YDH- Amerikan haber sitesi Axios'a göre, İsrail Pazartesi günü saatler süren bir kaos yaşadı.
Aşırı milliyetçi politikacılar tarafından cesaretlendirilen İsrailli 'siviller', Filistinli rehinelerin tutulduğu askeri üsse girdi.
İsrailli 'siviller', bir süre sonra İsrail ordusunun askeri mahkemesinin bulunduğu başka bir üsse girdi.
Olaylar, Pazartesi günü, İsrail ordusunun Sde Teiman askeri üssündeki Force 100 biriminde görev yapan dokuz yedeği gözaltına almasıyla başladı.
Filistinli rehinelerin tutulduğu Sde Teiman'daki soykırım ve süreğen işkence, 6 Haziran'da The New York Times tarafından yayımlanan yeni bir makaleyle gündeme getirilmişti.
İsrailli yetkililer, doktorlar ve askerlerle yapılan röportajları içeren rapor, Sde Teiman'daki rehinelere yönelik muameleye ilişkin şok edici ayrıntıları ortaya koydu.
Televizyon kanalları olay yerinden canlı yayın yaparken ve savunma teşkilatıyla siyasi sistem gelişen olaylarla uğraşırken İsrail 12 saat boyunca kargaşanın içinde kaldı.
Axios'a göre, ülkenin askeri liderleri, Hizbullah'a karşı başka bir cephede savaşı tetikleyebilecek olası bir saldırı için endşelenirken kendi üslerini iç çatışmadan korumaya odaklanmak zorunda kaldı.
Axios, dünkü olayların İsrail toplumu içindeki bölünmeleri derinleştireceğini ve Gazze'deki savaş ve Lübnan'da Hizbullah ile bir tırmanışın ortasında ordunun zayıflayacağını bildirdi.
7 Ekim'de Hamas'ın başkaldırmasından bu yana İsrail'de yaşanan en ciddi siyasi şiddet olayı olarak aktarılan kaos, Axios'a göre, İsrail'in yaşadığı iç krizi daha da derinleştirecek.
Sde Teiman'da neler yaşandı?
İsrail gazetesi Haaretz, 7 Ekim'den bu yana tesiste 30'dan fazla rehinenin öldürüldüğünü bildirdi.
İsrail ordusu, geçtiğimiz haftalarda önemli uluslararası eleştirilerle karşılaştıktan sonra gözaltı merkezini kapatmaya başlamıştı.
''İsrailli insan hakları örgütleri'' de üste yaşandığı iddia edilen ihlallerle ilgili olarak ülkenin Yüksek Mahkemesi'ne başvurmuştu.
İsrail basınında yer alan haberlere göre, dokuz yedek askerin eylemlerine ilişkin askeri polis soruşturması birkaç hafta önce, tesiste gözaltına alınan bir Filistinli rehinenin vücudunun mahrem bölgelerinden birinde kanama olması üzerine hastaneye kaldırılmasının ardından başladı.
Onu muayene eden doktor, kendi başına yapamayacağı yaralanmalara maruz kaldığı sonucuna vardı.
İsrail basınında yer alan haberlere göre yedek askerler, mahkumlara yönelik cinsel saldırı ve tecavüzü de içeren tacizlerle bağlantılı olarak gözaltına alındı.
Askeri polis birimi üsse vardığında, yedek askerlerden birkaçı onlara direndi ve sorgulama için içeri girmeyi reddetti.
Askeri polis baskınına ilişkin ilk haberlerin ve videoların sosyal medyada yayınlanmasının ardından aşırı milliyetçi bakanlar Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich ile Netanyahu'nun Likud partisinden bazı bakanlar tutuklamaları kınayan açıklamalar yaptı.
İsrail ordusu üst düzey komuta kademesinin teröristlerle karşı karşıya olan askerleri aşağıladığını söyleyen bakanlar, destekçilerine tutuklamaları protesto etmek için İsrail'in güneyindeki üsse geleceklerini söyledi.
İsrailli 'siviller' tecavüzcülerin salınıverilmesi için mahkemeye zorla girdi
Kısa bir süre sonra, aralarında Ben-Gvir ve Smotrich'in aşırı sağcı partisinden birkaç milletvekilinin de bulunduğu yüzlerce protestocu üsse geldi ve onlarca Filistinli rehinenin tutulduğu üsse girdi.
irkaç saat sonra tutuklanan yedek askerlerin artık orada olmadıkları anlaşılınca üssü terk ettiler.
Protestocular daha sonra Tel Aviv'in 30 dakika kuzeyinde bulunan ve askeri polis merkezi, İsrail ordusu gözaltı merkezi ve İsrail ordusu mahkemesine ev sahipliği yapan başka bir askeri üsse geçtiler.
Mahkemeye zorla girdiler ve yedek askerleri serbest bırakmak için gözaltı merkezine zorla girmeye çalıştılar.
Yedek askerlerin bağlı olduğu birliğin birkaç üyesi üniformalı, silahlı ve yüz maskeli olarak protestoculara katıldı.
İsrail ordu yetkililerine göre, Bakan Ben-Gvir'in yetkisi altındaki İsrail polisi ayaklanmalar sırasında nispeten pasif kaldı ve iki üsteki protestoculardan hiçbirini tutuklamadı.
Yerel saatle Pazartesi gecesi İsrail ordusu Genelkurmay Başkanı General Herzi Halevi, İsrail ordusunun Lübnan'daki Hizbullah'a karşı olası bir saldırısıyla ilgili olarak katıldığı toplantıları iptal ederek protestocular tarafından kuşatılmış olan askeri polis karargahına geldi.
Halevi üsse vardığında çok sayıda protestocu kendisine karşı sloganlar attı ve istifa etmesi çağrısında bulundu.
Protestocular İsrail ordusu başsavcısının evine de gelerek onu vatan haini ilan etti.
İsrail ordusu ayrıca askeri polis üssünü korumak için Batı Şeria yakınlarında konuşlu muharip birlikleri çağırmak zorunda kaldığını açıkladı. Protestocular yerel saatle gece yarısı civarında bölgeden ayrıldı.
Netanyahu, ilk üsse yapılan saldırıdan iki saat sonra ofisinden yapılan ve üsse yapılan saldırıyı kınadığını ve derhal sükunet çağrısında bulunduğunu belirten tek satırlık bir açıklama dışında olaylarla ilgili yorum yapmadı.
Kabineden sadece Savunma Bakanı Yoav Gallant ve İçişleri Bakanı Moshe Arbel üslere yapılan saldırıyı kınadı.
Hükümetin geri kalan bakanları ya yedek askerleri destekledi ve İsrail ordusu başsavcısına saldırdı ya da sessiz kaldı.
Axios'a göre, bu kaotik olaylar, özellikle 7 Ekim'den sonra Netanyahu hükümetleri döneminde İsrail'deki aşırı milliyetçilerin ne kadar cesaretlendiğini gösteriyor.
Amerikan haber sitesinde yer alan habere göre, bu siyasetçiler tecavüz suçlamasıyla yargılanacak askerler barındıran bu orduyu “liberal” bir kurum ve ortadan kaldırılması gereken “derin devletin” bir parçası olarak nitelendiriyor.