YDH- Yemen’in NTH News haber ajansının Birleşik Arap Emirlikleri’nin Yemen’deki nüfuzunu vekil güçleri aracılığıyla sürdürmeye çalıştığını belirttiği analizde Birleşik Arap Emirlikleri rejiminin 9 Şubat 2020’de, Suudi Arabistan liderliğindekikoalisyonun bir parçası olarak girdikleri Yemen savaşından çekilmelerini kutlamak için bir tören düzenlediğini hatırlattı.
Yazıda şöyle devam edildi: 2018 yılı Aralık ayında imzalanan Stockholm Anlaşması, liman şehri Hudeyde'yi kontrol altına almaya çalışan güçlerin sınırlandırılmasını ve tansiyonu azaltmayı ön görüyordu.
Çatışmaların askeri yöntemlerle çözülemeyeceği kanaati hakim olunca Birleşik Arap Emirlikleri'nin Yemen'deki askeri varlığı da sorgulanmaya başladı.
Bunun ardından da Birleşik Arap Emirlikleri Genelkurmay Başkanı Eysa Seyf el-Mezrui'nin de dediği gibi doğrudan müdahale safhasından yerel vekiller ve ortaklar aracılığı ile dolaylı müdahale safhasına geçildi.
Birleşik Arap Emirlikleri, hızlıca çekilmek yerine dolaylı müdahalenin alt yapısını oluşturdu. Yemen'de birbiriyle savaşan Ensarullah güçleri ve Mansur Hadi güçlerinin karşısında Güney Geçiş Konseyini destekledi.
Ayrıca Suudi koalisyonu da sadece Ensarullah ile değil Islah partisi ile de savaşmak zorunda kaldı. Birleşik Arap Emirlikleri'nin Yemen'in çeşitli bölgelerinde faaliyet gösteren ve toplam savaşçı sayıları 90 bini bulan çeşitli grupları desteklediği belirtiliyor.
Ancak özellikle Güney Geçiş Konseyi'nin, Riyad Anlaşmasında Yemen'deki yasal oyunculardan birisi olarak kabul edilmesi, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Yemen'in geleceğinde söz sahibi olmasının yolunu açtı.
Riyad anlaşmasına göre koalisyonun desteğiyle kurulacak bir hükümette Güney Geçiş Konseyinin de yer alması gerekiyor.
Diğer yandan Birleşik Arap Emirlikleri'nin Yemen'den askeri olarak çekilmesi, Suudi Arabistan'ın askeri olarak da işini zorlaştıracak. Böylece askeri destekten yoksun kalacak Suudi yönetiminin Yemen'deki seçenekleri azalacak.
Ayrıca Birleşik Arap Emirliklerinin ağır silahlara sahip yerel gruplar ve tartışmalı bölgeler şeklinde bıraktığı miras, Suudi Arabistan destekli Mansur Hadi liderliğindeki sözde Yemen hükümetini de zor durumda bıraktı.
Güney Geçiş Konseyinin de geçici başkent ilan edilen Aden üzerinde hak iddia etmesi ve Riyad Anlaşmasının henüz yürürlüğe girmemiş olması, Hadi'nin gücünü zayıflatmayı sürdürüyor.
Tüm bunlar göz önüne alındığında Yemen'den askerlerini çeken Abu Dabi'nin bu ülke üzerindeki nüfuzunu sürdürmeye devam edeceği düşünülüyor.