Amerikan dışişleri bakanının Ukrayna ziyaretinin asıl esprisi

09 Mayıs 2021

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in ziyaretinde neler görüşüldü? Amerika’nın Ukrayna’nın doğalgaz piyasasındaki nüfuzu ne ölçüde?

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in geçtiğimiz günlerde Ukrayna’ya yaptığı ziyaret Batı basınında çok geniş bir yer işgal etmedi. Medya sadece Washington’un dayanışma mesajlarına yer verdi; ancak bu kısa süreli ziyaretin bir dizi önem arz eden detayı bulunuyor.

Blinken, Ukrayna ziyaretinde yanına yardımcısı Victoria Nuland’ı da aldı; 2014 Maydan darbesinde protestoculara “kurabiye” dağıtmasıyla ve daha sonra sızan telefon kayıtlarındaki “F*** the EU” sözüyle hatırlanıyor.

Ukrayna medyasında ise ziyaret kapsamlı bir yer buldu. Blinken ile Nuland, parlamentodaki partilerle bir araya geldi. Ukrayna medyasına göre Kiev tarafı, ülkenin bir an önce NATO’ya katılması yönündeki ısrarı dillendirdi.

Strana.ua’da yer alan haberde, “Nuland’ın NATO meselesine yanıtı, hiçbir şeyin aceleye getirilmemesi, baskı uygulamanın hiçbir işe yaramayacağı, ülkenin reformlara odaklanması gerektiği yönündeydi. [Andrey] Kobolev’in görevden alınmasıyla ilgili olarak, bunun bir problem teşkil ettiğini söyledi” denildi.

Kobolev kim?

Andrey Kobolev, Ukrayna’nın devlete ait doğalgaz tedarikçisi Naftogaz’ın başındaki isimdi, Maydan darbesinden sonra göreve getirildi ve Biden’ın adamıydı.

Biden, o dönem Ukrayna dosyasından sorumluydu. O sıralarda Ukrayna’da yolsuzlukla mücadele bahanesiyle Biden, çok sayıda üst düzey personel değişimine ön ayak oldu. Kobolev’in Naftogaz’a atanması bunlardan biriydi.

Kobolev’in görevden alınması, Blinken ve Nuland’ın Ukrayna ziyaretinin gerçek sebebi olarak öne çıkıyor. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, 28 Nisan’da Kobolev’i kovdu ve yerine Yuriy Vitrenko’yu atadı; ki söz konusu karar, parlamentonun onayı dışında alındı. 2 yıl önce tek başına iktidar olan Zelenskiy’in partisi Halkın Hizmetkarı da dahil, Yüksek Rada’daki tüm partiler karara tepki gösterdi.

Ukrayna’da merkezi bir rolü olan Naftogaz, ülkedeki tüm hanelere ve şirketlerin neredeyse tamamına doğrudan ya da dolaylı olarak gaz tedarik ediyor. Naftogaz’ın kontrolü, doğalgaz piyasasının kontrolüyle eşdeğer bir mana taşıyor.

Biden ve Ukrayna’nın doğalgaz piyasası

Özellikle eski Devlet Başkanı Pyotr Poroşenko’nun Maydan’ın ardından IMF’in baskısı altında son kullanıcılara yönelik doğalgaz sübvansiyonlarını kaldırmasının ardından milyarlarca dolarlık bir varlıktan söz edilmesi mümkün ve Maydan darbesinin en göze çarpan etkilerinden biri de ülkedeki doğalgaz fiyatlarında yaşanan artış  —  yüzde 1000'in üzerinde  —  olmuştu.

Ayrıca Maydan sonrasında ülkede yolsuzlukla mücadele bahanesiyle devlete ait şirketlerin denetim kurullarına şirketler üzerinde tam yetki veren bir kanun çıkarıldı. Sonrasında Naftogaz’ın yönetim kurulunun neredeyse tamamı yabancılarla dolduruldu ve Biden, artık dokunulmaz olan Naftogaz’ın başına Kobolev’in ve yönetim kuruluna da enerji danışmanı Amos Hochstein’ın atanmasını sağladı. 

Bir dönem Poroşenko ile Kobolev arasında anlaşmazlıklar da yaşandı. Ancak Poroşenko, Kobolev’i Biden tarafından atandığı için kovamadı.

Maydan’ın ardından Poroşenko, en azından resmiyette Ukrayna’nın doğalgazı artık Rusya’dan değil, Avrupa’dan tedarik etmesini sağladı. 

Biraz daha açmak gerekirse: Ukrayna, bu süreçte Rusya’nın Ukrayna üzerinden Avrupa’ya uzanan boru hatlarını kullanmaya devam etti. Gaz ters akış yöntemiyle Slovakya sınırından önce geçiyor, birkaç kilometre sonra Biden’la bağlantılı paravan şirket aracılığıyla Ukrayna şebekesine aktarılıyor ve kağıt üzerinde Avrupa gazına dönüştürülüyordu. 

Paravan şirket, bu işlem için bin metreküp başına 50 Euro komisyon alıyordu. İlk sevkiyat 2 Eylül 2014'te yapıldı. Bahsi geçen paravan şirket, Amos Hochstein ile bağlantılıydı. Bazı iddialar, şirketin 2014 ve 2016 yılları arasında bu işten 1.5 milyar dolarlık bir vurgun yaptığı yönünde.

Tersine akıştan para kazanmak için Biden ve ekibi Naftogaz’a muhtaçtı ve Kobolev’in koltuğu hayati öneme sahipti. Naftogaz da alınan gazı hanelere ve şirketlere tedarik etti. Bu işlemi daha karlı kılmak için de IMF, son kullanıcılara yönelik gaz sübvansiyonlarını kesmeleri için Kiev’e baskı yaptı.

Kobolev neden kovuldu?

Dolayısıyla Kobolev’in azledilmesi bizzat Biden’ı hedef alan bir saldırıydı. Sebebi ise şu; Zelenskiy ve ekibinin para sıkıntısı bulunuyor. Zelenskiy, 2 yıl önceki devlet başkanlığı seçimlerini Privat Group patronu İgor Kolomoyskiy’in aktif desteğiyle kazandı. Başta 1+1 kanalı olmak üzere Kolomoyskiy’in sahibi medya organları, tüm seçim kampanyası sürecinde Zelenskiy’in emrine amade oldu.

Ancak Zelenskiy ile Kolomoyskiy’in dostluğu da baki değildi. 2020'nin yaz aylarına gelindiğinde Ukrayna’da, bilindik adıyla “Kolomoyskiy karşıtı kanun” çıkarıldı. Kanun, Ukrayna’da kamulaştırılmış bankaların eski sahiplerine iadesini yasaklıyor.

Kanun, eskiden Kolomoyskiy’in sahibi olduğu Privat Bank ile ilgiliydi. Banka, Poroşenko döneminde kamulaştırıldı ve Zelenskiy’in seçilmesinden sonra Kolomoyskiy, Ukrayna devletinden milyarlarca dolar tazminat talep etti. Fakat IMF, Kolomoyskiy’in talebine karşı çıktı, bu kanunun çıkarılmasını yeni krediler için şart koştu.

Hal böyle olunca Zelenskiy, tek ve en büyük maddi destekçisini de kaybetti. Bununla birlikte Devlet Başkanlığı İdaresi, bu çaresiz durum karşısında Naftogaz’ın tekrar ele geçirilmesini değerlendirmeye aldı. Kobolev’in görevden alınması bu yöndeki ilk adımdı.

Bu mesele, zaman zaman Zelenskiy’e karşı yükselen “üçüncü Maydan” tehditlerine bir yenisinin daha eklenmesine zemin hazırlamış oldu.