YDH- Gazeteci Jonathan Cook'un kaleme aldığı, İsrail'in kuruluşunu çevreleyen tarihsel anlatının temelden hatalı olduğunu savunan metin, 75 yılı aşkın bir süredir Filistin halkına karşı sürekli olarak etnik temizlik ve şiddet uygulayan bu suç makinesinin doğumunda Batılı yardımı olduğunu ancak sömürgeci proje üzerine söylenilegelen yalanların artık işe yaramaz olduğunu vurguluyor.
Yukarıdaki manşet Middle East Eye'da yayınlandı. İsrail'in küçük, kuşatılmış ve tamamen yok edilmiş Gazze'deki Filistinlileri etnik olarak temizlemek için düzenlediği bir başka operasyonla ilgili bir manşet daha.
Çeyrek asırdan daha uzun bir süre önce İsrail tarihi üzerine çalışmaya başladığımda, sözde uzmanlar, Filistinlilerin Nakba ya da Felaket olarak adlandırdıkları İsraillilerin 1948'de 750 bin Filistinlinin evlerinden etnik olarak temizlenmesinden neden sorumlu tutulmaması gerektiğini açıklamak için pek çok mazeret öne sürdüler.
Bana çoğu İsraillinin İsrail'in kuruluşu sırasında Filistinlilere karşı işlenen savaş suçlarına karışmadığı ve hiçbir şey bilmediği söylendi.
Bana Filistinlileri anavatanlarından sürmeye yönelik Süpürme Operasyonu gibi savaş suçlarına katılan İsraillilerin bunu sadece Avrupa'da yaşadıkları deneyimlerden dolayı travma geçirdikleri için yaptıkları söylendi, demek ki Holokost'un hemen ardından bu İsrailliler, Yahudi halkının hayatta kalması için Filistinlileri topluca sürmekten başka alternatifleri olmadığını düşünmüşler.
Bana etnik temizlik yapılmadığı söylendi.
Bana Filistinlilerin ilk çatışma belirtisinde kaçtığını çünkü toprakla gerçek bir tarihsel bağlarının olmadığını söylediler.
Bana Filistinlilerin yerlerinden edilmesinin, İsrailli liderlerin Filistinlilerin çıkarlarını en iyi şekilde düşündüğü şiddetli bir savaşın talihsiz bir sonucu olduğu söylendi. Söylediklerine göre, Filistinliler İsrail şiddeti yüzünden değil, bölgedeki Arap liderler tarafından kendilerine böyle bir emir verildiği için gitmişlerdi.
Hatta anlattıkları hikayeye göre, İsrail 750 bin mültecinin çoğuna daha sonra evlerine dönmeleri için yalvarmış da aynı Arap liderler inatla geri dönmelerini engellemiş.
Bu iddiaların her biri saçmalıktı ve tüm belgesel kanıtlarla doğrudan çelişiyordu. İsrail'in 75 yılı aşkın bir süredir Filistin halkına yönelik etnik temizlik ve katliamı sürdürdüğü bugün daha da netleşmiştir. Her İsrailli Gazze'de neler olup bittiğini tam olarak biliyor. israilliler her şeyi biliyor zira çocuk askerleri, camileri ve hastaneleri havaya uçurmaktan evlere rastgele ateş etmeye kadar işledikleri en son suçları gösteren videoları internette yayınlamaya devam ediyorlar. Anketler, küçük bir azınlık dışında tüm İsraillilerin, aralarında çocukların da bulunduğu on binlerce Filistinlinin ölümüne neden olan vahşeti onayladığını gösteriyor. Bu güruhun üçte biri ise İsrail'in barbarlıkta daha da ileri gitmesi gerektiğini düşünüyor.
Bugün İsrail televizyonlarında askerlerin Filistinli esirlere tecavüz ederken ne kadar acı çektirmelerine izin verilmesi gerektiğine dair tartışmalar yapılıyor. Bunu Kanal 12'de görebilirsiniz.
Eğer İsraillilerin ve Yahudilerin varoluşsal korkuları Holokost'un üzerinden çeyrek asır geçmesine rağmen hala Filistinlilerin öldürülmesini, tecavüze uğramasını ve etnik temizliğe tabi tutulmasını gerektiriyorsa, o zaman bu travmayı bir sorun olarak ele almalı ve daha fazla şımartmayı reddetmeliyiz.
Hala bombalanarak harabeye çevrilmemiş evleri olan az sayıda Gazze halkı evlerinden kaçıyor, Filistin'e bağlılıkları olmadığı için değil. İsrail'in kendileri için yarattığı kafesin bir bölümünden başka bir bölümüne kaçmalarının tek bir nedeni var: çünkü hepsi -erkekler, kadınlar ve çocuklar- acılarına ve kaderlerine en iyi ihtimalle kayıtsız kalan bir İsrail ordusu tarafından katledilmekten korkuyor.
Bugün İsrail'in Gazze'de sivilleri bombalamaktan aç bırakmaya kadar işlediği suçlardan herhangi birini pişmanlıkla işlediğine ya da liderlerinin Filistin halkı için en iyisini istediğine dair ciddi bir iddia ortaya atılamaz.
İsrail dünyanın en yüksek mahkemesinde soykırım suçundan yargılanıyor çünkü oradaki yargıçlar, İsrail'in Filistin halkına karşı olabilecek en kötü niyetlere sahip olduğundan şüpheleniyor.
İsrail'in kuruluşu konusunda onlarca yıldır bize yalan söylendi. İsrail her zaman bir yerleşimci sömürge projesiydi. ABD ve Avustralya'dan Güney Afrika ve Cezayir'e kadar diğer yerleşimci sömürge projeleri gibi, yerli halkı her zaman aşağı, insan olmayan, hayvan olarak gördü ve onları ortadan kaldırmaya kararlıydı.
Bugün apaçık doğru olan şey, İsrail'in doğumunda da doğruydu. İsrail günah içinde doğdu ve günah içinde yaşamaya devam ediyor.
Bizler, Batılılar, 1948'de onun suçlarına yardım ettik ve bugün de yardım etmeye devam ediyoruz. Hiçbir şey değişmedi, bahanelerin artık işe yaramaz olması dışında.