YDH - Araştırmacı gazetecilik portalı DeclassifiedUK, Siyonist lobinin son derece etkin olduğu İngiltere'deki bazı siyasetçi ve medya şahsiyetlerinin İran'a savaş açılması talepli açıklamalarını derledi.
Savunma Bakanı Grant Shapps, geçen ay yaptığı bir konuşmada "Barıştan istifade ettiğimiz dönem sona erdi," açıklamasını yapmıştı. Shapps, beş yıl içinde İngiltere'nin Rusya, Çin, Kuzey Kore ve İran'ın da dahil olduğu "birden fazla savaş alanıyla karşı karşıya kalabileceği" uyarısında bulunmuştu.
Shapps'ın konuşması, Londra'nın Yemen'i hedef alan ilk tur hava saldırısı emrini vermesinden dört gün sonra geldi.
Portala göre bombardıman uluslararası deniz taşımacılığını koruma idiasıyla başlasa da saldırılar, sadece Yemen direnişinin Kızıldeniz'de gemilere dönük operasyonları durdurmakta başarısız olmakla kalmadı, aynı zamanda İran'la büyük bir çatışmaya dönüşme riski de taşıyor.
Geçtiğimiz ay Muhafazakar Partili milletvekili Mark Pritchard parlamentoda İngiltere'nin Orta Doğu'da 'aslında yanlış hedefi vuruyor olup olmadığını' sordu.
Pritchard, "En iyi diplomatik niyetlere sahip olmamıza ve İran'ı NATO, ABD ya da İngiltere ile büyük bir çatışmaya kışkırtmak istemememize rağmen, bu kararı şimdi ertelemek gelecekte daha fazla cana mal olacak," diye konuştu.
İsrail'in nükleer silahlara sahip olmasını kabul eden İngiliz bakanlar, İran'ın bu tür silahlara sahip olmasına 'asla' izin verilmemesi gerektiğini dile getirdi. Siyasetçiler, Tahran'ın bunu yapmaya yakın görünmesi halinde 'tüm seçenekleri' değerlendirecekleri tehdidinde bulundu.
Son aylarda İngiliz medyası da İran'a karşı saldırı ihtimalinden bahsediyor. Sky News'in askeri analisti Sean Bell, 'İran'a karşı bir dizi kalibre edilmiş saldırının' faydalı olacağını iddia ederek "Ticaretin devam etmesini istiyorsanız masadaki diplomatik seçeneklerinizin bir sınırı var," dedi.
Telegraph'ın savunma ve dış ilişkiler editörü Con Coughlin ise, 'Batı'nın şu anda İran ve vekilleriyle savaş halinde olduğunu' ilan etti ve "Tahran'la doğrudan bir çatışmadan korkmamamız gerek," yorumunu yaptı.
ABD'nin eski ulusal güvenlik danışmanı John Bolton da Telegraph'taki yazısında Batı'nın 'artık İran'a saldırmaktan başka seçeneği kalmayabileceğini' öne sürdü.
İsrail rejimi de uzun zamandır Batılı müttefiklerini İran'ı tecrit etmeye, zayıflatmaya ve İran'la savaşmaya teşvik etmeye çalışıyor ve son aylarda bu çabalarını iki katına çıkardı.
Geçen yıl ekim ayında işgal rejiminin Londra Büyükelçi Yardımcısı Oren Marmorstein, İsrail'in Muhafazakar Dostları adlı Siyonist lobi örgütünün bir etkinliğinde İran'ın nükleer silah edinmesini 'sadece iki şeyin', yani 'felç edici yaptırımlar ve inandırıcı bir askeri tehdidin' engelleyebileceğini savundu.
Marmostein sözlerini şöyle sürdürdü: "İran asla nükleer silaha sahip olamaz ve olmayacak da; ne pahasına olursa olsun bunun böyle olmasını sağlayacağız."
Kısa bir süre sonra İsrail'in eski başbakanı Naftali Bennett, ABD ve müttefiklerinin 'terör ahtapotunun' başı olan İran'ı 'hedef alma' ve 'rejimini yıkma' zamanının geldiğini ilan etti. Ocak ayında İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog İran'a karşı uluslararası ortaklardan oluşan 'çok güçlü bir koalisyon' kurulması çağrısında bulundu.
İran'a karşı savaş çığırtkanlığı İngiliz medyasındaki İsrail yanlısı isimler tarafından da yankı buldu. Jewish Chronicle'ın editörü ve İsrail'in İngiltere'deki en ateşli savunucularından biri olan Jake Wallis Simons, şu açıklamayı yaptı: "İran topraklarında hesaplanmış saldırılara şimdi ihtiyacımız var, yoksa Tahran'ın şartlarıyla savaşa sürükleneceğiz."
Spectator'da Wallis Simons "İktisadi, askeri ve ahlaki gücümüzün farkına varmalı ve bu anı İran'a karşı azami caydırıcılığa yönelmek için kullanmalıyız. O zaman tam bir inançla hareket etmeliyiz," dedi.
Ocak ayında emekli İngiliz albay Richard Kemp, Telegraph gazetesine verdiği demeçte "İngiltere şu anda İran ile savaş halinde. Öyle hareket etmeliyiz," ifadesini kullandı.
Telegraph, Kemp'in Siyonist rejim ordusu için para toplayan İsrail Askerlerinin Refahı Derneği'nin Birleşik Krallık'taki Dostları'nın yöneticisi ve mütevellisi olduğunu açıklamadı.
Diğer yandan İngiltere'deki İsrail yanlısı lobi de İngiltere hükümetini İran'ı tecrit etmeye teşvik eden bir rol oynuyor.
İsrail devletiyle yakın bağları olan iki parlamenter grup olan İsrail'in Muhafazakâr Partili Dostları (CFI) ve İsrail'in İşçi Partili Dostları (LFI) bu kampanyaya öncülük eden kuruluşlar. Her iki grup da İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) 'terör örgütü' olarak ilan edilmesi konusunda yoğun bir çaba yürütmüştü.
Karar, DMO'ya üye olmayı ya da desteklemeyi suç haline getiriyor. Bunu savunanlar, adımın İngiltere'nin ulusal güvenliğini yurt dışında ve yurt içinde destekleyeceğini iddia ediyor.
Ancak Dışişleri Bakanlığı, bu adımın İran devletinin 'terör örgütü' olarak ilan edilmesini beraberinde getirmesinen ve bunun da diplomatik temas yollarını kapatarak iki ülkeyi doğrudan savaşa daha da yaklaştırmasından endişeli.
Tarihçi Avi Shlaim'e göre, "İsrail, siyasi muhaliflerini terörist olarak yaftalayarak onlarla görüşme ihtiyacından kurtuluyor ve bağımlısı olduğu yöntem olan çıplak askeri güce başvurmak için Batılı müttefiklerinden serbest geçiş izni alıyor."
Ekim 2023'te CFI, İngiliz hükümetini DMO'yu 'terör örgütü' ilan etmeye çağıran dilekçeyi parlamentoya sunmuştu. Dilekçede, "Birleşik Krallık - uluslararası ortaklarıyla birlikte - İran'ın hegemonik hırslarını ve istikrarı bozucu faaliyetlerini engellemekte başarısız olmuştur," denilmişti.
CFI yetkilileri ayrıca parlamentoya sundukları soru önergeleriyle İngiliz hükümetini İran'a yönelik yaptırımları ağırlaştırmaya teşvik ediyor.
Dilekçede, "Tüm işaretler hem İran içinde hem de dışında büyük bir tırmanışa doğru gittiğimizi gösteriyor," ifadelerine yer verilmişti.
Geçtiğimiz yıl bölge bakanlar İşçi Partili David Lammy ve Yvette Cooper da 'DMO'nun bir terör örgütü gibi davrandığını ve artık bu şekilde yasaklanması gerektiğini' açıklamıştı.
Tüm Partiler Britanya-İsrail Parlamento Grubu (APPG) milletvekilleri de İran'ı tecrit etme çabalarında seslerini yükselttiler. Nisan 2023'te grup, Başbakan Rishi Sunak'a partiler üstü 125 parlamenterin imzaladığı bir mektup göndererek başbakanı DMO'yu yasaklamaya çağırdı.
Grup, "DMO her şeyden önce Hamas ve Hizbullah'ın başlıca finansörü, tedarikçisi ve eğitmenidir. Ana örgütün peşine düşmek hükümetin görevidir," ifadelerine yer verildi.
APPG'nin en büyük fon sağlayıcıları arasında İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın yanı sıra İsrail yanlısı lobiciler Jonathan Mendelsohn ve Stuart Polak'ın sahibi olduğu Cedars Oak Ltd. şirketi de yer alıyor.
Polak, 1989-2015 yılları arasında CFI'nın direktörlüğünü yaptı, daha sonra da kuruluşun onursal başkanı oldu. Polak 1990'lı yıllarda İngiliz hükümetini Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) terör örgütü olarak yasaklanması için teşvik etti.