YDH - Siyonist rejimin ekonomisi endişe verici sıkıntı belirtileri gösteriyor, ancak hükümet yaklaşan mali krizi ele almak yerine iç çekişmelere ve provokasyonlara odaklanmaya devam ediyor.
Son veriler, işgal altındaki toprakların istikrarını tehdit eden birkaç rahatsız edici eğilime işaret ediyor.
Haaretz gazetesinin aktardığına göre Siyonist varlığın gayri safi yurtiçi hasılası (GSYİH) bir önceki yıla göre yüzde 1,4'lük bir düşüşle keskin bir şekilde geriledi. Nüfus artışı hesaba katıldığında kişi başına düşen GSYİH daha da düştü.
Ekonominin yıllık yüzde 3,5 oranında büyümesinin beklendiği göz önüne alındığında bu daralma, rejim açısından özellikle endişe verici. Fiili ve potansiyel GSYİH büyümesi arasındaki fark şu anda yüzde 5 gibi şaşırtıcı bir seviyeye ulaştı.
Tüketici harcamaları artmış gibi görünse de, daha yakından incelendiğinde bu büyümenin büyük ölçüde çatışma bölgelerinden tahliye edilen yerleşimcilere ve askerelere yapılan devlet yardımlarından kaynaklandığı görülüyor.
Yurt dışı harcamalar hariç tutulduğunda, yurtiçi tüketim yüzde 3,1 gibi yetersiz bir oranda büyüdü. Dahası, giyim ve mobilya gibi zaruri olmayan ürünlere yapılan harcamalar da azaldı.
Resmi işsizlik oranı olan yüzde 2,8 işgücü piyasasındaki daha derin sorunları maskeliyor. Silah altına alınanlar ve tahliye edilen yerleşimciler de dahil olmak üzere tahmini 85 bin çalışan işgücüne artık dahil değil.
İşgücüne katılım oranının yüzde 64'ten yüzde 62,7'ye düşmesi, mevcut işçilerde kayda değer bir açık olduğu anlamına geliyor.
Ekonomik daralmaya rağmen enflasyon yüzde 3,2 ile inatçı bir şekilde yüksek seyretmeye devam ediyor.
Bu durum merkez bankasının büyümeyi canlandırmak için faiz oranlarını düşürmesini engelledi. Rejimin genişlemeci mali politikaları ve zayıflayan para birimi ek enflasyonist riskler oluşturuyor.
Kredi notunun düşürülmesi ve çatışmaların artacağı korkusunun ardından devlet borcu çıkarmanın maliyeti giderek artıyor. Bu durum rejimin mali durumunu idare etme kabiliyetini daha da zorlayacak ve bir borç krizine yol açacak.
Siyonist hükümetin bu uyarı işaretlerini dikkate almayı ve sorumlu ekonomi politikaları uygulamayı reddetmesi, işgal altındaki toprakları uzun süreli bir mali krize sürükleme tehdidi yaratıyor.