YDH- Rusya’dan yayın yapan Reportyor adlı site, “Kuvvet tahkimatı: Libya'da ilk defa Türk tankları görüldü” başlıklı haberinde Türkiye’nin Libya’da üs kurduğunu öne sürdü.
Haberde şu ifadelere yer verildi:
“Ankara, Libya topraklarında askeri üs kuruyor. Mevcut deniz ve kara izlemeleri ve seyrüsefer kaynakları bunu gösteriyor.
Türkiye, Ulusal Mutabakat Hükümeti tarafından kontrol edilen topraklara insan gücü ve askeri araç gereç sevk ediyor.
Türk Hava Kuvvetleri'ne ait iki C-130 Hercules askeri nakliye uçağının arka arkaya Trablus Havaalanı'na indiği tespit edildi; Türk Deniz Kuvvetleri'ne ait ve hava savunma sistemleriyle donatılmış iki fırkateyn de UMH tarafından kontrol edilen Misrata limanı yakınlarında görüldü. Libya başkentinde de Türkiye'ye ait M60A1 tankları da görüntülendi.
Türkiye'nin eylemlerini reklam etmemekle birlikte gizlemediği de dikkat çekiyor. Ankara'nın BM tarafından tanınan, ancak esas itibariyle İslamcılardan oluşan UMH ile arasında karşılıklı işbirliği ve askeri yardım anlaşması bulunuyor.
UMH'nin Ankara'ya, Libya'da dondurulmuş bulunan 25 milyar dolar değerinde inşaat sözleşmelerinin şartlarını ileride yerine getirmeye söz vermiş olması da şaşırtıcı değil.
Dolayısıyla Türkiye Libya'da, sözde hükümetin resmi davetiyle meşru temelde bulunuyor, ancak hükümetin meşruiyeti Libyalıların seçtiği, Tobruk'ta bulunan ve Feldmareşal Halifa Haftar'ın Libya Ulusal Ordusu'nu kontrol eden parlamento tarafından kabul edilmiyor.”
Öte yandan Rusya’nın Ortadoğu'ya yönelik dikkat çekici haber ve analizleriyle tanınan prestijli sitelerinden Vzglyad da “Rusya, Avrupa’yı Libya’da kurtaracak mı?” başlıklı analizde, Moskova'nın Libya'ya müdahaleden 'imtina ettiği' görüşü aktarıldı.
Türkiye'nin Trablus hükümetine askeri yardımına hız verdiği vurgulanan yazıya göre, “Rusya'nın Libya’da General Halife Hafter lehine yapmadığını, Türkiye, Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti lehine yaptı.”
Yazıda, şu ifadelere yer verildi: “Rusya resmi olarak iki tarafla da diyalogu destekliyor görünse de aslında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) parası karşılığında Hafter'e silah sevk ediyor; ayrıca Vagner ile destekliyor.
Bu anlamda Suriye'den farklı; çünkü Moskova, Hafter'in askeri birlik talebini kibarca geri çevirdi. Hem zaten gerek de yok; çünkü Hafter şehirleri bir bir ele geçiriyor. "Ama şimdi durum değişti. Rusya'nın yapmadığını Türkiye yaptı; yalnız Hafter lehine değil, UMH lehine. Ankara Serrac'a Türk askerleri, köktenci Suriyeli militanlar ve Suriye'de kendilerini muazzam gösteren dronlar gönderiyor." Bu sayede Türkler Hafter'e karşı bir dizi zafer kazandılar.”
Yazıya göre Hafter'in müttefikleri olarak sayılan BAE'nin ordusu yok, Suudi Arabistan'ın ordusu Yemen'de batağa saplandı, “Fransa'nın ordusu var siyasi iradesi yok”. AB'nin yaptığı en fazla şey, Libya'ya BM ambargosunu korumak için zorlukla birkaç gemi toplamaktı; ama Malta, Türkiye'nin talebiyle, bu projenin finansmanını bloke etti.
“Mısır'ın ordusu da iradesi de var; ama Libyalıların Mısırlılara önyargısı yüzünden müdahale ederek hepsini kendisine karşı birleştirmek istemiyor.”
Dolayısıyla mevzu, Rusya'nın Libya'ya birlik göndermeye hazır olup olmadığı. Batılılara göre hazır olmakla kalmıyor, gönderdi de. ABD Afrika Komutanlığı Rusya'nın Libya'da kara ve hava varlığı olduğunu iddia etti. Rusya ise bunu inkar ediyor.
Rusya'nın yardımı artıyorsa bile, çok sınırlı olmalı. Libya'nın petrol ve gaz geleceği, Rusya'nın olası masraflarını karşılamaz. Libya, Rusya için Suriye değil Afganistan olur.
Şu anda en ilginç şey, Vagner'in varlığı. El Cezire, Vagner mensuplarının sivil halkı öldürdüğünü ileri sürüyor. "Bu Arap televizyon kanalı, refahı şu anda, Rusya'nın Suriye'deki askeri varlığını azaltmasını isteyen Recep Erdoğan'ın durumuna bağlı olan Katar emirinin menfaatlerine hizmet ediyor."
Makaleye göre kimi Avrupalılar da Libya'nın Rusya ön karakolu haline gelmesinden endişe ediyorlar. Ama bunun temeli yok. "Rusya, Libya'da Avrupa'ya karşı ne yapacak? Orada Avrupalıların güvenliğini tehdit edecek biyolojik laboratuvarlar mı kuracak (ABD'nin Kafkaslardaki ve açığa çıktığına göre Ukrayna'daki pek çok biyolojik laboratuvarın, Rusya vatandaşlarının güvenliğini tehdit ettiği gibi)?
Veya şimdi Türkiye'nin Suriye kanalını kullanarak yaptığı ve yarın da Libyalılarla yapacağı gibi Avrupa'ya mültecilerle şantaj mı yapacak? Yoksa Libya'nın enerji kaynaklarını kontrolü altına alıp Avrupa'yı Gazprom'a alternatif bir enerji kaynağından yoksun mu bırakacak? Yoksa Roma ve Paris'i hedef alan füzeler mi konuşlandıracak?"
Makaleye göre bunların hiçbiri yok. "Moskova, Libya için ne Türkiye, ne (Libya'ya kendi nüfuz alanı gözüyle bakan) İtalya, ne (her ne kadar Rusya ile birlikte Hafter'i destekliyorsa da Libya'ya kendi gelecekteki nüfuz alanı gözüyle bakan) Fransa ile toslaşmak istemiyor.
Kremlin sadece Kuzey Afrika'da kendine küçük siyasi bir nüfuz, ülkenin yeniden inşası için kontratlar vb. istiyor. Bütün bunlar da çatışmanın tarafları arasında bir uzlaşmaya varılmasıyla mümkün olabilir.
Ankara'nın ise çok daha ihtiraslı planları var. Avrupalıların menfaatlerini daha çok tehdit eden planlar. Bugün Rusya'nın bütün bu planları gömmek olanağı olduğuna göre Avrupalıların Moskova'yı eleştirmesi değil, onun Libya'daki varlığını artırmasını teşvik etmesi gerekli."