''İsrail kör oldu''

10 Temmuz 2024

El-Meyadin'de yer bulan analizinde Julia Kasım, 2006 işgalinden ders alamayan İsrail'in askeri başarısızlıklarının bugün Aksa Tufanı'nda da başını ağrıttığını ve Direniş Ekseni'nin bütün kollarıyla İsrail'i körleştirdiğini yazdı.

YDH- Beyrut merkezli el-Meyadin haber kanalında araştırmacı Julia Kasım'ın 7 Temmuz tarihli analizi, İsrail ve ABD'nin Hizbullah'ın askeri kabiliyetlerine odaklandığını yazıyor.

Julia Kasım yaptığı analizde, 2006 savaşının ardından Siyonist varlığın itibarını kurtarmak için kazanan olmadığı iddiasını ortaya attığına değindi.

2006'daki savaşta İsrail'in başarısız hedeflerine rağmen Hizbullah, bir İsrail işgalini püskürtme ve önemli askeri kayıplara neden olma kapasitesine sahipti. 

Kasım, 2008 yılına gelindiğinde, bir İsrail soruşturmasının nihayet ordunun eksikliklerini kabul ettiğini ve Siyonist varlığın başarısızlıklarını hava kuvvetlerine aşırı bağımlılığa ve yetersiz askeri hazırlık ve uzmanlığa bağladığını belirtti. 

Kasım'a göre, bu faktörler İsrail'in 2014 ve 2021'de Gazze'ye yönelik bombardıman ağırlıklı saldırılarında ve Siyonist varlığın kendisini birden fazla cephede yenilginin eşiğinde bulduğu mevcut Aksa Tufanı durumunda da başını ağrıtmaya devam etti.

Refah'a yapılan saldırının ardından Hizbullah İsrail'e yönelik saldırılarını arttırdı ve kilit noktaları hedef almakta daha hassas olduklarını gösterdi. 

Bu durum Kiryat Şimona ve Golan Tepelerindeki askeri üslerin önemli ölçüde vurulmasına yol açtı. 

İsrailli yetkililer şimdi Lübnan'ı savaşla tehdit ediyor ve Gallant Gazze'deki son başarısızlıklarına rağmen Litani'ye tank göndermekle övünüyor.

Hizbullah, 8 Ekim'den bu yana işgal altındaki Filistin sınırında İsrail askeri altyapısını başarılı bir şekilde engelledi ve zayıflattı.

Julia Kasım, Siyonist varlığın, Güney Lübnan'ı işgal etmek için sürekli talep ve tehditlerde bulunduğunu ancak, 2006 Lübnan savaşının sonuçlarının da gösterdiği gibi, İsrail'in Lübnan'da bir kara harekâtı başlatmaktan aciz olduğunun açık olduğunu yazıyor.

Buna ek olarak, İsrail, Hizbullah ile havada rekabet etmekte giderek daha da aciz kalıyor.

İsrail daha zayıf bir hava gücüne sahip olmasına rağmen tarihsel olarak Arap komşularına karşı hava üstünlüğünü elinde tuttu.

İsrail Hava Kuvvetleri 2006 savaşı sırasında "mükemmel" olarak övüldü ancak sonuçta önemli askeri veya siyasi kazanımlar elde edemedi. 

Hizbullah, İsrail'in kara işgali girişimlerini başarıyla püskürttü ve düşük teknolojili kaynaklarla bile teknolojik olarak gelişmiş bir orduyu yenebileceklerini gösterdi. 

Şimdi Hizbullah tırmanma, karşılık verme ve yoğunluk şartlarını dikte ederek topu kendi sahasına atıyor.

El-Meyadin'deki analizde de vurgulandığı üzere, odak noktası artık Hamas'a baskı yapmaktan ziyade Hizbullah'a baskı yapmaya kaydı.

Siyonist varlık ve ABD, Lübnanlı Direniş grubundan Hamas üzerinde nüfuz sahibi olmasını istiyor.

ABD ve Fransa'nın önceki baskılarına rağmen Hizbullah sınırda İsrail'e karşı operasyonlarına devam ediyor. 

Eski İsrail işgal güçleri askeri ve Biden elçisi Hochstein, işgal altındaki Şebaa çiftliklerindeki Hizbullah operasyonlarını sınırlandırmak amacıyla Lübnan'a geri döndü. 

Son olaylar arasında Hizbullah'ın 5 Hermes ve 2 Skylark insansız hava aracını düşürmesinin yanı sıra İsrail jetlerini uçaksavar füzeleriyle geri püskürtmesi de yer alıyor.

Hizbullah bir İsrail savaş uçağını düşürme girişiminde bile bulunarak harekete geçmeye hazır olduklarını gösterdi.

İsrail'in Lübnan'daki askeri operasyonları artık engellenirken, Hizbullah'ın işgal altındaki Filistin'e yönelik hareketleri kontrolsüz kalıyor. 

Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah 2019'da İsrail'in hava üstünlüğünün azaldığını ilan etti ve İsrail'in Lübnan üzerindeki insansız hava araçlarını düşürme sözü tutuldu. 

İsrail 2022'de işgal altındaki Filistin hava sahasına giren bir Hizbullah insansız hava aracını engelleyemedi.

Aynı yıl Hizbullah Akdeniz'deki Kariş gaz sahası üzerinde bir insansız hava aracı uçurarak İsrail ve ABD'nin kontrolüne meydan okudu. 

Hizbullah uçaksavar füzelerini yenilerken, görevden ayrılan İsrail Hava Kuvvetleri komutanı Lübnan semalarında kontrolü kaybettiğini itiraf etti.

Julia Kasım, kısa bir süre önce İsrail'in Lübnan hava sahasını serbestçe işgal etmesini, Siyonist varlığın uzun zamandır iddia ettiği hava üstünlüğünün ve güvenliğinin kaybı olarak yorumluyor. 

İsrail'in Gazze'de yenilgiyle karşı karşıya olduğu gerçeği bir yana, kara işgali iddiaları da gittikçe gülünçleşiyor.

İsrail artık sadece işgal altındaki Filistin topraklarında ve Lübnan sınırında değil, aynı zamanda Lübnan'da ve bölgede de körleşmiş durumda. 

Yazara göre, ABD ve Fransa'nın Lübnan hükümetine yalvarması ya da Katar üzerinden Filistinlilere ve Filistin Direnişine blöf yapması, hem Washington hem de Tel Aviv'in uğradığı büyük kayıpları hafifletmeye çalışan ABD'nin kaybettiği müzakere gücünü geri getiremez.  

Son olarak 27 Haziran'da Hizbullah Bera kışlasını ateşe vererek İsrail'in gökyüzündeki saldırı kabiliyetlerini ciddi şekilde etkiledi ve Demir Kubbe savunma sistemini etkisiz hale getirdi. 

Lübnan Direnişi Demir Kubbe bataryalarını, fırlatma alanlarını ve sistemlerini hedef alarak sistemin açıklarını ortaya çıkardı ve İsrail'i savunma hava gücü açısından tehlikede bıraktı. 

Ayrıca Yemen Ensarullah Hareketi başarılı deniz operasyonları düzenleyerek İsrail bağlantılı gemileri hedef almak ve ele geçirmek suretiyle İsrail üzerinde baskı oluşturdu. 

İsrailli ve Amerikalı askeri yetkililer, İran'ın hava savunma silahlarında kaydettiği ilerlemenin İsrail'in konumunu daha da zayıflatabileceğinden endişe duyuyor.

ABD, İran'ın gelişmiş donanım sistemlerinden ve karadan havaya son derece etkili füzelerinden uzun süredir endişe duyuyor. 

Direniş Ekseni'ndeki diğer bölgesel müttefikler de İsrail ve Amerika'nın askeri üstünlüğüne etkili bir şekilde meydan okuyabileceklerini gösterdiler ki Kasım bunun da Siyonist projenin devamı için varoluşsal düzeyde bir tehdit oluşturduğunu bildiriyor.

Hizbullah bir İsrail saldırısını caydırmakta başarılı oldu ve 2006 Ağustos'unda da görüldüğü gibi İsrail işgalinin uygulanabilir bir seçenek olmadığını açıkça ortaya koydu.

Tel Aviv, Lübnan'a saldırı tehdidini Haziran ortasından Temmuz ortasına kadar güncelledi ancak Siyonist varlığın artık bırakın sonuçları, tırmanışın hızı ya da seyri üzerinde bile kontrolü olmadığı aşikar. 

Muhammed Nasır Ebu Ni'me'nin öldürülmesi gibi üst düzey Hizbullah komutanlarına yönelik suikastlar bile İsrail'i Direnil Ekseni'ni kontrol etmeye yaklaştırmadı.

Julia Kasım makalenin bu noktasında, öngörülebilirlik İsrail'in umutsuz tutunduğu bir dalsa eğer diyerek, Seyyid Nasrallah'ın 24 Mayıs'ta Siyonist varlığa verdiği "sürprizler" sözünü tekrar hatırlattı.

El-Meyadin'deki analizinin sonunda araştırmacı Kasım şöyle söylüyor: 

''Hizbullah ile Siyonist varlık arasında İsrail'in kışkırttığı topyekûn savaşın başlayıp başlamayacağı hala bir soru işareti ancak işgalcilerin çöküşe doğru gittiği artık bir sır değil.''