YDH- İsrail ile ortaklaşa kurulan Tekno Park’ın iki devlet tarafından birlikte yönetildiği ve alev alan deponun İsrail'e ait olduğu belirtiliyor. Özbek medyası, bu yangının İsrail’in menfaatlerine yönelik herhangi bir amaç taşımayan sıradan bir yangın olduğunu söylüyor. Ancak bazı kaynaklarsa yangının kasıtlı çıkarıldığını, yangını başlatan kişilerin henüz tespit edilemediğini ve polisin onları aradığını iddia ediyor.
Olayların, Özbek güvenlik güçlerinin Taşkent'teki İsrail Büyükelçiliği’ne ve kurumlarına saldırı planladıkları şüphesiyle bir Özbek ve bir Kırgız vatandaşı tutukladığı günlerde yaşanmasına dikkat çekiliyor. Tutukluların, İsrail’in Filistin halkına yönelik işledikleri suçlardan dolayı Taşkent'teki İsrail firmalarına saldırı planladıkları belirtiliyor. Bu olaydan sonra, Taşkent'teki İsrail Büyükelçiliği de dahil olmak üzere Özbekistan'da bulunan İsrail merkezlerindeki durumun son derece gergin olduğu ve güvenlik tedbirlerinin en üst düzeye çıkartıldığı söyleniyor. Ayrıca bu merkezlerde gerçekleştirilmeyi düşünülen birçok program ve etkinliğin de güvenlik nedeniyle iptal edildiği ifade ediliyor.
Yetkiler geçtiğimiz kasım ayı sonlarında Kazakistan'da İsrail’e ait merkezlere yönelik benzer saldırı girişimlerinin bildirildiğine dikkat çekiyor.
Genel olarak, İsrail’in Gazze halkına yönelik saldırıları sonrası, Orta Asya'daki anti-Siyonist atmosferin oldukça arttığı söyleniyor. Bu durumun, birkaç yıldır Orta Asya'daki nüfuzunu genişletmeye çalışan İsrail için endişe yarattığı ve alarm zillerinin çalmasına neden olduğu belirtiliyor.
Bu nedenle geçtiğimiz günlerde İsrail’in Özbekistan ve Tacikistan Büyükelçisi Zehavit Ben Hillel'in, Kazakistan ve Kırgızistan Büyükelçisi Edwin N. Yabo Glusman'nın ve Azerbaycan Büyükelçisi George Dick'in, kamuoyunu baskı altına almak ve Orta Asya ve Kafkasya halklarını manipüle amacıyla ortaklaşa bir mesaj yayınladığı aktarılıyor.
Orta Asya'da İsrail karşıtı faaliyetlerin yoğunlaştığı, fakat bu ülkelerdeki Siyonizm karşıtı hareketlerin merkezi hükümetler tarafından bastırıldığı ve halkların İsrail’in suçlarına karşı herhangi bir protesto düzenleme hakkına sahip olmadığı da belirtiliyor.