YDH- El-Meyadin’in bildirdiğine göre, Kanal 12'de yayınlanan ve yaklaşık 70 yetim çocuğun Gazze'den Batı Şeria'ya "nakledildiğini" ortaya koyan bir haberin ardından İsrail hükümetindeki sertlik yanlılarının eleştirilerine maruz kaldı.
El-Meyadin, bu “çocukların ebeveynlerinin çoğunun, kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde devam etmekte olan soykırım ve açlık savaşı sırasında İsrail tarafından öldürüldüğünü” vurguladı.
“Başta İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir olmak üzere İsrailli sertlik yanlılarının, hükümetlerinin bir soykırım sırasında çocukları kaçırmasından endişe duymadıklarını” belirten el-Meyadin, gizli transfer operasyonunu bir “merhamet eylemi” olarak lanse ettiklerini kaydetti.
el-Meyadin, Smotrich’in, "Zalimlere gösterilen her merhamet, merhametlilere karşı zalimlikle sonuçlanacaktır." sözünü de hatırlattı.
el-Meyadin, bu iki sertlik yanlısının, yani Smotrich ve Ben-Gvir’in, sürekli olarak, Yahudilerin hayatlarının Araplarınkinden daha değerli olduğu inancını savunduklarının ve bunların, Filistin köylerinin ortadan kaldırılması ve Filistin halkının zorla göç ettirilmesi çağrısında bulunduklarının altını çizdi.
The Times of Israel'in haberine göre, Filistinli yetimler, Alman Büyükelçiliği'nin talebi üzerine Gazze'deki SOS Çocuk Köyü'nden Beyt Lahm'daki bir tesise "nakledildi". "Tahliyenin" yetimhanedeki faaliyetlerin durdurulması nedeniyle gerçekleştiği iddia edildi.
The Times of Israel, Güvenlik Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından koordine edilen bu gizli operasyonun, hükümetin güvenlik kabinesinden açık bir onay alınmadan gerçekleştirildiğini açıkladı.
Ocak ayı sonu itibariyle internette yer alan haberlerde SOS'un Refah'ta 76 çocuk ve genci barındıran bir yetimhane işlettiği bildirilmişti.
SOS, sakinlerinin güvende olduğunu, yiyecek, su ve yakıt stokladıklarının bulunduğunu belirtmişti.
Söz konusu kurumun bu açıklamalarından yola çıkan el-Meyadin, sığınağın faaliyetini durdurduğu ve dolayısıyla naklin gerekli olduğu yönündeki İsrail iddialarının pek gerçekçi olmadığının altını çizdi.
Euro-Med: İsrail askerleri bebeği ve diğer çocukları kaçırdı
Ocak ayında Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi (Euro-Med) yaptığı bir açıklamayla, İsrail ordusunun 7 Ekim'den bu yana Gazzelilere yönelik devam eden katliamlarının bir parçası olarak Gazze Şeridi'nden Filistinli çocukları kaçırdığını bildirmişti.
Euro-Med İsrail’i çocukları ailelerine teslim etmeye çağırmıştı.
Çocukların endişe verici bir şekilde kaçırılmasından ve çok sayıda Filistinli tutuklunun açıklanamayan bir şekilde ortadan kaybolmasından duyduğu endişeyi dile getiren Euro-Med, uluslararası toplumun yükümlülüklerini yerine getirmesi ve çocukların güvenli bir şekilde geri dönmelerini sağlamak için İsrail üzerinde baskı kurması gerektiğini vurgulamıştı.
Merkezi Cenevre'de bulunan kuruluş, 1 Ocak 2024 tarihinde İsrail Ordu Radyosu tarafından açıklanan detaylardan duyduğu ciddi endişeyi dile getirmişti.
Habere göre, Givati Tugayı komutanlarından İsrailli subay Harel Itach, aile üyelerinin öldürülmesinin ardından Filistinli bir bebeği Gazze'deki evinden kaçırmıştı. Olayın kesin tarihi açıklanmamış, ancak Euro-Med bu bilginin ciddiye alınmasının öneminin altını çizmişti.
İsrailli subayın 22 Aralık 2023'te Gazze savaşında aldığı yaralar nedeniyle öldüğünü öğrenen Itach'ın yakın bir arkadaşı kaçırılma olayını ortaya çıkarmış ve Filistinli bebeğin nerede olduğunun hâlâ bilinmediğini açıklamıştı.
Euro-Med, bu olayın münferit bir olay olmadığına dair endişelerini dile getirerek derin kaygılarını ifade etmişti.
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi, İsrail ordusunun Filistinli çocukları nerede oldukları hakkında bilgi vermeden alıkoyduğu ve yerlerini değiştirdiği bildirmiş ve bu konuda kendisine ulaşan çok sayıda ifadeden bahsetmişti.
Ayrıca Euro-Med, çocuklarıyla iletişimini kaybeden çok sayıda Filistinli ailenin başvurularından da bahsetmişti. Kuruluş, bu şikâyetlerin ağırlıklı olarak İsrail'in kara saldırılarına maruz kalan bölgelerden geldiğini vurgulamıştı.
İsrail askerlerinin çocukları zorla yerlerinden etme ve ortadan kaldırma tehdidinin giderek arttığını söyleyen Euro-Med, bu sorunun, yüzlerce Filistinli ailenin bir veya daha fazla çocuğunun kaybolduğunu bildirmesi nedeniyle oldukça önemli olduğunun altını çizmişti.