Soykırım savaşı İsrail'in ekonomisini sarsmaya devam ediyor

01 Mayıs 2024

Siyonist rejimin Gazze'de devam eden soykırım harekatı ve Lübnan direnişinin İsrail yerleşimlerine yönelik operasyonları, İsrail ekonomisini derin bir belirsizliğe sürükledi.

YDH - Globes.co.il'de yer alan habere göre İran'ın önceki haftalarda gerçekleştirdiği Gerçek Vaat Operasyonu, İsrail'in yerel para birimi şekelin zayıflamasına neden oldu ve devlet tahvilleri üzerindeki risk primi son on yılın zirvesine ulaştı.

Buna karşılık, pazartesi günü sona eren Hamursuz Bayramı tatili sırasında esir takası konusunda anlaşmaya varıldığı söylentileri yaygınlaşınca şekel bir miktar güçlendi ve ana endeksler yükseldi.

İsrail ekonomisinde duyarlılığın ana ve en hızlı tepki veren barometrelerinden biri şekel-dolar döviz kuru olarak öne çıkıyor.

Filistin direnişiyle esir takası anlaşmasına varılacağı söylentilerinin yayıldığı son birkaç günde şekelin keskin bir şekilde değer kazanmasına rağmen, şekel-dolar kuru hala yüksek bir risk primini fiyatlıyor.

Bu yıl şu ana kadar şekel dolar karşısında yüzde 4 değer kaybetti.

2023'ten önce dünyanın en güçlü para birimlerinden biri olan şekel, geçen yıl, daha savaş patlak vermeden önce, Başbakan Benyamin Netanyahu liderliğindeki sağcı hükümetin yargı reformu planı ve buna gösterilen şiddetli tepki sonucunda değer kaybetti.

Çeşitli tahminlere göre şekel-dolar döviz kuru yaklaşık 0,30 şekellik bir risk primi fiyatlıyor. 

Bunun kanıtı, Bank of America tarafından birkaç gün önce yayımlanan, İsrail'de hüküm süren belirsizliğin azalacağı varsayımıyla, şekelin önümüzdeki çeyreklerde kademeli olarak güçleneceğini ve şekel-dolar kurunun gelecek yılın başlarında 3,5 dolara ulaşacağını öngören tahminde bulunabilir.

Bank Hapoalim'in baş finansal piyasalar stratejisti Modi Shafrir, "Geçen haftanın sonuna kadar şekel, para birimleri sepeti karşısında zayıflamaya devam etti ve İsrail'in risk primi yükseldi," dedi.

Shafrir, son dönemde İsrail piyasalarının performansını etkileyen ana faktörün, İran'ın askeri operasyonu olduğuna dikkat çekiyor.

Shafrir, "ABD Dışişleri Bakanı Blinken Orta Doğu'da mekik dokurken, esirlerin serbest bırakılması için varılacak bir anlaşma İsrail ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi konusunu yeniden gündeme getirebilir. Bu da İsrail'in risk priminin düşmesine ve şekelin güçlenmesine yol açacaktır," dedi.

Öte yandan Shafrir, esir takası müzakerelerinin başarısızlıkla sonuçlanması halinde, risk primi yükselirken şekelin şimdiye kadar gördüğümüz değer kaybetme eğilimine geri dönebileceğini dile getirdi.

Shafrir, şekel-dolar kuru ve risk primi her halükarda yüksek olduğu için bu eğilimlerin çok güçlü olmayacağını belirtti.

Buna ek olarak, herhangi bir değerlendirmenin zor olduğunu belirten Shafrir, 'Refah'a girmenin etkisinin dünyadaki manşetlere ve operasyonun kendisine bağlı olacağını' kaydetti.

Geçen yıl ve bu yıl bugüne kadar İsrail borsası, önde gelen dünya piyasalarına kıyasla düşük performans gösterdi.

Bu yıl şu ana kadar Tel Aviv 35 Endeksi yaklaşık yüzde 3 oranında yükselirken, S&P 500'ün getirisi bunun neredeyse iki katı oldu.

Leader Capital Markets baş ekonomisti Jonathan Katz, "Yükselişin gücü anlaşmanın nasıl göründüğüne, kalıcı ve sürdürülebilir olup olmadığına bağlı olacak," değerlendirmesini yaptı.

Esir takası ve uzun süreli bir ateşkes senaryosunun Lübnan sınırındaki durumun da sakinleşmesini beraberinde getireceğini ifade eden Katz, "Güneyde bir ateşkes Lübnan'a girme ve yeni bir cephe açma ihtiyacını ortadan kaldıracaktır. Eğer piyasalar bunu anlarsa, bu olumlu bir senaryo olacaktır," diye konuştu.

İsrail hisse senetlerinin çifte darbe aldığı değerlendirmesini yapan Katz, şöyle devam etti: "Sosyal huzursuzluk ve 2023 başlarındaki yargı reformu programı, savaştan önce bile piyasalar için olumsuz bir ufka ve derecelendirme kuruluşları açısından olumsuz görünümlere yol açtı. Buna geçtiğimiz ekim ayından bu yana yaşanan jeopolitik gerilim de eklendi. Bana öyle geliyor ki aradaki farkı kapatamayacağız, zira bu fark ortadan kalkması gerekmeyen başka faktörlerden kaynaklanıyor."

İsrail Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası'nın tahminlerine göre Siyonist rejimin 2024 yılı bütçe açığı GSYİH'nin yüzde 6,6'sı olacak.

Ancak mali piyasalarda, mevcut durumda yüzde 8'e varan bir açıkla ilgili çok daha kötümser tahminler var.

Hem uluslararası kuruluşlar hem de İsrail Merkez Bankası, kuzeyde topyekün savaş gibi ciddi tırmanmanın tahminleri alt üst edeceğini söylüyor.

Yardımın önemli olduğunu vurgulayan Shafrir, "ABD'den büyük bir yardım paketi aldık (26,4 milyar dolar) ve bu İsrail'in mali durumuna yardımcı olacak. Ciddi bir tırmanma İsrail'in risk primini ve mali açığını yükseltebilir," diye ekledi.