YDH - İbrahim Anlaşmaları olarak bilinen Siyonist rejimle normalleşme anlaşmalarının imzalanmasından yaklaşık dört yıl sonra İsrail, ABD Avrupa Komutanlığı'ndan (EUCOM) ABD Merkez Komutanlığı'na (CENTCOM) geçmesinin de gösterdiği gibi askeri ittifaklarında önemli bir değişim yaşıyor.
Bu hamle İsrail'i Orta Doğu'daki Batı yanlısı askeri koalisyonun aktif bir ortağı olarak konumlandırdı ve bazı analistlere göre operasyonel etkileri NATO'nunkileri aştı.
Bu geçiş şimdiden somut sonuçlar vermeye başladı. İran'a 13-14 Nisan'da İsrail'e füze ve insansız hava araçlarıyla düzenlediği operasyonda ABD ve rejimin bölgedeki müttefikleri harekete geçti.
Yedioth Ahronoth gazetesinden Ron Ben Ishai'nin analizinde, "Bu yeni düzenleme İsrail'in ABD ile iki farklı diplomatik kanalı; hükümetler arasında, özellikle Başkan Joe Biden'ın Demokrat yönetimiyle anlaşmazlıkların yaşandığı sivil-siyasi kanal ve işbirliği ve profesyonellik ile karakterize edilen 'diplomatik-askeri' kanalı sürdürmesine olanak tanıyor," denildi.
Siyasi düzeyde ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, operasyonel düzeyde ise İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ve General Kurilla tarafından denetlenen askeri kanal, siyasi gerilimlere rağmen İsrail'e silah sevkiyatının artmasını sağladı.
İsrail-ABD askeri işbirliği konusunda bilgi sahibi İsrailli bir yetkili, gazeteye verdiği demeçte silah sevkiyatının hızlanmasına atıfta bulunarak “Biri hariç neredeyse tüm engeller aşıldı," ifadesini kullandı.
Yetkili, hassas güdümlü bombalar bir tartışma konusu olmaya devam ederken, yedek parçalar ve 50 adet son model F-15 jetinin satın alınması için onay da dahil olmak üzere diğer teçhizat ve silahlara yeşil ışık yakıldığını vurguladı.
Anlaşma aynı zamanda İsrail'in resmi diplomatik ilişkilerinin olmadığı ülkelerle işbirliği yapmasına da kapı açtı.
Suudi Arabistan, Kuveyt ve İsrail'den üst düzey askeri yetkililer artık CENTCOM'un Florida'daki karargahındaki görüşmelere katılarak istihbarat alışverişi ve operasyonel koordinasyon sağlıyor.
CENTCOM'un İran'ı caydırmaya, Direniş Ekseni ile mücadeleye ve stratejik rekabete öncelik veren görev tanımı, rejimin çıkarlarıyla yakından örtüşüyor.
Bu uyum, erken uyarı sistemleri ve bölgede önemli bir ABD deniz varlığı da dahil olmak üzere kapsamlı bir savunma ağının geliştirilmesine olanak sağladı.
Ancak bu destek, İran'la olası bir çatışmada itidal ve Gazze'yle ilgili müzakerelerde esneklik gibi ABD'den üstü kapalı beklentileri de beraberinde getiriyor.
Ishai, "Biden yönetimi, İsrail'in stratejik kararlarını etkilemek ve çatışma sonrası Gazze'deki siyasi manzarayı yeniden şekillendirmek için bu askeri işbirliğinden yararlanıyor gibi görünüyor," dedi.