YDH- Counter Punch'ta ''Diamonds and Cold Dust: Slaughter at Nuseirat'' başlığıyla yayınlanan makalenin yazarı, öğretim üyesi Binoy Kampmark, İsrail'in terör ve kıyım eylemlerinden ötürü hesaba çekilmemesinin önünde ''İsrail'in kendini savunması'' diye açıklanan korkunç esnek ve korkunç kindar bir örüntüleşmenin durduğunu savunuyor ve ABD gibi iki yüzlü bir devletin İsrail terör rejiminin müttefiki olmasının insanlar arasında muamele farkına neden olduğunu ortaya koyuyor.
İsrail hava saldırısıyla yerle bir edilen Refah çadır kampının külleri, henüz soğumaya başlamıştı ki, gelecek kuşakların kasvetli arşivinde yer alacak bir sonraki katliam gerçekleşti.
Bu altın bir operasyon olarak tasarlanmıştı ve aylar öncesinden planlanmıştı. Katliamda uzmanlık gerektiren bu operasyonun sonucu dört İsrailli rehinenin kurtarılması, üç rehinenin öldürülmesi, Nuseyrat mülteci kampında 274'ten fazla Filistinlinin katledilmesi oldu.
Kan dökülmesinin ardındaki titiz planlama, ayrıntılara neredeyse saplantılı bir dikkat gösterilerek gerçekleştirilmişti. İntikam hırsıyla yanıp tutuşan çok sayıda kişi bu operasyona katılmıştı.
Amaca yönelik olarak inşa edilen iki yapı sadece eğitim amacıyla inşa edilmişti. Katılımcılar arasında seçkin terörle mücadele birimi Yamam, İsrail'in iç güvenlik teşkilatı Şin Bet ve İsrail ordusu yer alıyordu.
İsrail ordu sözcüsü Tuğamiral Daniel Hagari tarafından yapılan açıklamalar dikkate alındığında, önemli sayıda can kaybının zaten öngörüldüğü anlaşılmaktadır. "O dairelerde, o korumalarla birlikte, gündüz vakti büyük bir sürpriz olacağını anladık." diyor Hagari.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Önce sayılar söndü. Hagari sadece "düzinelerce" diyordu ve ölümlerin sadece "100'den azını biliyordu". Bu kadar az sayıdaki kişiden kaçının sivil olduğunu bilmediğini bile kabul etti.
İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, ülkesinin muhaliflerine saldırarak katliamı yumuşatmaktan mutluluk duydu. "Hamas teröristlerinin ve suç ortaklarının kayıplarından sadece İsrail'in düşmanları şikayetçi oldu." dedi.
Ardından övgüler yağmaya başladı. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant bu çabayı "en olağanüstü operasyonlardan biri" olarak niteleyerek memnuniyetini dile getirdi.
Başbakan Benyamin Netanyahu ise sadece şunu söylemekle yetindi: "İsrail terörizme teslim olmaz." İsrail ordusunun iddiasına göre, operasyonda hiçbir sivil kamyon kullanılmadı.
Ancak gizli araçların kullanıldığı anlaşıldı; bunlardan biri İsrail'in Gazze'ye ticari mal sokmak için kullandığı araçlara çok benziyor; diğeri ise yerinden edilmiş ve mülksüzleştirilmiş insanlara özgü mobilya ve çeşitli eşyalarla dolu ve istiflenmiş beyaz bir Mercedes kamyon.
Bu kamyondan inen Filistinli görgü tanıkları, sivil giyimli adamlar ve 10 kadar ağır silahlı askerin olay çıkarmaya hazır olduğunu belirtti. Ateş başladığında katliam da başladı.
BM'nin İşgal Altındaki Filistin Toprakları Özel Raportörü Francesca Albanese ne döndüğünden emindi. Albanese, İsrail ordusunun "haince" "bir yardım kamyonunun içine" gizlendiğini öfkeyle ifade etti.
Bu, "başka bir düzeyde 'insani kamuflaj'" teşkil ediyordu. Dört rehinenin kurtarılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirirken, bu girişimin "aralarında çocukların da bulunduğu en az 200 Filistinlinin İsrail ve sözde yabancı askerler tarafından öldürülmesi ve 400'den fazlasının yaralanması pahasına yapılmaması gerektiğini" belirtti.
Zamanla, gizliliğiyle saygı duyulan ve planlamasıyla övülen görevin, üç erkek rehineden sorumlu Hamas muhafızlarını gafil avlamadığı anlaşıldı. Yamam ajanlarına usulüne uygun olarak saldırdılar. Washington Post'a konuşan yedek tuğgeneral Amir Avivi, "Ortalık bir anda savaş alanına döndü," dedi.
İsrail hava kuvvetleri mütevazı bir ateş başlattı. Nuseyrat'ta yaklaşık 75 dakika boyunca ölüm hüküm sürdü.
Bu 75 dakikalık ölüm, İsrail ordusunun artık rutin hale gelen mavalıyla gizlendi: "Uçaklar operasyonun başarısı için düzinelerce askeri hedefi vurdu."
Daha acı dolu başka açıklamalar da oldu, bunlar gerçeğe daha yakın görünüyordu. The Intercept, Suhail Mutlaq Abu Nasser adlı Filistinli bir tanığın gözlemlerine yer verdi: "Bölge küle döndü... Karımı bulamadım ve hala hayatta olduklarından emin olmak için etrafımdakilere seslenmeye başladım."
Tanıklık, silahlı quadcopter insansız hava araçlarının kullanımını, tank paletlerinin varlığını, Apaçi saldırı helikopterlerinin havada asılı kaldığını ve evlerin füzelerle hedef alındığını belgelemeye devam ediyor.
Kamp sakini Anas Alayyan da İsrail güçlerinin tüm askeri operasyonunun toplu bir infazdan başka bir şey olmadığını kaydetti.
Nuseyrat'ta da o bildik motif var. Bu moıtif en esnek ama en korkunç gerekçelerle meşrulaştırılan bir cinayet rasyosu: İsrail'in kendini savunması.
Rehinelerin kurtarılması İsrail'de büyük yankı uyandıracak. Hamas tarafından 7 Ekim'de yakalananların isimleri İsrail mitolojisinde kutsanacak: Noa Argamani, Almog Meir Jan, Andrey Kozlov ve Shlomi Ziv. Ama bunun Filistinliler için bedeli ne oldu?
Katliamın yanı sıra, sonrasına ilişkin bazı göstergeler de el-Cezire tarafından sağlandı. "Yaralılar Deyr el-Belah'taki Aksa Şehitleri Hastanesi'ne götürüldüler, zaten dopdolu bir tesis." Sağlık görevlilerinin tam bir çaresizlik içinde olduğu görülüyor.
Bu boyuttaki ölümler İsrail'in en yakın müttefiki açısından da sorun yaratıyor. Bazı siyasi homurdanmalara rağmen Biden yönetimi desteğini kararlılıkla sürdürüyor.
Refah'taki ölümler hala mazur görülebilir çünkü ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller'ın ifadesiyle İsrail "daha önceki Han Yunus ve Gazze'deki operasyonlar ölçeğinde bir askeri operasyona" girişmemişti.
Nuseyrat operasyonunda ölen Filistinli sivillerin sayısı Başkan Joe Biden'ı İsrailli rehinelerin durumundan daha az ilgilendirdi. Paris'te konuşan Biden, İsrail'deki ailelerine iade edilen dört rehinenin sağ salim kurtarılmasını memnuniyetle karşıladı.
Tüm rehineler evlerine dönene ve ateşkes sağlanana kadar çalışmayı bırakmayacağız. Nuseyrat'taki kanlı olay, Biden'ın elastik standartlarına göre bile hazmedilmesi zor bir olay. Bunun bir sebebi var.
New York Times'ın haberine göre tüm operasyon ABD'nin "istihbarat ve diğer lojistik desteği" ile desteklendi. İki İsrailli istihbarat yetkilisi de "İsrail'deki Amerikalı askeri yetkililerin Cumartesi günü kurtarılan rehinelerle ilgili istihbaratın bir kısmını sağladığını" doğruladı.
ABD savunma şirketlerinden kolayca tedarik edilen ölümcül askeri donanımı da unutmayalım. İsrail-ABD politikasının değerli mücevherleri olan, kurtarıcıları tarafından "paha biçilmez" olarak lanse edilen İsrailli tutukluların hayatları elmas, Filistinlilerin hayatıysa kömür tozu.
Çeviri: YDH