YDH- El-Cezire’de Gazze sahasındaki gelişmeleri analiz eden Tümgeneral Fayez Duveyri, İsrail ordusundaki komutanlar, astsubaylar ve subayların bireysel becerilerden yoksun olduğunu ve bunun, taktik operasyonel tatbikatların kara kuvvetlerine odaklanmadığından kaynaklandığını belirtti.
İsrail yedek askerlerinin Gazze Şeridi'ndeki çatışmalara katılmayı reddetmesi hakkında yorum yapan Duveyri, "Bu bir zayıflık göstergesidir. Kara kuvvetlerine olan ilginin azalmasına karşın, elit kuvvetlere, özellikle de hava kuvvetlerine odaklanan farklı yaklaşımların benimsenmesiyle, 2006'dan bu yana eğitim temelleri artık aynı değil” dedi.
Askeri uzman şöyle devam etti:
“Bu İsrail askerleri, Gazze’ye yakın Yahudi yerleşimlerini korumak amacıyla savunma göreviyle getirilmişti. Ancak artık hücum rolleri oynamıyorlar. Yedek asker, Gazze'ye girerse sağ dönmeyeceğini kesin olarak biliyor, bu yüzden eleştiriyor, reddediyor, hayatta kalabilmek için isyan ediyor, bahanesi ise eğitim almamış olması.”
Duveyri’nin açıklaması, İsrail radyosunun Gazze Şeridi'ndeki çatışmalara katılmayı reddeden yedek askerlerin eğitim seviyesindeki ciddi boşluklardan bahsettiğini ortaya koymasının ardından geldi.
İsrail güçlerinin, esirlere ilişkin istihbarat bilgileri elde edildiğinde bölgeye yeniden gireceklerini söyleyen Duveyri şöyle devam etti:
“Hedef, işgal güçlerinin içeri girip itilmesi için bir teşviktir. Bu nedenle direnişin misyonu pusu kurmak ve işgal güçlerini ölüm bölgelerine çekmektir. İşgal, savaş sırasında ödediği tutara eşit ya da daha büyük bir faturayla karşı karşıya kalacak.
Gazze Vadisi'nin kuzey sınırıyla birleşen Kuzey Şeridi'nin güney sınırı, işgal güçlerinin ayrıntılı pusuya maruz kaldığı yer. Bu nedenle yangın seddine başvurdular ve günlerce buralara girmekten kaçındılar.
Kassam tugaylarına bağlı tugayların savunma ve muharebe rolleri coğrafi sınırlara göre dağıtıldıktan sonra yeniden belirlendi.
Şucaiye Taburu yalnızca Şucaiye Mahallesi’ni savunmakla yükümlüydü, ancak rolleri artık et-Tuffah ve ed-Derec Mahallelerini savunacak şekilde genişletildi.
Beyt Hanun Taburu'nun savunma misyonu da farklıydı ve çatışmadan, işgal güçlerinin hatlarının gerisinde faaliyet göstermeye geçti.”