YDH - Haaretz gazetesine isim vermeden konuşan İsrailli askeri yetkililer, projenin yasal rehberlikle sistematik bir şekilde yürütüldüğünü iddia etti. Bununla birlikte, sığınmacıları işe almanın etik sonuçları ele alınmadı ve henüz hiçbir katılımcı resmi statü almadı.
İsrail'de çoğunluğu genç erkeklerden oluşan yaklaşık 30 bin Afrikalı sığınmacı yaşıyor. Üç sığınmacının hayatını kaybettiği Aksa Tufanı operasyonunun ardından pek çok kişi tarım işlerinde ve sivil komuta merkezlerinde gönüllü olarak çalışmaya başladı. Bazıları ise rejim ordusuna katılmak istediklerini ifade etti.
Adını sadece A. olarak açıklayan bir sığınmacı, ordu için asker toplayan ve kendini güvenlik görevlisi olarak tanıtan bir kişi tarafından arandığını anlattı.
A. birkaç toplantıya katılmış ve burada kendisine nakit tazminat teklif edilmiş ve askere gitmesi halinde mevcut işine benzer bir ücret alacağı vaat edilmiş. İşe alan kişi ayrıca İsrail'den yasal belgeler alma olasılığını da önermiş.
Başlangıçtaki ilgiye rağmen, A. yetersiz eğitim ve savaş deneyimi eksikliği konusundaki endişeleri nedeniyle nihayetinde reddetti.
Askeri kaynaklar, bazılarının bu uygulamaya itiraz etmesine rağmen, ordunun çeşitli operasyonlarda sığınmacılardan istifade ettiğini doğruladı.
Rejim ordusu, silah altına alınmayı kabul edenlere statü verilmesini araştırmış olsa da, bugüne kadar bu yönde bir adım atılmadı.
İsrail İçişleri Bakanlığı ayrıca okullarda eğitim gören sığınmacıların çocuklarını, yabancı işçilerin çocuklarının yakın aile üyelerine statü verilmesi karşılığında hizmet etmelerine izin veren geçmiş politikalara benzer şekilde orduya almayı da düşünüyor.