YDH - Birleşmiş Milletler (BM) Soruşturma Komisyonu müfettişleri tarafından derlenen raporda İsrail rejimi, sivil nüfusa yönelik saldırılar düzenlemek ve 'cinayet veya kasten öldürme' yoluyla savaş suçu işlemekle suçlandı.
Özellikle 2023 yılı sonuna kadar olan dönemi kapsayan raporda rejimin işkence, imha ve Filistinli erkek ve erkek çocukları hedef alan cinsiyet zulmü nedeniyle insanlığa karşı suç işlediğine vurgu yapıldı.
İsrail raporun bulgularını reddetti ve komisyonu kendisine karşı 'dar bir siyasi ajanda' izlemekle suçladı.
Müfettişler, önümüzdeki hafta BM insan hakları konseyine sunulacak olan raporu, mağdurlar ve tanıklarla saatler süren görüşmeler, tıbbi raporlar ve açık kaynak bilgilerle derledi.
Eski BM insan hakları şefi Navi Pillay başkanlığındaki heyet, Siyonist rejimin nüfusun yoğun olduğu bölgelerde ağır silahlar kullanmasının, 'ayrım, orantılılık ve yeterli önlem ilkelerini göz ardı ederek azami zarar vermeyi' amaçlayan bir savaş suçu teşkil ettiğini bildirdi.
İsrail ayrıca aç bırakma, keyfi gözaltı ve on binlerce çocuğun öldürülmesi ve sakat bırakılması gibi başka savaş suçlarıyla da itham edildi.
Öte yandan raporda, İsrail'in Gazze'de sivillere elektrik, gıda ve su verilmesini kısıtlayan bir topyekûn abluka uyguladığı ve bunun toplu cezalandırma anlamına geldiği kaydedildi.
Raporda, İsrail tarafından işlenen diğer insanlığa karşı suçlar arasında imha, cinayet, Filistinli erkek ve erkek çocukları hedef alan cinsiyet zulmü, nüfusun zorla nakledilmesi, işkence ve insanlık dışı ve zalimce muamelenin yer aldığına dikkat çekildi.
İsrail güçleri ayrıca Filistinlileri alenen soyarak cinsel şiddet uygulamakla da suçlandı ve müfettişler bunun amacının toplumun genelini aşağılamak olduğunu söyledi.
Soruşturmayla işbirliği yapmayı reddeden İsrail ise raporu reddetmekte gecikmedi ve raporu 'sistematik İsrail karşıtı ayrımcılık' yapmakla suçladı.
İsrail'in Cenevre'deki BM Büyükelçisi Meirav Eilon Shahar, komisyonun cinsel şiddet konusunda Filistin direnişi ile İsrail ordusu arasında yanlış bir denklik kurmaya çalıştığını iddia etti.
Raporun yayımlanmasının ardından konuşan Pillay, çatışmalarda suç işlemekle itham edilen herkesin sorumlu tutulmasının zorunlu olduğunu savundu.
Pillay, "Her iki tarafın saldırganlığı ve intikamı da dahil olmak üzere tekrar eden şiddet döngülerini durdurmanın tek yolu uluslararası hukuka sıkı sıkıya bağlı kalınmasını sağlamaktır," diye öne sürdü.