YDH- EurAsia Daily’nin haberine göre Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bugün Moskova'da Tacikistan Dışişleri Bakanı Sirociddin Muhriddin ile görüşmesinin ardından düzenlenen basın toplantısında Türkiye ile ilişkiler, Suriye'de terör tehdidi ve İdlib gerilimi azaltma bölgesinin durumuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Dışişleri Bakanı Lavrov şöyle dedi:
"Şu anda yeni bir dizi danışma toplantısı daha hazırlanıyor. Bunların bizi, buranın gerçek anlamda gerilimi azaltma bölgesi olmasının ve teröristlerin hakimiyeti altında kalmamasının nasıl sağlanacağı hususunda mutabakata götürebileceğini umut ediyoruz.
Hiç kimse hiçbir zaman, Rusya ve Türkiye devlet başkanları arasında varılan mutabakatlar çerçevesinde, teröristlerin şu anda harekete geçtikleri gibi harekete geçmeye kalkıştıkları takdirde cevap verilmeyeceğine dair bir anlaşma yapmadı.
Sahada çalışan Türk askeri yetkililerin her şeyi mükemmel bir şekilde gördüklerinden ve anladıklarından eminim. Üstelik teröristler bizim mevzilerimize, Suriye ordu mevzilerine, Suriye sivil hedeflerine, bizatihi Türkiye Cumhuriyeti'nin gözlem karakollarının bulunduğu noktalardan defalarca saldırdılar."
Lavrov bu bağlamda, teröristleri aklamaya yönelik her tür girişime karşı koyacağını söyledi; Rusya ve Türkiye arasında İdlib konulu diyaloğun olumlu sonuç vereceğini umut ettiğini belirtti.
"Bizim ve Türkiye'nin askeri yetkilileri arasında diplomatların ve istihbarat örgütlerinin katılımıyla devam eden temasların pozitif biçimde sonuçlanacağını ve teröristlerin Suriye'nin bu bölgesinde de başka hiçbir yerde olmadığı gibi hakimiyetleri olmaması için gerekeni yapabileceğimizi umut ediyorum."
Lavrov, Amerika’nın Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'nin son açıklamalarıyla gündeme gelen ve bugün Milliyet gazetesinde MİT eski müsteşar yardımcısı Cevat Öneş'le yapılan mülakatın konusunu teşkil eden, terör örgütü Nusra Cephesi'yle diyalog önerilerini de ele aldı.
TASS haber ajansının bildirdiğine göre Lavrov bu konuda şöyle dedi: "Rusya, aralarında ABD’nin de olduğu bir dizi ülkenin Nusra Cephesi’ne yaklaşımından endişe ediyor. Her iki örgüt de, hem Nusra Cephesi hem de Heyet-i Tahriru’ş- Şam (bu, Nusra Cephesi'nin isimlerinden biri) resmi olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından düzenlenen terörist örgütler listesinde bulunuyorlar, dahası ABD’nin kendi terörist örgütler listesinde de bulunuyorlar.
Bununla birlikte ABD’nin Suriye özel temsilcisi Jeffrey de dahil Washington’un resmi görevlilerinin, HTŞ’yi artık bir terör örgütü olarak mülahaza etmediklerini ve onunla birtakım şartlarda diyaloğa girişilebileceğini düşündüklerini anlamamıza imkan veren açıklamalarda bulunması ilk değil.
Yeterince açık olan bu türden imaları ilk defa duyuyor değiliz ve kesinlikle kabul edilemez buluyoruz."
Lavrov, Rusya Federasyonu ile ABD arasında Suriye'de siyasi çözüm konulu 2016'da varılan mutabakatların ABD tarafından yerine getirilmediğini, bu arada Nusra Cephesi'nin meşru Suriye hükümetine karşı koymak için ciddi bir güç kazandığını söyledi.
Lavrov'un sözünü ettiği mutabakatlar, 2016 eylül ayında dönemin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Cenevre'de imzalanan beş belgeyi kapsıyor.
Bunlara göre teröristler muhalif unsurlardan ayrılacak ve terör hedeflerine ABD ve Rusya tarafından ortak hava saldırılarında bulunulacaktı.
Lavrov, Türkiye'nin Soçi mutabakatlarının şartlarını yerine getirmediğini de bir kez daha vurguladı.