Nasrullah’tan 14 Martçılara ağır suçlamalar

11 Ocak 2006

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, dün el-Menar televizyonuna yaptığı

YDH-Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, dün el-Menar televizyonuna yaptığı açıklamada Lübnan iç politikası konusunda önemli mesajlar verdi.

 

24 Eylül’deki zafer kutlaması konuşmasının ardından ilk defa el-Menar aracılığıyla açıklamalarda bulunan Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, 14 Martçıları UNIFIL’i çok uluslu güce, Lübnan’ı ise Irak’a ve Agfanistan’a dönüştürmeye çalışmakla suçlayarak “Direniş’in bu konudaki çizgisi doğrudur. Direniş, demokratik ve barışçı bir yol izlemektedir” dedi.

 

ABD’nin bölge ile ilgili planının çöküş yönünde ilerlediğini belirten Nasrullah “Hizbullah güney Lübnan’da geçici olarak bulunan uluslar arası güçten yana endişeli değildir; iktidardaki partilerin bu güçleri Lübnan iç ihtilaflarına çekme yönündeki çabalarından endişe duymaktadır” diye konuştu.

 

Uluslar arası gücün mevcut yapısıyla Hizbullah’ı silahsızlandırmak gibi bir hedefinin de bunu yapabilecek bir gücünün de bulunmadığını belirten Nasrullah, “biz iktidardaki partilerin bu güçleri Lübnan’daki iç siyasi çekişmelerin içine çekmeye çalışan tutumundan endişe ediyoruz” dedi.

 

14 Martçıların savaştan önce de Lübnan’a çok uluslu güç gönderilmesi çağrısı yaptığını söyleyen Hizbullah Genel Sekreteri, “14 Martçılar, tüm Lübnan’a, ABD veya Fransa komutasında bir çok uluslu güç yerleştirilmek ve bu askeri gücün yardımıyla tüm Lübnan’a hakim olmak için çalıştı” dedi.

 

İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının başladığı ilk günlerde yönetimdeki partinin Hizbullah’la temas kurarak “bu savaş uzun ve yok edici bir savaş olacak, İsrail’in bu savaşla hedefi Hizbullah’ı yok etmektir; ama bu arada tüm ülkeyi de viran edecek. Hizbullah, üç şartı kabul etmedikçe bu savaşın durması mümkün değildir” dediğini nakleden Nasrullah, bu üç şartın da şu şekilde ortaya konduğunu söyledi:

 

“Öncelikle BM’nin 7. maddesi çerçevesinde sadece güneye değil tüm Lübnan’a çok uluslu güçlerin yerleştirilmesinin kabul edilmesi, ikinci olarak Direniş’in tüm Lübnan’daki silahlarının teslim edilmesi, üçüncü olarak da iki İsrail askerinin teslim edilmesi veya kayıtsız şartsız serbest bırakılması.”

 

Hizbullah’a bu şartları dayatan iktidardaki partinin Lübnan’a çok uluslu güç çağırıp bunlar eliyle Hizbullah’ı silahsızlandırmaya sonra da bunların yardımıyla Lübnan’daki muhalifleriyle hesaplaşmaya çalıştığını belirten Nasrullah, “bizim buna karşı cevabımız açıktı. Bu şartlar zillete teslim olmak demekti, biz ise kanımızın son damlasına kadar savaşmaya hazırdık” dedi.

 

“Düşman yenildikten sonra UNIFIL’in ileride bir çok uluslu güce dönüştürülmesi ümidiyle Lübnan’a gelmesini kabul etti. Onların planı hala UNIFIL’i bir çok uluslu güce dönüştürmektir. Bu son derece tehlikeli bir plandır ve Lübnan’ın yeni bir Irak veya Afganistan haline gelmesine sebep olur” diyen Seyyid Hasan Nasrullah, Hizbullah’ın stratejinin doğru olduğunu ve bu şekilde Lübnan’ın bölgede stratejik bir güç haline geldiğini söyledi.

 

Lübnan Direnişi’nin güçlü ve hazırlıklı olduğunu ve kimsenin ona dokunamayacağını belirten Nasrullah, “biz uzun süreli bir muhtemel kara, deniz ve hava kuşatmasına hazırlıklıydık, son altı yıl boyunca tüm çalışmalarımızı bu yönde yaptık” dedi.

 

İktidardaki partinin Refik Hariri cinayeti konusunda uluslar arası mahkeme kurulması ile ilgili olarak Hizbullah’a yönelttiği suçlamaları Muaviye’nin Hz. Ali’ye karşı çıkmak için Hz. Osman’ın kanlı gömleğini sokaklarda dolaştırıp bu şekilde halkı tahrik etmesine benzeten Nasrullah, “Biz şimdiye kadar mahkeme konusuna değinmedik hepimiz Hariri terörünün aydınlatılmasını istiyoruz; ama biz kimsenin bize dayatmada bulunmasını ve boş kağıda imza atmayı istemiyoruz” dedi.

 

Lübnan’da bir ulusal birlik hükümeti kurulması gerektiğini söyleyen Nasrullah, Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri’nin yaptığı ulusal diyalog toplantısı çağrısını da ulusal birlik hükümetinin kurulması yönünde altın bir fırsat olarak değerlendirdiğini söyledi.

 

Hizbullah genel Sekreteri ayrıca söz konusu toplantının başarısızlıkla sonuçlanması durumunda oturumun düzenlenmesinden bir hafta sonra sokaklarda gösterilerin başlayacağını belirtti.

 

Meclis Başkanı Nebih Berri’nin çağrısıyla yapılacak olan toplantı önümüzdeki pazartesi günü gerçekleşecek.

 

14 Martçılara seslenen Nasrullah “ulusal birlik hükümetini müzakere etme konusunda onların önünde gerçek bir fırsat bulunmaktadır. Eğer onlar ulusal birlik hükümetini reddetmeye devam ederlerse bizim tercihimiz demokrasi ve barışçılık olacaktır” dedi.