayrılmasına neden olan bu ses dosyası 2013’te yayımlandı. Ayrıntılar için YDH’nın konuyla ilgili analizine bakınız.) O, bu konuşmasında ‘Nusra Cephesi’nin ‘Irak İslam Devleti’nin bir uzantısı olduğunu ve Nusra Cephesi ile Irak İslam Devleti’nin “Irak-Şam İslam Devleti) (IŞİD) adı altında birleştiğini söyledi.   

Colani’nin Suriye’deki nüfusunun artması ve Bağdadi’nin emri altına girmeyi reddetmesi üzerine Nusra Cephesi’ne karşı savaş açtı ve bu da IŞİD’in el-Kaide’den ayrılmasıyla sonuçlandı.

Bağdadi, el-Kaide Lideri Eymen Zevahiri’nin Suriye’nin Nusra Cephesi’ne verilmesini göz ardı etmesini istedi ve 2012 ile 2013 yıllarında Suriye’nin kuzeyi ile doğusundaki operasyonlarını genişletti. 

Suriye rejimi güçleriyle çatışmalara girdi ve Suriye’deki diğer muhalif gruplarla mücadeleyi durdurmaya çalıştı. 

Reuters, bir IŞİD mensubundan şunu nakletti: Bağdadi, kendisini Irak Şam İslam Devleti’ni kurmakla görevlendiren Usame bin Ladin’in öldürülmesinden sonra Eymen Zevahiri’ye biat etmeyen tek kişiydi.

Hilafet ilanı

IŞİD, 29 Haziran 2014’te “İslami Hilafet” açıkladı, Ebu Bekir Bağdadi’yi de “Tüm Mekanlarda Müslümanların İmamı ve Halifesi” ilan etti ve dünyanın her yerindeki “cihatçı grupları” ona biat etmeye çağırdı.

IŞİD’in sözcüsü Ebu Muhammed el-Adnani, o dönemde yayımladığı bir ses dosyasında Irak-Şam İslam Devleti’nin adını “İslam Devleti” olarak değiştirdi.

Bağdadi, 4 Temmuz 2014’te ilk kez ortaya çıktı ve Musul Camisinde hutbe verdi. Bunun görüntüleri de IŞİD tarafından yayımlandı. O dönemde Irak hükümeti bu görüntüleri kuşkuyla karşıladı ve Bağdadi’nin bir hava saldırısında yaralandığını ve Suriye’de bilinmeyen bir yerde tedavi gördüğünü açıkladı.

Geçtiğimiz nisan ayında da Bağdadi, bir video görüntüsü yayımlayarak ölümü hakkındaki söylentilere son verdi ve yaşadığını ortaya koydu.”

 

Çeviri: YDH