YDH - Birleşmiş Milletler (BM) gıda hakkı özel raportörü Michael Fakhri, İsrail'in Filistinlileri kasıtlı olarak aç bıraktığını ve savaş suçu ve soykırım işlemekten sorumlu tutulması gerektiğini vurguladı.
The Guardian gazetesine mülakat veren Fakhri, "İnsani yardımların geçişini kasıtlı olarak engellemenin veya Gazze'deki küçük ölçekli balıkçı teknelerini, seraları ve meyve bahçelerini kasıtlı olarak yok etmenin -insanların gıdaya erişimini engellemek dışında- hiçbir gerekçesi yoktur," ifadelerini kullandı.
Fahri, "İnsanları kasıtlı olarak gıdadan mahrum bırakmak açıkça bir savaş suçudur. İsrail, sadece Filistinli oldukları için Filistin halkını tamamen ya da kısmen yok etme niyetini zaten açıklamıştı. Bir BM insan hakları uzmanı olarak bana göre bu artık bir soykırım durumudur. Bu da sadece bireyler, şu hükümet ya da bu kişi değil, tüm İsrail devletinin suçlu olduğu ve sorumlu tutulması gerektiği anlamına geliyor," dedi.
Abluka ve saldırı altındaki Gazze Şeridi'nde İsrail'in gıda kaynaklarını yok etmesi ve gıda, ilaç ve diğer insani yardım malzemelerinin akışını ciddi şekilde kısıtlaması nedeniyle yaklaşık 2,2 milyon Filistinlinin ciddi kıtlıkla karşı karşıya.
Bununla birlikte küçük çocuklardaki yetersiz beslenme oranlarındaki artış hızının hayret verici olduğunu vurgulayan Fakhri, "Bombardıman ve insanların doğrudan öldürülmesi acımasızca, ancak bu açlık -ve çocukların zayıflaması ve bodur kalması -işkencecilik ve iğrenç. Nüfus üzerinde fiziksel, bilişsel ve ahlaki olarak uzun vadeli bir etkisi olacak... Her şey bunun kasıtlı olduğunu gösteriyor," değerlendirmesini yaptı.
Fakhri, işgal rejiminin Gazze'ye girip çıkanları kontrol altında tutması nedeniyle halihazırda son derece kırılgan bir durumun söz konusu olduğunu ve dolayısıyla savaş başladığında İsrail'in oldukça kolay bir şekilde herkesi aç bırakabildiğini, zira çoğu insanın açlık sınırında olduğunu anımsattı.
Yetkili, "Sivil bir nüfusun bu kadar çabuk ve tamamen aç bırakıldığına hiç şahit olmamıştık, açlık konusunda uzman olanlar arasındaki fikir birliği bu yönde. İsrail sadece sivilleri hedef almıyor, çocuklarına zarar vererek Filistin halkının geleceğini de karartmaya çalışıyor," diye konuştu.
Ayrıca az sayıda insana yönelik asılsız iddialara dayanarak BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu'na (UNRWA) neredeyse anında kesmenin birden fazla ülkedeki tüm Filistinlileri toplu olarak cezalandırmaktan başka bir amacı olmadığına dikkat çeken Fakhri, "Bu yaşam hattını geri çeken ülkeler hiç şüphesiz Filistinlilerin açlıktan ölmesinde suç ortağıdır," dedi.
Yetkili şöyle devam etti: "Zeytin ağaçlarının yok edilmesi yalnızca bir gıda veya ticaret meselesi değil, Filistinli olmanın ne anlama geldiğinin ve toprakla olan ilişkilerinin merkezinde yer alıyor, tıpkı denizin Gazzeli olmanın ne anlama geldiğinin merkezinde yer alması gibi. İsrail savaş suçlarında istisnalar olduğunu iddia edecektir. Ancak soykırımın istisnası yoktur ve İsrail'in neden sivil altyapıyı, gıda sistemini, insani yardım çalışanlarını yok ettiğine ve bu derece yetersiz beslenme ve açlığa izin verdiğine dair herhangi bir tartışma yok."
Diğer yandan soykırım suçlamasının tüm bir devleti sorumlu tuttuğunu ve soykırımının çaresinin Filistin halkının kendi kaderini tayin etmesi olduğuna işaret eden Fakhri, "İleriye giden yol sadece savaşı sona erdirmek değil, sahici bir barış olmalıdır," diye ekledi.