YDH - Suudi Arabistan'a bağlı Başkanlık Konseyi bünyesindeki Güney Geçiş Konseyi'ni temsil eden yetkili, İsrail Hayom'a yaptığı açıklamada, İsrail'in Husilerin son füze fırlatmasına vereceği yanıtın kendilerinin kara kuvvetlerine gelişmiş silahlar sağlamayı içermesi gerektiğini söyledi.
Suudi arabistan liderliğindeki koalisyon tarafıjdan desteklenen Yemenli yetkili, İsrail'in herhangi bir eyleminin, Temmuz ayında Hudeyde limanına düzenlenen saldırının ölçeğine denk gelecek şekilde büyük askeri varlıkları hedef alması gerektiğini vurguladı.
Pazar günü Ensarullah'ın balistik füze saldırısı hakkında yorum yapan yetkili şunları söyledi: "Sadece meydan okunduğunda ölümcül güçle karşılık veren bir terörist milisle çatışma halindeyiz. Küresel toplumun rehavetini bir kenara bırakıp sahadaki birliklerimizi desteklemesinin zamanı geldi. Ancak o zaman IŞİD ve el-Kaide ile aynı kumaştan olan bu terörist örgütü ortadan kaldırabiliriz."
Yetkili, Biden yönetiminin bölgede yürüttüğü harekâtı “büyük ölçüde etkisiz ve stratejik derinlikten yoksun” olarak nitelendirdi. ABD’nin güneydeki güçleri destekleme konusundaki isteksizliğine ilişkin bir soruya cevaben, yetkili şu yanıtı verdi: “Sanırım bu mesele Amerikalılar üzerinde, İsraillilerde olduğu kadar derin bir etki yaratmıyor. Sonuçta her iki taraf da bu terör örgütlerinin varlığından doğrudan zarar görüyor.”
Batılılardan Ensarullah'a rüşvet teklifi: İsrail'e saldırmayın hükümetinizi tanıyalım
Bu arada, İsrail'e saldırılar yapan Sanaa merkezli Yemen hükümetine öncülük eden Ensarullah Hareketi'nin siyasi büro üyesi Muhammed el-Buheyti, yaptığı bir açıklamada, Yemen direnişinin ABD ve İngiltere’den aracılar vasıtasıyla “cazip teklifler” aldığını vurguladı. Bu tekliflerin, Kızıldeniz’deki saldırıların durdurulması karşılığında hükümetin tanınmasını içerdiği belirtiliyor.
El-Buheyti ayrıca Ensarullah'ın Gazze’deki Hamas ile koordinasyonlarını sürdürdüklerini ve ekim ayında Kızıldeniz’de gemi saldırılarına başlayarak savaşı sonlandırma yönünde baskı yapmayı hedeflediklerini kaydetti. Bu saldırılar, Batı pazarlarına ve Akdeniz’e giden önemli ticaret yollarını sekteye uğratmıştı.
Konu hakkında Yemen üzerine uzmanlaşmış bir güvenlik analisti, Israel Hayom’a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: "Orta Doğu ülkeleri arasında, Husilerin bölgeyi istikrarsızlaştırdığı ve ekonomik zarar verdiği yönünde artan bir fikir birliği var."
Örneğin Mısır ve Ürdün, Süveyş Kanalı ve Kızıldeniz üzerinden geçen deniz trafiğindeki azalma nedeniyle ekonomik zorluklarla karşı karşıya kaldı.
Arap devletlerinin Ensarullah'a karşı ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyona katılmaktan kaçındığını kaydeden yetkili, bu koalisyonun öncelikli hedeflerinin savunmaya yönelik olduğunu ve statükoyu köklü şekilde değiştirmektense milisleri kontrol altına almayı amaçladığını savundu.
Güvenlik uzmanı, “Husiler ciddi ekonomik sıkıntılarla mücadele ediyor, Körfez ülkeleriyle mali bir çekişme içinde ve Yemen içinde halk desteği kazanmak için çaba sarf ediyorlar. İsrail’e yönelik saldırılar da destek toplama aracı olarak kullanılıyor,” diye ekledi.