YDH- Beyrut merkezli The Cradle'a göre, İran ve bölgesel müttefikleri, ABD ve İsrail'in 'kurbağalarını' su kaynatarak öldürene kadar Batı Asya'daki sıcaklığı arttırmak için itidalli bir yaklaşım kullanıyor.
Asimetrik savaşta bir strateji "kaynayan kurbağa" teorisiyle ifade ediliyor:
Teoriye göre, ocakta ısınan su dolu sığ bir tencereye konan kurbağa, sıcaklık artmaya devam ettikçe su dolu tencerenin içinde mutlu bir şekilde kalmaya devam eder ve su yavaş yavaş kaynama noktasına ulaşıp kurbağayı öldürse bile dışarı fırlamaz. Her seferinde bir derecelik sıcaklık değişimi o kadar kademelidir ki, kurbağa çok geç olana kadar haşlandığını fark etmez.
Stratejik hedeflere ulaşmada ''uzun oyunu'' tanımlamak için jeopolitikçiler için kullanılan ''Kaynayan Kurbağa Teorisi'' Batı'nın kısa vadeciliğinin antitezi olan strateji, disiplin ve nadir bulunan sabır ile İran'a doğru gelen zaferi özetliyor.
Zaman artık İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ve bölgesel müttefiklerinin yanında. Birbiriyle bağlantılı iki örnek, DMO'nun bir laboratuvardaki bilim insanları gibi sıcaklıkları nasıl ayarladığını gösteriyor.
Taliban'dan alıntı yapacak olursak: ''Amerikalıların saatleri var ama bizim zamanımız var.''
Yanki kurbağası
Geçen yıl 7 Ekim'de Hamas liderliğindeki Aksa Tufanı operasyonunun başlamasının ardından ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'i "savunmak" üzere Fars Körfezi ve Akdeniz'e ABD Deniz Kuvvetleri unsurlarını konuşlandırdı.
26 Kasım'da USS Eisenhower ve refakatçileri Hürmüz Boğazı'ndan geçerek Basra Körfezi'nin Suudi Arabistan tarafında demirledi. Yemen'in Ensarullah'a bağlı deniz kuvvetleri ilk olarak 19 Ekim'de İsrail gemilerini ve Eilat Limanı'nı hedef aldı. Ancak 29 Kasım'a gelindiğinde saldırılar, bayrağına ya da mülkiyetine bakılmaksızın Eilat'a giden ya da Eilat'tan gelen gemileri de kapsayacak şekilde arttı.
Bu durum, Pentagon'un 18 Aralık'ta ABD askeri personeli pahasına İsrail'in ekonomik çıkarlarını korumayı amaçlayan Refah Muhafızı operasyonunu duyurmasıyla doruğa ulaştı. Bunu takiben Eisenhower ve donanma eskortları, sözde işgal devletini "savunmak" için Basra Körfezi'nden Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ne taşındı.
Böylece, ABD Donanması üslerinin Kızıldeniz ve Aden Körfezi'nde konumlandırılması, onları seyir füzeleri, balistik füzeler ve insansız hava araçları da dahil olmak üzere İran'ın veya İran tarafından tedarik edilen silahların potansiyel saldırılarına açık hale getirdi.
ABD Donanması (USN) ve ABD Hava Kuvvetleri'nin (USAF) çabalarına rağmen Ensarullah yenilmedi.
Yemen'de önceki Anglo-Amerikan hava saldırılarının etkisiz olduğu kanıtlanırken, Yemen operasyonlarının devam eden hızı ve yetkinleşen kapsamı donanma kaynaklarını zorluyor ve moralleri bozuyor.
'Hollywood silahlarının' aksine, ABD Donanma gemileri sınırsız önleme füzesine sahip değil ve denizde yeniden doldurulamazlar.
Amerikan personelinin morali ise daha da bozulacak hele de denizci ve deniz piyadelerinin çoğu olmasa da birçoğu İsrail için savaşmaya yanaşmadığından.
Geçtiğimiz ay USS Eisenhower'ın komutanı Yüzbaşı Chris Hill şunları söyledi: "İnsanların molaya, evlerine dönmeye ihtiyaçları var."
Denizciler, deniz piyadeleri ve havacılar her gün Ensarullah'ın insansız hava araçları ve füzelerinden kaçarken, 'Yankee Frog' Washington'daki jakuzisinde neşeyle kürek çekiyor ve USN'nin 'kudretinin' sinir bozucu 'Husileri' yeneceğine inanıyor.
Bu muhtemelen İran tarafından desteklenen ve iki hedefi gerçekleştiren iyi ayarlanmış bir hamleydi: Birincisi, uçak gemisi savaş grubunu Fars Körfezi'nden çıkarmak, ikincisi ise ABD'yi tırmandırıcı bir tuzağın içine çekmek. Yanki Kurbağası Kızıldeniz/Aden Körfezi'nde.
Ya aşağılanmış bir halde atlayıp kaçacak ve Afganistan'daki küçük düşürücü 2021 fiyaskosunun ardından ABD silahlı kuvvetlerinin güvenilirliğini daha da yok edecek; ya da kazanın içinde kalacak ve gemilerin ve canların kaybıyla ölümüne kaynayacak.
Yankee kurbağası kazanamaz.
Her halükarda İran kazanacak.
Buna bağlı olarak, İran'ın ABD'yi yenilgiye uğratması Çin, Rusya ve özellikle küresel güneydeki çok sayıda ABD düşmanı devlet tarafından memnuniyetle karşılanacak.
X kullanıcısı olan Armchair Warrior'un da belirttiği gibi (Rusya'nın Ukrayna provokasyonlarına vereceği olası tepkileri tanımlarken), İran eylemleriyle Washington'un eylemleri üzerinde "refleksif kontrol" sağladığını gösterdi.
Bununla şunu kastediyor: "Eğer yaptığınız her askeri eylem simetrik bir tepki alırsa, o zaman çatışmanın doğasını, mekanını ve temposunu kendi yararınıza olacak şekilde kontrol edebilirsiniz."
İran Devrim Muhafızları'nın akıllıca yaptığı da tam olarak bu.
İsrail kurbağası
Bu arada ılık suda uyuklayan küçük 'İsrail Kurbağası', Gazze'yi etnik olarak temizledikten sonra yaratacağı 'yeni İsrail'in hayalini kuruyor. Gazze'yi kalkındırma, sahil boyunca lüks konutlar inşa etme ve yeni yerleşimciler için konutlar inşa etme planları var.
Eski Başkan ve şimdiki Cumhuriyetçi aday Donald Trump'ın damadı, bir Netanyahu yanlısı ve Likud Partisi hayırseveri olan Jared Kushner, Gazze sahilindeki apartman dairesi için perdeleri ölçüyor.
Ancak İsrail ordusu Hamas'ı mağlup edemedi ve Hamas İsrail'in askeri donanımına ve insan varlığına önemli ölçüde zarar vermeye devam ediyor.
Bir tahmine göre, Hamas sadece yüzde 15-20 oranında geriletilebildi. İşgal ordusu, yerli üretim kapasiteleri sınırlı olduğu için silahlanma konusunda tamamen ABD ve Avrupalı vassal devletlere bağımlı.
Bir tahmine göre yaklaşık 500 bin yerleşimci memleketlerine geri döndü; çoğu geri dönmeyecek. 7 Ekim'den bu yana, zorunlu askerlik artık güvenli ama rahatsız edici bir üç yıl zorunluluğu değil: ebeveynler kızları ve oğulları için korkuyorlar.
İsrail'in 1982'de Lübnan'ı işgali sırasında ortaya çıkan ve uykuda olan refusenik (retçilik) hareket yeniden canlandı.
Askere alınanlar hizmet etmeyi reddediyor ve bunun sonucunda hapse atılıyor. Ultra-Ortodoks Yahudiler için askerlik muafiyeti 1 Nisan'da sona erdi; İsrail kurbağasının hayatta kalması Yahudilerin oraya taşınmasına bağlı ancak bizzat Yahudiler İsrail'i terk etmekle rejimi tehdit ediyor.
Ultra-Ortodoks Yahudilerin temsilcileri Başbakan Bünyamin Netanyahu'nun koalisyonundan ayrılırsa, bu durum onun aşırılık yanlısı hükümetini düşürebilir. İsrail toplumundaki iç gerilimler, sosyo-ekonomik baskılar ve hükümetin savaşı ele alış biçimine yönelik hayal kırıklığı nedeniyle tırmanıyor.
İsrail ekonomisi dibe vurmuş durumda. Şekel değer kaybediyor. En yüksek seviyesi olan 4.01 ILS/1 USD'den 3.60 ILS/1 USD'ye düştü ve daha da düşmesi muhtemel.
Bütçe açıkları ve borçlanma hızla arttı. Moody's 9 Şubat'ta İsrail'in kredi notunu A1'den A2'ye düşürdü. İsrail'in turizm sektörü krize girdi.
Büyük havayolu şirketlerinin çoğu artık İsrail'e uçmuyor. İsrail'in üretim ve tarım üsleri küçüktür. İsrail'in doğal kaynaklara ve enerjiye erişimi sınırlı; Ürdün ve Mısır'a giden karayolu hatlarına ve
İsrail kurbağası, Türkiye'den Hayfa'ya gelen Azerbaycan petrol ve gazına bağımlı.
İsrail'in ekonomik yaptırımlarla kendisine yaptığını İran da İsrail'e yapıyor. Ancak İsrail'in aksine İran'ın bol miktarda petrol ve gaz kaynağı, kaçmayı planlamayan 85 milyon okur-yazar ve eğitimli insanı ve müthiş tarım ve üretim üsleri var.
Tahran, İsrail'in ekonomisini metodik olarak daraltıyor.
Hayfa limanı Hizbullah'ın hedef listesinde.
Eilat'la birlikte Hayfa da kapatılırsa, İsrail'in gıda ve enerji tedariki için sadece karadan yaşam hatları olacak. Ben Gurion Uluslararası ve diğer havaalanları da gelecekte hedef alınabilir.
Her seferinde ısıyı bir derece yükseltmek
İsrail'in Şam'daki İran diplomatik üssüne düzenlediği ve Irak'a ait bir insansız hava aracının Eilat'ı vurmasına karşılık olduğu iddia edilen son saldırı, Netanyahu'nun "tüm dünya bize karşı birleşiyor" şeklindeki hezeyanını yansıtıyor.
Netanyahu'nun stratejisi İran'ı gerilimi tırmandırmaya teşvik ederek bölgedeki Amerikan askeri üslerin hedef almasını sağlamak ve böylece ABD'yi Gazze Savaşı'na çekmek gibi görünüyor.
Ancak Tahran'ın bu yemi yutup yutmayacağı belirsiz.
Devrim Muhafızları'nın karşılık vermesi muhtemel olsa da Netanyahu'nun tuzağına düşmekten kaçınacaklar. Bunun yerine İran, muhtemelen Eilat, Hayfa ve Ben Gurion Havaalanı gibi stratejik yerleri hedef alarak İsrail üzerindeki ekonomik baskısını sıkılaştırmayı tercih edebilir.
Devrim Muhafızları, İsrail ekonomisinin uzun süreli bir çatışmayı kaldıramayacağının farkında.
Bu nedenle stratejileri, Hizbullah, Ensarullah ve Suriye ve Irak merkezli çeşitli grupların dahil olduğu koordineli eylemler yoluyla kademeli bir tırmanış -İsrail kurbağasını yavaş yavaş kaynatmak- içerebilir.
Ekonomist Herbert Stein'ın da belirttiği gibi, "Bir şey sonsuza kadar devam edemezse, durur."
İsrail çökmeye yakın olmasa da Devrim Muhafızları'nın stratejik hamleleri bölgedeki gerilimi artırıyor. Bu durumun üzerine gidilmediği takdirde, tıpkı kaynayan kurbağa teorisinde olduğu gibi, İsrail toplumu ve ekonomisi için ciddi sonuçları olabilir.