YDH- Filistinli Direniş grupları, Gazze Şeridi'nin yönetimine ilişkin, kuşatma altındaki bölgenin yalnızca Filistinliler tarafından yönetilmesinin ötesine geçen her türlü plan ya da öneriye karşı çıktı.
El-Meyadin’deki habere göre, Hamas, Gazze Şeridi'ne "herhangi bir gerekçe altında" yabancı birliklerin konuşlandırılması planlarını destekleyen her türlü öneri ya da açıklamayı reddeden sert bir bildiri yayımladı.
Hareket, Gazze'deki savaş sona erdikten sonra Gazze Şeridi'ndeki işlerin yönetiminin yalnızca Filistin halkının belirleyeceği bir Filistin meselesi olduğunu söyledi.
Hamas, "Filistin halkının özgürlük ve kendi kaderini tayin hakkına dayanan ilkelerini zedeleyecek herhangi bir vesayete ya da herhangi bir dış çözüm veya planın dayatılmasına izin vermeyeceğiz" dedi.
Hamas, Tüm İslam ve Arap ülkelerini İsrail'in Filistin halkına karşı yürüttüğü soykırım savaşına son verilmesi için baskı yapmaya ve kuşatma altındaki Gazze Şeridi halkına yardım etmeye davet etti.
Açıklamada ayrıca, İslam ve Arap devletlerine, "faşist yerleşimci suç çeteleri" tarafından kirletilen "Filistin halkına, topraklarına ve İslami ve Hıristiyan kutsallarına karşı yükümlülüklerini yerine getirmeleri" çağrısında bulunuldu.
Suudi Dışişleri Bakanı'nın açıklamaları tartışma yarattı
Perşembe günü Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, Riyad'ın “Filistin Yönetimi’ne yardım amacıyla” Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararıyla Gazze'ye uluslararası bir güç konuşlandırılmasını destekleyeceğini söylemişti.
Bin Ferhan bu açıklamayı Madrid'de düzenlenen Avrupa Dış İlişkiler Konseyi konferansında bir panele katılırken yaptı.
Kuşatma altındaki Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona ermesinin ardından bölgedeki işleri yönetecek güçlerin konuşlandırılmasına ilişkin görüşmeler uzun süredir İsrail’deki çevreler ve uluslararası medya kuruluşları tarafından dile getiriliyor.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu da "dost" Arap ülkelerinin Gazze Şeridi'nde güvenlik ve kültürel işlerin sorumluluğunu üstlenmesini önerdi. Bu görevleri üstlenebilecek adayların başında Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri geliyor.
Ancak her iki devletten de böyle bir plana katılmaya istekli olup olmadıklarına dair resmi bir teyit gelmedi. Uluslararası barış gücünün konuşlandırılmasını destekleyen tek açıklama Bahreyn'de düzenlenen 33. Arap Zirvesi'nin sonuç bildirgesinde yer aldı.
Bin Ferhan'ın açıklamaları, Riyad'ın Gazze Şeridi'nde uluslararası güçlerin konuşlandırılmasına verdiği ilk kamuoyu desteği olması bakımından önem taşıyor.
FHKC ve Halk Direniş Komiteleri uluslararası güçlerin komplolarına karşı uyardı
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) de bir açıklama yayımlayarak Suudi dışişleri bakanının sözlerini kınadı ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının tartışılmaz olduğunu yineledi.
Söz konusu açıklamaları "kesin bir dille reddettiğini" ifade eden FHKC, uluslararası bir kararla olsun ya da olmasın asker konuşlandırmaya yönelik her türlü girişimin Gazze Şeridi'nin yeni bir işgali anlamına geleceğini de sözlerine ekledi.
Direniş savaşçılarının Filistin halkını zayıflatmaya yönelik her türlü yabancı komploya karşı koyacağını vurguladı.
FHKC’nin açıklaması şu şekilde:
"Halk Cephesi olarak Gazze'ye herhangi bir uluslararası güç konuşlandırılmasını reddediyor ve Gazze Şeridi'nin geleceğine veya yönetim şekline yalnızca Filistin halkının karar vereceğini vurguluyoruz.
Suudi Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan'ın, Filistin Yönetimi olarak adlandırdığı şeyi desteklemek amacıyla BM kararıyla Gazze Şeridi'nde uluslararası bir gücün konuşlandırılmasına desteğini ifade ettiği açıklamaları kesin bir şekilde reddediyoruz.
Gazze Şeridi'ndeki iktidar otoritesinin geleceğini ve şeklini belirlemeye yetkili tek organ Filistin halkıdır. BM kararı olsun veya olmasın, Gazze'ye uluslararası güç konuşlandırmaya yönelik herhangi bir girişim, Filistin halkının hiçbir şekilde kabul etmeyeceği, yeni bir vesayet veya işgal dayatma girişimidir.
Arap ve uluslararası çabalar, Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden Siyonist saldırının durdurulması, yerinden edilenlerin geri dönüşü, yeniden yapılanma ve Gazze Şeridi'nde yıllardır uygulanan haksız kuşatmanın kırılması gibi Filistin halkını ilgilendiren temel konulara odaklanmalıdır.
Filistin halkımız ve onların direnişi, onların fiili ve etkin katılımı olmaksızın veya işgalin yerine uluslararası güçlerin getirilmesine yönelik herhangi bir girişim olmaksızın Filistin halkının arkasından yapılan her türlü uluslararası düzenlemeye veya plana güçlü bir şekilde karşı çıkacaktır."
Ayrıca, Halk Direniş Komiteleri de Hamas ve FHKC tarafından ifade edilenlere benzer pozisyonları teyit ederek böyle bir hareketin Filistin halkına karşı bir saldırı teşkil edeceğinin altını çizdi.
Bu tür yabancı birliklere karşı İsrail işgal güçlerine davrandıkları gibi davranacaklarını vurguladı.