YDH - Amerikan National Interest dergisi, ABD’nin Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde Ensarullah'a karşı orantılı bir yanıt vermekte zorlandığını bildirdi.
Dergide yer alan makalede, Bab’ul Mendeb Boğazı’nda Yemen direnişini hedef alan çabaların, Washington yönetimini daha büyük bir çıkmaza soktuğu vurgulandı.
National Interest, Washington’un Pasifik’ten önemli uçak gemilerini Bab’ul Mendeb’e yönlendirdiğini ve bu stratejik bölgeyi Avrupa-Atlantik, Orta Doğu ve Hint Okyanusu kadar önemli hale getirdiğini belirtti.
Dergiye göre, bu gemilerin bölgede 24 saat hazır bulundurulması gerekliliği, ABD donanmasının sınırlı kaynaklarını zorlayarak, diğer küresel tehditlere karşı hazır olma kapasitesini zayıflatıyor.
Dergi, ABD’nin, Yemen’den gelen füze ve insansız hava araçlarını engellemek için 1 milyar dolarlık nadir ve elde edilmesi zor mühimmat harcadığını; ancak sorunun temel nedenlerini çözmek yerine, yüzeydeki tehditlerle uğraşmayı tercih ettiğini kaydetti.
Ayrıca, Beyaz Saray ve Savunma Bakanlığı’nın Aden Körfezi’nde yeni bir deniz üssü kurma yönündeki fiili adımlarının, mevcut donanma filosu üzerinde daha fazla baskı oluşturacağına dikkat çekildi.
National Interest, ABD’nin Yemen’e yönelik askeri stratejisinin etkinliğini sorgulayarak, “Kızıldeniz üzerinden geçen dünya deniz ticaretinin yüzde 14’ünü tehdit eden Yemen’e karşı ABD uçak gemilerinin üçte birinin sürekli olarak tahsis edilmesinin faydası nedir?” sorusunu yöneltti.
Dergi, bu harcamaların ve kaynak tahsislerinin, Çin gibi diğer büyük tehditlere karşı caydırıcılığı azaltabileceği uyarısında bulundu.
Dergi ayrıca, stratejik düzeyde orantılı yanıtın, kullanılan güce karşı benzer düzeyde güç kullanmak değil, harcanan kaynakların ve çabaların elde edilen sonuçlarla dengeli olmasını gerektirdiğini savundu.
Mevcut durumda, ABD’nin Yemen’deki stratejisinin bu dengeyi sağlayamadığını ve zarara uğradığını belirtti.
National Interest, ABD’nin Ensarullah'a karşı harcadığı tüm çabalara rağmen, Bab’ul Mendeb Boğazı’nın hala tehlikeli olmaya devam ettiğini kaydetti.
Dergi, Kızıldeniz’deki ticaret güvenliğinin ABD için hayati bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak, Biden yönetiminin stratejisinin bu zorluğu aşmakta yetersiz kaldığını ifade etti.