YDH- Lübnan'dan yayın yapan The Cradle'a göre, İran'ın Birleşmiş Milletler elçisi Emir Said İrevani 1 Ağustos'ta bir açıklama yaptı.
İrevani, yaptığı açıklamasında ABD, İngiltere ve Fransa'nın, Rusya'nın BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye'nin Tahran'da öldürülmesini kınayan açıklama önerisini engellediğini söyledi.
Çarşamba gecesi yapılan acil BMGK toplantısının ardından Rus basınına konuşan İrevani, "Rusya'nın İsrail'in iğrenç eylemini kınayan açıklama önerisi ABD, İngiltere ve Fransa tarafından engellendi" dedi.
İranlı diplomat, "İşgalci İsrail rejimini işlediği vahşetten sorumlu tutmak artık kesinlikle gereklidir; bu rejimin hesap vermekten ve işlediği ihlallerin sonuçlarından kaçmasına izin verilmemeli'' diye ekledi.
İrevani oturum sırasında Tahran'ın "uluslararası hukuka uygun olarak meşru müdafaa hakkını saklı tuttuğunu" vurguladı.
İran'ın Birleşmiş Milletler elçisi Emir Said İrevani şunları da söyledi:
"Stratejik bir müttefik ve İsrail rejiminin bölgedeki başlıca destekçisi olarak ABD'nin bu korkunç suçtaki sorumluluğu göz ardı edilemez. Bu eylem ABD'nin izni ve istihbarat desteği olmadan gerçekleşemezdi."
BMGK daimi üyeleri Rusya ve Çin İsrail'in İran ve Lübnan başkentlerine yönelik saldırılarını şiddetle kınarken, Tel Aviv'i Gazze'deki ateşkes görüşmelerini bir kez daha sabote etmek ve bölgeyi topyekûn savaşın eşiğine getirmekle suçladı.
Çin'in BM Daimi Temsilcisi Fu Cong toplantı sırasında yaptığı açıklamada "Çin bu olayın bölgeyi daha da istikrarsızlaştırma potansiyelinden derin endişe duymaktadır" dedi.
Ayrıca, Fu Cong, "Çin, İsrail'in Beyrut'un güneyine yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere, son dönemde gerçekleştirilen sorumsuz eylemlere şiddetle karşı çıkmakta ve bunları kınamaktadır" dedi.
Fu ayrıca Tel Aviv'i Gazze'deki tüm askeri eylemleri durdurmaya çağırdı.
Çin Daimi Elçisi, ''etkili ülkelerin Gazze'deki savaş alevlerini söndürmek için daha fazla baskı yapmaları ve daha güçlü bir şekilde çalışmaları" gerektiğini vurguladı.
Rusya'nın BM birinci elçi yardımcısı Dmitry Polyansky de Haniye'nin öldürülmesini kınayarak bunu İran'ı savaşa sürüklemeye yönelik bir "girişim" olarak nitelendirdi.
Polyansky, "Bu provokatif saldırı Hamas liderinin İran İslam Cumhuriyeti'nin seçilmiş Cumhurbaşkanı Mesud Pizişkiyan'ın yemin törenine katılmak üzere resmi bir davet üzerine İran'da bulunduğu sırada gerçekleştirilmiştir. Bu siyasi suikastın arkasındakiler, sonuçlarının tüm bölge için ne kadar tehlikeli olabileceğini fark etmeliydiler" dedi.
Rus diplomat sözlerini şöyle sürdürdü: "Önde gelen siyasi ve askeri şahsiyetlerin hedef gözetilerek tasfiye edilmesine yönelik yanlış uygulama Ortadoğu'yu bölge çapında bir savaşın eşiğine getiriyor."
Filistin Devleti'nin BM Daimi Gözlemci Yardımcısı Feda Abdülhadi Naser, toplanan diplomatlara küresel toplumun "barış ve güvenlik" ile "İsrail'in hepimizi uçuruma sürüklemesine" izin vermek arasında "bir seçim yapması gerektiğini" söyledi.
Naser, "İsrail onlarca yıldır Filistinlilerin zalimi, işkencecisi ve katilidir ve bölgemizin uzun süredir devam eden istikrarsızlaştırıcısıdır" dedi.
Lübnan'ın BM Daimi Temsilci Vekili Hadi Haşem, İsrail'in bu hafta Beyrut'un Dahiye banliyösüne düzenlediği saldırının bir "meşru müdafaa" eylemi olduğu yönündeki iddiaları reddetti.
"İsrail'in işgal altında tuttuğu halkı korumaya çalıştığı iddiası tam bir ikiyüzlülük göstergesidir" diyen Haşem sözlerini şöyle sürdürdü:
"İsrail'in asıl amacı çatışmaları uzatmak ve tırmandırmaktır. Gazze'de on binlerce çocuğun katilinin, işgal altındaki Suriye Golan'ındaki çocuklar için gözyaşı dökmesi ise ironiktir."
Benzer şekilde Suriye'nin BM Büyükelçisi Kusay el-Dahhak da "Mecdel Şems'te işlenen suçtan İsrail'in sorumlu olduğunu" vurguladı.
El-Dahhak, bölgenin Suriye'ye ait olduğunu belirterek İsrail'i bölge devletlerine yönelik saldırganlığını sürdürmek için Dürzi toplumuna yönelik saldırıyı silah olarak kullanmakla suçladı.
ABD'nin BM Büyükelçi Yardımcısı Robert Wood, İran üzerinde etkisi olan BMGK üyelerine İsrail ve diğer aktörlere karşı vekâlet çatışmasını tırmandırmaması için İran üzerindeki baskıyı arttırmaları çağrısında bulundu.
Fransa ve İngiltere de ABD'ninkine benzer bir tutum sergileyerek Gazze'de "acil ateşkes" çağrısını yinelediler ve İran'ın "bölgedeki istikrarsızlaştırıcı aktörlere" verdiği desteği kınadılar.