Tantavi: Sünni-Şii ihtilafı itikadi değildir

11 Şubat 2006

SAAF-Mısır El-Ezher Üniversitesi Şeyhi Dr. Muhammed Seyyid Tantavi, Şark’ul Evsat’ta yayınlanan

SAAF-Mısır El-Ezher Üniversitesi Şeyhi Dr. Muhammed Seyyid Tantavi, Şark’ul Evsat’ta yayınlanan röportajında Sünni-Şii yakınlaşmasına davet ederek iki mezhep arasındaki ihtilafların itikadi değil fıkhî olduğunu söyledi.

 

Şark’ul Evsat’ın bu konudaki sorusunu cevaplayan Tantavi’nin şunları söyledi:

 

İslam dünyası, Müslümanların saflarını bölmeye çalışan bir propagandayla çalkalanıyor. Bu doğrultuda Sünniler ve Şiiler arasında mezhep çekişmesi çıkarılmaya çalışılıyor. Siz Sünni-Şii ihtilafı meselesine nasıl bakıyorsunuz?

 

Tantavî: Biz, defalarca Sünni ve Şiiler arasındaki ihtilafın fıkhî olduğunu, itikadi esaslarda ihtilaf olmadığını söyledik. Zira her kim “Allah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in Allah’ın resulü olduğuna” şahitlik ederse o kimse Müslüman’dır; muvahhittir. Biz İslam mezheplerini yaklaştırma yönündeki her türlü daveti destekliyoruz.

 

Ayrıca bilinmesi için söylemek istiyorum. Bu davete El-Ezher uzun zaman önce başladı. İslam davasıyla ilgili olan herkesin artık bu düşünceyi benimsemesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak böylelikle Müslümanların vahdeti sağlanabilir. Aksi takdirde mezhepçiliğe, taifeciliğe ve İslam ümmetini bölmeye çalışan diğer çağrılara davet artar.

 

Davet çalışmalarında şöyle bir fenomen ortaya çıktı. İhtisas sahibi olmayan, dini ilimlere vakıf olmayan kimseler çıkıp televizyon kanallarında fetvalar veriyorlar. Bu fenomene ilişkin neler söyleyeceksiniz?

 

Tantavî: Cahil insanların dini konularda fetvalar vermesi caiz değildir. Zira fetva vermek isteyen ve ictihat etmek isteyen kimsenin belli şartlara sahip olması gerekmektedir. Bu kimselerin hakka hizmet etmesi, Allah’ın kelimesini üstün tutmaya çalışması gerekir. Bu sebepten ötürü Peygamberimiz (s.a.v.) “İçtihat edip de isabetli olan kimseye iki ecir vardır. Eğer hata yaparsa bir ecir vardır” buyurmuştur. Bu kimseler, Allah’ın kendilerini sorguya çekeceği günden korksun ve Allah’tan sakınsınlar. O gün ne malları ne de evlatları kendilerine bir fayda vermez.”