YDH- The Cradle'da yayımlanan analiz, Sinvar'ın atanmasının sadece İsrail'in aylardır yürüttüğü soykırıma bir tepki değil, aynı zamanda çeşitli Filistinli gruplar arasında birliği beraberliği teşvik etmeye yönelik stratejik bir dönüşe de işaret ettiğini vurguluyor ve Sinvar'ın İsrail işgali bağlamındaki önemli rolünü tartışıyor.
Dizginleri ele alan Yahya Sinvar ile Hamas, İsrail'e karşı mücadeleyi yoğunlaştırmaya hazırlanıyor. Direniş Ekseni ile derin bağları olan stratejik bir adam olan Sinvar, hem ateşkes hem de Filistinliler için siyasi bir zafer kazanmayı hedefleyecek.
Filistin'in geleceği, İsrail ile çatışmayı yeniden şekillendiren ve hem yeni zorluklar hem de yeni fırsatlar sunan önemli bölgesel ve uluslararası olayların damgasını vurduğu kritik bir kavşakta bulunuyor.
İsrail'in 31 Temmuz'da Hamas'ın siyasi büro başkanı İsmail Heniye'yi İran Cumhurbaşkanı Mesut Pizişkiyan'ın yemin törenine katılmak üzere gittiği Tahran'da feci bir şekilde öldürmesi bu olaylardan biriydi.
Tel Aviv'in pragmatik ve nispeten ılımlı Filistinli üst düzey müzakereciyi İslam Cumhuriyeti'nin misafiri olduğu sırada öldürme kararı, tüm sınırların bariz bir şekilde aşılması olarak görüldü. Bu eylem aynı zamanda Tel Aviv'in Gazze'ye yönelik savaşının siyasi bir yenilgisi olarak gördüğü kalıcı bir ateşkes ihtimalini de ortadan kaldırmayı amaçlıyordu.
Heniye'nin böylesine kritik bir noktada şehit edilmesi, özellikle de yardımcısı Salih el-Aruri'nin bu yılın başlarında Beyrut'un güney banliyösünde öldürülmesi göz önüne alındığında, Filistin direniş hareketinin gelecekteki liderliğine ilişkin soru işaretlerini arttırdı.
Heniye'nin öldürülmesinden sadece bir gün önce İsrail'in Hizbullah komutanı Fuad Şukur'u öldürdüğü yer de aynı bölgeydi.
Son 10 aydır Gazze'deki Filistinliler, İsrail işgalinin Filistin yaşamının tüm yönlerini hedef aldığı ve direniş liderlerini hem yurt içinde hem de yurt dışında sistematik olarak öldürüldüğü bir imha savaşı olarak tanımlanabilecek bir durumla karşı karşıya kaldılar.
Dolayısıyla bu hafta Yahya Sinvar'ın Gazze'de Heniye'nin halefi olarak seçildiğinin açıklanması hem İsrail işgali için bir sürpriz hem de Filistinliler ve grupları arasında bir kutlama nedeni oldu.
Neden Yahya Sinvar? Neden şimdi?
Sinvar birkaç nedenden ötürü doğal bir seçimdi. Heniye'nin yardımcısı ve Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki lideriydi, bu da onu Aruri'nin suikastının ardından derhal halefi olarak konumlandırdı.
Geçen yılki Aksa Tufanı Operasyonu'nun önde gelen mimarlarından biri olan Sinvar'ın atanması Tel Aviv'e doğrudan bir meydan okuma olarak görülebilir, Hamas'ın silahlı direnişe olan bağlılığını yeniden teyit eder ve stratejik yeteneklerine olan güveni gösterir.
Ayrıca Sinvar'ın Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları ile yakın ilişkisi, hareketin hem siyasi hem de askeri işlerini etkin bir şekilde yönetmesini sağlıyor. İran, Hizbullah ve daha geniş Direniş Ekseni gibi önemli bölgesel müttefiklerle olan güçlü bağlantıları da Hamas'ın stratejik konumunu güçlendiriyor.
Üst düzey görev için düşünülen bir diğer aday olan Halid Meşal, Heniye'nin yardımcısı ve siyasi büronun eski başkanı olmasına rağmen bu sefer liderlik ringine çıkmamayı tercih etti.
Suriyeli muhaliflere verdiği destek nedeniyle Tahran ve Şam'la ilişkileri gerilen Meşal daha önce liderlik konusunda isteksiz olduğunu belirtmişti. Bu sayede diplomatik çabalara ve Hamas'ın Katar ve Türkiye gibi kilit siyasi ve mali ortaklarıyla ilişkilerini sürdürmeye odaklanabilecek.
Onun bu kararı, Tahran ve Batı Asya Direniş Ekseni'nin diğer üyeleriyle test edilmiş ve sağlam bağların elzem görüldüğü mevcut militarize bağlama daha uygun olduğu düşünülen Sinvar'ın liderliği üzerinde oybirliğiyle mutabakata varılmasının yolunu açtı.
Sinvar'ın gözetiminde yeni zorluklar
Her ne kadar Hamas'ın siyasi bürosu ve Genel Şura Konseyi, geçici bekçi Ebu Ömer Hasan liderliğinde Yahya Sinvar'ı hareketin yeni lideri olarak seçmiş olsa da, Sinvar'ın atanması Filistinli gruplar ve ulusal şahsiyetler tarafından geniş destek gördü ve bu destek Aksa Tufanı Operasyonu'nun devamı ve İsmail Heniye'nin öldürülmesine verilen haklı bir siyasi yanıt olarak görüldü.
Ancak bu başarı Gazze'de müzakerelerin geleceği ve kalıcı bir ateşkes için ne anlama geliyor? Sinvar'ın geçmiş müzakereleri yönettiğini, Filistinli mahkumların dosyasını idare ettiğini ve 20 yılı aşkın bir süre İsrail hapishanelerinde kalarak İbranice öğrendiği için İsrail toplumunu derinlemesine anladığını belirtmek gerekir.
Dolayısıyla Sinvar'ın genel gözetimi altında Hamas'ın Gazze'deki başkan yardımcısı Halil el-Hayya tarafından yürütülecek olan görüşmeleri sürdürmesi bekleniyor.
Filistin uzlaşması, bölgesel ittifaklar
23 Temmuz'da Çin'in başkenti Pekin'de el-Fetih, Hamas ve diğer Filistinli gruplar arasında Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi'nin gözetiminde bir anlaşma imzalandı. Sinvar, Filistin'in birleşmesi için önemli bir atılım olan uzlaşmayı ve önerilen ulusal birlik hükümetinin kurulmasını destekliyor.
Sinvar'ın 2014'te Sahil Anlaşması'nın mühendisliğini yapması ve 2017'de geçişleri Filistin Yönetimi'ne devretmesi, ABD ve İsrail destekli Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'la bile ulusal ortaklık ve uzlaşmaya olan bağlılığını gösteriyor. Sinvar'ın yeni liderlik rolünde bu çabaları daha da güçlendirmesi bekleniyor.
Bölgesel düzeyde ise Hamas'ın yeni lideri İran, Lübnan ve Mısır ile ilişkilere öncelik veriyor. İsrail ile normalleşen ilişkilere rağmen Kahire, Gazze'ye yakınlığı ve tarihi etkileşimleri nedeniyle Sinvar tarafından önemli bir komşu olarak görülüyor.
Aynı şekilde Hizbullah'ın desteği için Lübnan'a, stratejik desteği ve silah ve uzmanlık sağlaması için de İran'a bakıyor. Sinvar, bir konuşmasında bölgesel bakış açısını özetleyerek İslam peygamberi Hz. Muhammed'in bir hadisine atıfta bulunuyordu. ''Şam'da bir asker, Irak'ta bir asker ve Yemen'de bir asker" hadisine atıfta bulunarak Cephelerin Birliği stratejik vizyonunu yansıtıyordu.
Ayrıca Sinvar, Rusya ve Çin ile bağlarını güçlendirmeye ilgi duyduğunu ifade ederek çok kutuplu bir düzene ilişkin geniş uluslararası vizyonunu ortaya koymuştur.
Filistin direnişi için belirleyici bir an
İsrail işgali için büyük bir tehdit olan Sinvar, Tel Aviv tarafından Aksa Tufanı'nın baş mimarı olarak görülüyor. Başbakan Benjamin Netanyahu da dahil olmak üzere İsrail yönetimi, Sinvar öldürülmeden çatışmanın sona ermeyeceğine inanıyor.
Dolayısıyla Hamas, mevcut liderini koruma mücadelesiyle karşı karşıyayken Sinvar da ABD destekli işgal ordusuna karşı direnişi sürdürmek ve liderlik etmek zorunda.
İsrail'in etnik temizlik kampanyası Sinvar'ın liderliğinde durursa, önemli değişiklikler bekleniyor. Sinvar, Gazze halkının direncini siyasi kazanımlara dönüştürme ve Batı Asya'nın Direniş Ekseni'ndeki bağları güçlendirme potansiyeline sahip.
Önümüzdeki günler Yahya Sinvar'ın liderliğindeki Hamas için hem zorluklar hem de fırsatlar sunuyor.
Hareket, işgal varlığına karşı gecikmiş misillemelere hazırlanırken Tahran, Sana'a ve Beyrut'tan gelen taktiksel desteğin artmasıyla birlikte konumunu sağlamlaştırmak ve önemli politika ve stratejik değişimleri hayata geçirmek için gerçek bir şansa sahip.
Çeviri: YDH