YDH - İsrail'in Filistin direnişinin askeri kapasitesini yok etme hedefine ulaşmak için kullanabileceği araçların sayısı hem sınırlı hem de etkinlikleri kuşkulu. Yoğun hava saldırılarının eşlik ettiği soykırım harekatı devam ederken direnişin tünel ağını 'yok etme' hedefi pek ulaşılabilir görülmüyor. Nitekim İsrail ordusunun zırhlı birliklerinde tugay, tümen ve birlik komutanı olarak görev yapmış olan ve 1973 Ekim Savaşı'ndan sonra 'cesaret madalyası' alan emekli general İzak Brik de bu görüşü paylaşmış. Brik'in 25 Aralık 2023'te Haaretz gazetesinde yayımlanan Don't Believe the IDF and Israeli Analysts. There's No Solution to Hamas' Tunnels başlıklı makalesini Emre Köse çevirdi.
***
Savaşın başlamasından bu yana Gazze Şeridi'nde savaşan asker ve subaylardan aldığım bilgilere dayanarak şu kanaate vardım: İsrail ordu sözcüsü ve televizyon stüdyolarındaki askeri analistler, Hamas'ın binlerce ölüsü ve bizim kuvvetlerimizle onların kuvvetleri arasında yürütülen birebir mücadele hakkında yanlış bir tablo sunuyorlar.
Sahadaki kuvvetlerimiz tarafından öldürülen Hamas mensuplarının sayısı çok daha düşük. Sözcü ve analistlerin iddia ettiği gibi savaşın büyük bir kısmı birebirde gerçekleşmiyor. Ölü ve yaralılarımızın çoğu Hamas'ın bombaları ve tanksavar füzeleriyle vuruldu.
Hamas teröristleri tünellerden çıkarak bomba yerleştiriyor, bubi tuzakları kuruyor ve zırhlı araçlarımıza tanksavar füzeleri fırlatıyor, sonra da tekrar tünellere girerek kayboluyorlar. Ve ordunun şu anda mensuplarının çoğu tünellerde saklanan Hamas'la mücadele konusunda hızlı bir çözümü yok.
Ordu sözcüsü ve üst düzey komutanların, savaşı tablo netleşmeden büyük bir zafer olarak göstermek istedikleri aşikar. Bu amaçla büyük televizyon kanallarından muhabirleri 'zafer görüntüleri' almaları için Gazze'ye getiriyorlar. Bu savaş İsrail'in, hatta belki de tüm dünyanın en fazla görüntülenmiş savaşı olacak.
Ancak henüz hedeflerimize ulaşmaya yaklaşmadan zafer imajları yaratmak, Hamas'ın kabiliyetlerini yok etmek ve esirleri kurtarmak gibi hedeflere tam olarak ulaşılamaması halinde epey zarar verici olabilir. Daha mütevazı olmak daha iyi olurdu.
Bu bana, Hamas'ın İsrail'in güneyinde bize indirdiği darbeden önce emekli generallerin yanı sıra büyük televizyon stüdyolarından aynı muhabir ve analistlerin ordunun Orta Doğu'daki en güçlü ordu olduğunu ve düşmanlarımızın caydırıldığını söylediklerini hatırlatıyor. Ne yazık ki aynı muhabirler, analistler ve emekli generaller hiçbir şey öğrenememiş gibi bu türden imajlar yaratmaya devam ediyorlar.
Hamas'ın tünellerini yok etmek uzun yıllar alacak ve İsrail'e çok sayıda kayba mal olacaktır. Ordu bile artık yerin derinliklerinde, birden fazla kolu olan yüzlerce kilometrelik tüneller olduğunu kabul ediyor. Hatta bazılarında birden fazla kat var ve savaşmak için pek çok iyi nokta bulunuyor. Hamas bu tünelleri onlarca yıl boyunca, önde gelen uzmanların tavsiyeleriyle inşa etti. Gazze'yi enine ve boyuna birbirine bağlayan bu tüneller aynı zamanda Refah kentinin altından Sina Yarımadası'na da bağlanıyor.
Hamas'ın caydırıldığı düşüncesi uzun yıllar devam etti. Sonuç olarak, Gazze'de ve onların tünellerinde savaşma konusunda yapılan tüm planlar - ve bunu yapmaya dönük olası tüm araçlar - suya düştü. Bu yüzden uzmanlarımız oturup yeraltı savaşına uygun ekipmanlar üzerinde çalışmadı, planlama yapmadı ve üretmedi. İşte bu yüzden bugün doğaçlama çözümler üretmeye çalışıyoruz. Fakat bunlar etkili bir yanıt sağlamıyor.
Gazze'de savaşan pek çok subay bana, ordunun üslerinde yarattığı onca yıkımdan sonra bile Hamas'ın kendini yeniden inşa etmesini engellemenin imkansız olmasa da son derece zor olacağını söyledi.
Bu çaba, Gazze'de uzun yıllar boyunca devasa kuvvetler bulundurmamızı ve tünellerden çıkacak, tanksavar füzeleri ateşleyecek, bombalar yerleştirecek, bubi tuzakları kuracak ve orduya birçok kayıp verdirecek Hamas savaşçılarıyla savaşmaya devam etmemizi gerektirecektir. Nihayetinde yoğun yerleşim bölgelerini terk etmemiz ve net istihbarata dayalı baskınlar ve hava saldırıları yoluyla daha cerrahi bir şekilde hareket etmemiz gerekecek.
Politikacılar ve üst düzey savunma yetkilileri böyle bir senaryoyla başa çıkabilecek durumda mı? Ya da istediğimiz her şeye sahip olarak büyük kazananlar olarak ortaya çıkmayacağımız ama aynı zamanda büyük kaybedenler de olmayacağımız başka yaratıcı çözümler düşünebiliyorlar mı?